Gizli Yalta: Kriz yayılacak, yeni bir dünya kurulacak!
Küresel finans krizi, “gökten para yağdırma”, kapitalizmi ayakta tutabilmek için açgözlülüğü ve tüketimi güçlendirmeye yönelik çılgınlıklar, ekonomik armageddon senaryoları, çöküş ve sosyal patlama korkularına karşı olağanüstü hal yasalarının yenilenmesi, ekonomik ve siyasi krizlerin birbirini tetiklemesi ve bütün bunların ABD'nin küresel yayılmacılığına etkisi üzerine söylenecek çok şey var. Aslında bir çoğu yazıldı, söylendi de… Ama nedense günlük düşündüğümüz için, hafızalarımızı yenilemediğimiz için, geleceğe dönük vizyonumuz birkaç yılı aşamadığı için bunları unutuyoruz ve her gün karşılaştığımız şeyleri sürpriz olarak algılıyoruz.
Avrupa Birliği için 21. yüzyıla yönelik eğilimleri sorgulayan ve farklı düşünce kuruluşları ile işbirliği içinde olan “The Laboratoire européen d'Anticipation Politique Europe 2020 (LEAP/E2020)” adlı kuruluş, 2006 yılında bir rapor yayınladı. Bu köşenin müdavimleri aynı tarihte bundan haberdar oldu. Bu neden önemli? Bugün karşı karşıya bulunduğumuz ekonomik krizi, siyasi gelişmeleri iki yıl öncesinden anlatıyor da ondan. Hatta 2008 ve sonrasında bu krizin nerelere uzanacağını anlatıyor.
Europe 2020 Alarm/ Global Systemic Rupture/Iran/USA-Release of global world crisis” adlı çalışmada neler vardı?
Ekonomik, güvenlik ve siyasi açıdan dünyanın büyük bir krize doğru sürüklendiği, 1929'daki ekonomik çöküntünün benzerinin yaşanabileceği öne sürülüyor. öngörülen kriz 7 bölüm halinde inceleniyor: 1- Dolara duyulan güvensizlik. 2- ABD'deki finansal dengesizlik. 3- Petrol/enerji krizi. 4- Amerika'nın liderlik krizi. 5- İslam dünyasının içinde bulunduğu kriz. 6- Küresel iktidar krizi. 7- Avrupa'nın yönetim krizi. Bu yedi krizin, küresel sistemik kırılmaya yol açacağı ve ABD'den Asya'ya kadar etkisini hissettireceği belirtiliyor. Petrol ticaretinde dolardan çıkışın krizi tırmandıracağı, dolara güvenin daha da azalacağı, İran'ın dışında Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya ve Asya'ya kadar bazı ülkelerin bu tercihe yönelebileceği ifade ediliyor.
ABD ve İngiltere'nin Ortadoğu'daki askeri müdahalelerinin iki ülke ile birlikte bazı Asya ülkelerini de ekonomik krizin içine sürükleyeceği, ekonomik globalleşmenin aniden durabileceği, iç ve dış siyasi tehditler nedeniyle transatlantik eksenin çökeceği belirtiliyor. Rapora göre dolar artık bir sığınak değil! Altının yükselişi ve altına yöneliş, düşüşü hızlandıracak. Sadece ABD yönetimin tavrı yaklaşan krizi önleyebilir. Ancak ABD'yi yöneten ideolojik kadro ile bu mümkün olmayacak, tehdit daha da büyüyecek.
Bunlar iki yıl öncesinin öngörüleri. Peki şu an neredeyiz? Bir çoğunun gerçekleştiğini fark etmiyor muyuz! Raporun yayınlandığı tarihlerde bazı ekonomi çevreleri şu iddialarda bulunuyorlardı:
“Amerika'nın topyekun ekonomik çöküşten kurtulma şansı sadece onda bir. çöküşten sonra kendini vuracak ekonomik gerilemeden kurtulma şansı onda üç. Ardından (üçüncü aşama) gelecek karmaşadan sonra nihai anlamda ekonomik kıyametten (Armageddon) kurtulma şansı ise onda altı.”
Aynı dönemde, Princeton üniversitesinden Paul Krugman, “ABD ekonomisinin 1990'lardaki Arjantin ekonomisine benzediğine, dolardaki değer kaybı ticaret ve bütçe açıklarıyla birleşince Bush yönetiminin ekonomik bir felaketle yüzleşeceğine” dikkat çekiyordu.
Yine aynı dönemde FEMA (Federal Acil Yönetim Ajansı) yeniden yapılanıyordu. Hem de nükleer saldırı, isyan ve iç savaşa göre. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim yasaları yeniden belirleniyordu. Bankacılık işlemlerinden vatandaşlık yasalarına kadar ABD olağanüstü şartlar için hazırlık yapıyordu. Ne amaçla? Ekonomik krizin, yol açacağı siyasi krizin ya da büyük bir savaşın sonrasında meydana gelecek toplumsal patlamaya hazırlık için…
Bütün bunlar 2006'nın Mart ayında yazılan gerçekler. Yaklaşık iki yıl geçti ve söylenenler gerçekleşiyor. Bugünkü durum şu: 2007 ABD ekonomisinin duraklama dönemi kabul ediliyor. Krizin gerçek boyutlarının 2008'de kendini göstereceği öngörülüyor. Finansal krizin öncelikle İngiltere ve Avrupa'yı etkisi altına alacağı, Asya ekonomilerini sarsacağı, yeni bir finans sistemi oluşturma çabalarının ağrılık kazanacağı, krizin küresel düzeye yayılmasının siyasi krizi de besleyeceği, yeni bir finans sisteminin yanı sıra yeni bir küresel paylaşım sistemi oluşturulmaya çalışılacağı belirtiliyor. Bunlar, önümüzdeki dönemde ABD'nin ve bir çok ülkenin dış politikalarında köklü değişiklikleri de beraberinde getirecek gibi. Ekonomik krizin ABD'nin dünya genelindeki askeri varlığını etkileyeceği, siyasi alanda gerilemenin söz konusu olabileceği ifade ediliyor.
Daha şimdiden bunu işaretleri görülmeye başlandı. Birleşmiş Milletler'in yeniden yapılandırılması kapsamında İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın dünya liderleriyle gizli görüşmelere başlamasının “yeni bir Dünya Düzeni” çalışması olduğu belirtiliyor. ABD, Rusya, çin, Fransa, İngiltere, Hindistan, Almanya, Japonya, Brezilya ve iki Afrika ülkesinin temsil edileceği yeni bir sistem oluşturulacağı belirtiliyor. Yani 1945'te kurulan sistemin sonu geldi, şimdi yenisi kuruluyor. Gizli Yalta pazarlığının nedeni bu.
Şimdiden not edelim: Bu kriz sadece ekonomik bir sorun değil. Etkileri o kadar büyük olacak ki, küresel ekonomi ve küresel siyasi sistem yeniden tanımlanacak. Eğer öyleyse, yakında her ülkenin geleneksel politikalarında radikal değişiklikler göreceğiz ve çok şaşıracağız demektir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.