Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Bir gün de mizah olsun

Bir gün de mizah olsun

Mizah hem güldürür, hem düşündürür...
Zavallı medya köleleri “Acaba patronum ne der?” endişesiyle gülmeyi de, düşünmeyi de semtlerine yaklaştırmazlar...
Gelelim esas konumuza:
Henüz 9. dalga mı, 10. dalga mı karar verilmemiş... Fakat konuşanlar 10. dalgada ittifak etmişe benziyor...
1- Geldi/Gitti BABA’nın serzenişleri:
Ben ki bu ülkenin namdar bir pehlivanıyım... Tüfekli güçler galiba 35 defa kovdular, ben 72 defa kapıdan, pencereden, bacadan yol buldum ve halkımı öksüz bırakmadım... Buna rağmen, 10. dalga düğün davetiyesi gelmedi adıma... Ayıptır, günahtır, yazıktır...
Benden başka kaç tane bir (1) numara vardır? Bu bir (1) numarayı dahi çok gördüler ki başka kovuklarda arıyorlar...
Hakkımı haram ediyorum herkese!..
2- Krizci babanın haklı şikâyeti:
Beni de çağırmadılar 10. dalga düğününe...
Benim not vererek piyasaya sürdüğüm kişiler davet ediliyor da, ben edilmiyorum... Laikçiliğim mi eksik, ideolojim mi arızalı, affı şahaneme nail olanlar mı yetersiz?
Peki ben niye yokum davetliler arasında?.. Canımı sıkmayınız, size bir dedeyasa kitapçığı havale ederim ki, altından kalkamazsınız...
3- Malatya FATİH’inin bildirisi:
Bir zamanlar Doğani ceridelerin tamamında ismim geçerdi, hakkımda methiyeler yazılırdı... Benim gibi sert çıkışlar yapan başka kim vardı? % 95 oy alanları bile sapana koyup atmadım mı?
Günlerdir her dalgada adımı ararım... Bulamıyorum... Galiba beni adam yerine koymuyorlar...
4- Dengelemeci büyüğümüzün içler acısı sözleri:
Kaportacılık, karosercilik, rot-balansçılık yaptığım günlerde peşim sıra yüzlerce gazeteci koşuştururdu.
Ne zaman ki tekaüde sevkedildim, o günden beri nisyan çukurundan çıkamıyorum...
Dalgacılara bakın hele...
Şu ülkede en iyi darbe ilminden anlayan sanki ben değil miydim?
Yetiştirdiğim çömezler davetli, amma beni davet eden yok... Vallahi prestijimle oynuyorlar...
5- Yaşayan en büyük okuyucu Yaşar ve emanetçilikte rekor kırmış Doruk Cin’i ve dahi Tantanacı başkan ile “çifte hoparlörlü” eski imam müştereken bir deklarasyon yayınlamışlar:
Niye biz yokuz hiçbir dalgada?
Boyumuz, posumuz-endamımız mı yeterli değil, konuşmayı mı bilmiyoruz?
Haklı söze kim itiraz edebilir?
Dört kişi girmiş meydane, biribirinden merdane, daha ne istersiniz, daha ne?
Dalga davetiyesi gönderilmediği için hepsi de küsmüş...
Uydurmayın bahane... Deklarasyoncularımız şahane...
6- Kahin-i Zaman’ın notlarından alınmıştır:
Ne demiştim?
Ha, tamam...
Vurduğumuz şamarın acısı 1000 yılda geçmez... O şamarın sıkletini küçümsemeye kimsenin hakkı yoktur...
Canımı sıkarsanız, 1000 yılın üstüne bir 1000 yıl daha eklerim...
Bre siz beni nasıl unutursunuz?
Gazabımdan mı korktunuz, yoksa beni küçük mü gördünüz?
Olup olanı ismimin yazılı olduğu bir 10. dalga davetiyesi...
Geri gelirsem yapacağımı biliyorum...
7- Nitekim Türk büyüğünden sitem:
Neler yapmadım bu ülke için?
Darbe mi yapmadım?
Darağaçları mı kurdurmadım?
Kılına/tüyüne dokunulmaz Anayasa’yı kökten lağvedip yerine çok beğendiğiniz yenisini mi getirmedim?
Ben ve arkadaşlarım olmasaydı demokrasinin yüzünü dahi göremezdiniz...
Hukuka hukukçulardan fazla pim çakan ben ve arkadaşlarım değil miydi?
Eee, yaşlandık diye düğüne çağırmazsanız, size gösteririm... Bekleyin gelecek 12 Eylül’ü...
Kör avcı köfte yerken keklik uçar kurtulur
Darbe derbederleri yurttan kaçar kurtulur
İş tutmayı bilmeyen insanın avanağı
Köyünü bırakır da şehre göçer kurtulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi