Dönen Dolapları Bilmiyoruz
İKİ yılda tıp tahsili yapılabilir ve doktor olunabilir mi? Yapılmaz, olunmaz... Dört sene yeter mi?.. Yine olmaz...Kaç sene lazımdır? En az altı sene. Altı seneyle iş biter mi? Bitmez bitmez. Ardından ihtisas (uzmanlık) tahsili gelir. Velhasıl doktor olmak için on sene kadar okumak, öğrenmek gerekir. Okumak ve öğrenmekle de iş bitmez. Sınavları başarıyla vermek gerekir.
Başka bir konuya geçelim...
Gazete ve televizyon haber ve yorumlarıyla Türkiye'nin yakın tarihinde ve bugün dönen dolapları öğrenmek, bilmek mümkün müdür? Değildir.
1923'ten bu yana bir tarihimiz var. Pardon iki tarihimiz var. Biri resmî, ideolojik, mitolojik tarih, ötekisi gerçek tarih. Birincisini az çok biliyoruz ama ikincisini nasıl bilip öğreneceğiz? Öğrenmek serbest ama "yassah" var. Cesaretin varsa öğren. Bu tarihi öğreten mektep yok, üniversite yok zaten.
Pek yakın tarihin bir "Üzeyir Garih cinayeti" dosyası var. Bu cinayetin içyüzünü biliyor muyuz? Bir asker Garih'i Eyüp Sultan'da Şeyh Küçük Hüseyin Efendi'nin kabrinin yanında öldürmüş. Garih ne yapıyormuş orada? Şeyhin kabrini ziyaret ediyormuş... Fatiha okumadığına göre Şema Yisrael okumuştur herhalde.
Katil zanlısı asker Yener Yılmaz mahkûm oldu ve şimdi cezaevinde. Fazla konuşamaz. İleri giderse şişlenir...
Vatan gazetesinde Doğan Kasadoğlu ile Üzeyir Garih cinayeti konusunda yapılan röportajı okudum. Doğan Kasadoğlu, Yahudi imiş, asıl ismi David Kasado imiş, sonra Müslüman olmuş. Bu konudaki sorulara cevap vermiyor. Garih cinayeti hakkında dehşetli, korkunç, akıl almaz iddiaları var. En iyisi siz internetten bahsi geçen röportajı dikkatle okuyunuz. Üzeyir Garih, Eyüp Sultan kabristanında öldürülmemiş, başka yerde öldürülüp cesedi oraya atılmış... Niçin öldürülmüş. Birilerine para/haraç veriyormuş. Vermemiş, öldürmüşler.
1980'lerin başında ülkenin zengin Yahudilerinden haraç alınıyordu. Sağmalcılar cezaevinde yatarken bilgi edinmiştim...
Şimdi soruyorum:Üzeyir Garih cinayeti gibi bir sürü esrarlı, gizli kapaklı hadise var. Bunların içyüzünü gazete ve TV haber ve yorumlarından öğrenebilir miyiz? Böyle bir şey mümkün değildir.Üç beş sene boyunca bu konularda uzman kişilerden özel dersler almamız gerekir.
Yirmi beş senedir Türkiye'yi allak bullak eden PKKterörü hakkında ne biliyoruz? Gazete ve TV haberlerini ve yorumlarını geçin... Onlarla işin içyüzünü asla öğrenemezsiniz.
PKK, Kürtlerin fabrikasyonu değildir. Bu terörü Ermeniler, Kripto Ermeniler ve onlara yardakçılık eden Türkler tezgahlamıştır. İşin içinde elbette bir miktar Kürt figüran vardır.
İran, kendi PKK'sı olan PJAK'ı nasıl bitirdi?.. Yakaladıkları teröristleri mahkeme kararıyla idam ettiler, üzerine doğru dürüst gittiler ve bitirdiler.
Bizim PKK niçin bitmez?
PKK'nın gölgesinde yapılan uyuşturucu ve silâh kaçakçılığı yekûn olarak kaç yüz milyar dolara ulaşmıştır? Belki de bir trilyon dolar olmuştur...
PKK terörü rantı devam ettikçe bu savaş bitmez.
Öcalan cenapları şimdi ne yapıyor? İmralı'dan işleri idare ediyor...
Türkiye'deki terör elbette İran'daki PJAK terörü gibi bitmez.
Garih cinayeti, PKKterörü, Susurluk, Ergenekon gibi yüzlerce büyük, binlerce orta dosya var. Bunların içyüzünü öğrenmek için altı yıllık tahsil de yetmez. Ne tahsili? Yakın tarihimizin içyüzü, önemli dosyaların içyüzü tahsili.
Mektebi yok, medresesi yok, hocası yok, dersi yok...
Son Gazze savaşının içyüzünü biliyor muyuz? İsrail uçakları Mısır'a ait araziden giriş yapıp Filistinlileri katl ediyormuş.
Ha sahi, İsrail uçakları on seneden beri Konya semaları üzerinde talim yapmıyor muydu?
Sakın birileri İsrail'i protesto ederek seçimlere yatırım yapmış olmasın?
Yakın tarihimizin en önemli ve ünlü kişisi Mustafa Kemal Paşa'yı tanıyor muyuz?Hakkında on binlerce kitap, risale, araştırma makalesi yazılmış olmasına rağmen modern Türkiye'nin en büyük bilinmeyeni o değil midir?
Atatürk ile İsmet Paşa iki yakın dostmuş...Ya öyle mi?
Sultan Vahdettin bir İngiliz zırhlısı ile Türkiye'den niçin ayrılmak zorunda kalmıştı? Bunun içyüzünü bilen kaç kişi çıkar şu yetmiş iki milyon içinden?
Atatürk'ün vasiyetnamesi niçin açıklanmıyor? Neden çekiniyorlar? Niçin korkuyorlar?
Latife hanımın hatıraları...
Türk hükümeti niçin İngiliz arşivlerindeki Hilafetin kaldırılmasıyla ilgili belgelerin bir müddet daha gizli tutulmasını İngiltere'den resmen istemiştir?
Son yüzyıl içinde Türkiye'de yapılan devrimlerin, inkılapların, derin ve büyük değişimlerin ardında hangi güçler vardır?
Sahnede arz-ı endam eden aktörlerin hangisi Kripto Yahudidir, hangisi Kripto Ermenidir? Bilen var mı, listesi var mı?
Çocukluğumda ve gençliğimde İstanbul'un büyük zenginlerinden Rum asıllı bir Arşimidis vardı. Bu zat, Üzeyir Garih gibi bir cinayete kurban gitmiştir. Üç saygın kişi onu öldürmüşler, cesedini Halkalı'da gözden uzak bir yerde yakmışlar ve servetinin üzerine oturmuşlardır.
Bursa'da pek uzak olmayan bir tarihte ülkemizin tefeciler imparatoru Nesim Malki Bursa'da öldürüldü. İşin içyüzünü hakkıyla bilen kaç kişi var?
Garih'in, Malki'nin aileleri korku içinde titriyorlar... Konuşamazlar...
Âblar akıyor, dolablar dönüyor...
Her gün ve her gece üzerimizden bardaktan boşanırcasına haber, yorum, sözde ifşaat akıyor ve millet hadiselerin içyüzünü bilmiyor.
Türkiye'nin Gerçek Gündemi
ERGENEKON dâvâsında yeni bir tutuklama dalgası olunca Gazze faciası ikinci plana düşüverdi. Bir gün önce Gazze Gazze diye feryat eden nice kişi, yirmi dört saat sonra Ergenekon Ergenekon demeye başladı.
Şifahî toplum olduğumuz için yüzeyde kalıyoruz, hadiseleri önemine göre değerlendiremiyoruz.
Ergenekon dâvâsı nereye gidiyor? Bunu kestirebilen de pek yok.
Her grubun kendine göre bir gündemi var.
Ülkenin gerçek gündemi belli midir?
1950'lerde, 60'larda gündem maddelerinden biri lisandı yani Türkçeydi. Artık böyle bir madde yok. İki üç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, konuşma, iletişim Türkçesiyle idare ediyoruz.
Bir şehircilik, mimarlık gündemimiz de yok.
Ülkemizdeki kokuşmayı ciddî ve devamlı olarak dile getiren kaç kişi çıkar şu medya içinden?
Aile kurumunun temelleri dinamitleniyor. Zinanın suç olmaktan çıkartılmasını ne çabuk unuttuk? Aile yıkılırsa toplum yıkılır, bundan haberimiz var mı? Bunun mücadelesini yapıyor muyuz?
Suçlar ne kadar çoğaldı... Cezaevleri tıklım tıklım doluymuş... Mahkemeler dâvâlara bakmaya yetişemiyormuş... Avrupa'nın en büyük Adalet Sarayı'nı biz inşa ediyormuşuz... Suç patlaması ve adalet konusu bazılarına göre önemli değil ki, bu konu üzerinde durmuyorlar.
Şu medyaya bakınız: Şarkıcılar, türkücüler, futbolcular, cinsellik, kediler, köpekler, yunus balıkları, ıvır zıvır... Dünya yıkılsa umurlarında değil.
Ya şu zata ne demeli? Her şey yolunda gidiyormuş... Pöh!..
Rantçılar İstanbul'u 40 milyonluk dünyanın en büyük, en dev şehri haline getirmek istiyorlarmış. Niçin? Rant rant rant... Bu rantlar devletin bütçesine girse dış ve iç borçlarımız birkaç senede ödenir. Bunu kim düşünüyor?
Bu ülkenin gerçek gündemini kimler hazırlayacak ve kimler müzakere edecek?
İşte mesele burada.