İsrail, sağlığa ve insanlığa zararlıdır!
Ağla gözlerim ağla
İsrailli bir gazeteci bu konuyu yazmış olsaydı eğer, yazısının başlığı "Ağlama yar ağlama" olabilirdi.
Bizimkisi "Ağla gözlerim ağla."
Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin İstanbul adaylarını tanıtırken yaptığı konuşmada, "Biz söyleme, başbakan ise yapma makamındadır" dedi. Fakat Başbakan, İsrail ile ilgili hiçbir ciddi şey yapmıyor, buna karşılık, her fırsatta duygusal konuşmalar icra ediyor. Bir anlamda, İsrail karşısında "öfkeli kalabalık" haline gelen Türk milletinin gazını alıyor.
O "beğenmediğimiz" Saddam Hüseyin bugün iktidarda olsaydı, İsrail işgal devletine bir-iki füze fırlatıp duygularımıza tercüman olabilirdi. Başbakan ise durmadan demeç fırlatıyor.
Filistinli gazilerin küçük bir kısmı tedavi için ülkemize getirildi ve Başbakan Erdoğan, hastane ziyareti sırasında gözyaşlarını tutamadı. Biliyorsunuz
Başbayan Erdoğan da, Gazze için konuşurken gözyaşlarını tutamadı. Bunu da biliyorsunuz.
O halde soralım: Madem soykırıma uğrayan Müslümanlar için bu kadar duyarlısınız, hassassınız, o halde ailecek niye gereğini yapmıyorsunuz?
Bu hassasiyetin karşılığı; İsrail işgal devletinin Türkiye elçisini sınır dışı etmek, oradaki büyükelçimizi geri çekmek, bu korsan devlet ile bütün diplomatik ve ekonomik ilişkileri kesmek değil midir?
Bunu yapamıyor ve sadece ağlıyorsanız eğer, demek ki elinizi kolunuzu bağlayan bir şeyler var. Bir takım anlaşmalar, karşılıklı sözler falan. Ya da...
Bu arada, Başbayan Erdoğan'ın İslam dünyasının çeşitli yerlerinden devşirdiği bayanlara da bir çift sözümüz var: Aynaya bakın ve İsrail'in niçin bu kadar cesur olduğunu anlayın!
"Kadınlar" deyince, aklıma geldi: Bir yıl kadar önce, bir arkadaşla oturmuş, İngilizleri konuşuyorduk. Arkadaşa, İngilizlerin 1914 ile 1918 arasında, Hindistan'dan Filistin'e, Mısır'dan Irak'a, Afrika'dan Avrupa'ya kadar ne gibi icraatlar içinde olduğunu anlattım. Sonra arkadaşın sorusu geldi: "Bütün bunlar olurken, İngiliz kadınları ne yapıyordu?"
İsrail işgal devleti, insanlık dışı ne kadar şey varsa, hepsinde rekor üstüne rekor kırarken, İslam ülkelerinin sözde liderleri ne yapıyor?
Şairin "Kötü kadından beter" dediği bu kişiler; Filistinli ya da Türkiyeli bir kız çocuğu kadar tepki verebiliyorlar mı?
İsrail işgal devletinin sözde başbakanı, daha doğrusu sözde elebaşısı, "kimse bize ahlak dersi vermesin" derken, sizce neyi kastediyor?
***
İsmet Özel anlatmıştı.
Bir Avrupalı ile bir Afrika yerlisi karşı karşıya gelir.
Avrupalı tam teçhizatlıdır: Giyim kuşam, miğfer, tüfek vs.
Afrikalının ise mahrem yerlerini kapatan bir parça bezi ve bir mızrağından başka şeyi yoktur.
Avrupalı, şaşkınlık içerisinde sorar:
- Sizin tankınız, tüfeğiniz yok mu?
- Hayır efendim, biz vahşi insanlarız.
İsrail ile Filistin arasında da böyle bir çelişki var. Filistinlilerin elinde taştan ve "ev yapımı" birkaç küçük silahtan başka hiçbir şey yok. İsrail'in elinde ise her türlü ağır silah var. Buna, kullanımı yasak olan silahlar da dâhil.
Buna rağmen, Yahudiler medeni oluyor, Filistinliler ise barbar!
Yahudiler, Müslümanları şehit ederken, "kendilerini savunmuş" oluyor. Müslümanlar ise nefsi müdafaa yapıyor diye "terörist" ilan ediliyor.
Batı'dan adalet bekleyeceğine, Godot'yu bekle, daha iyi!
UYARI ATIŞI
Gayrimeşru İsrail'in sözde başbakanı, "kimse bize ahlak dersini vermeye kalkmasın" diyor. Ahlak, insanlar içindir. İnsan değilsiniz ki, size ahlak dersi vermeye kalkalım. Size vereceğimiz tek şey, dersinizdir!
YASAL UYARI
İsrail, sağlığa ve insanlığa zararlıdır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.