Ciğerim Parçalandı
Haberi okuyunca içim yandı, ciğerim parçalandı. “Böyle olmamalıydı” dedim içimden. Üst üste yaşanan yanlışlar ve iç içe düşülen ziyan ve hüsranlar…
Allah belanı versin senin ey cehalet!
Beni kahreden haber şu: “Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesine bağlı Saygılı köyünde bekâret yüzünden canına kıyan 15 yaşındaki F. K.ın, 9 yaşındayken komşusunun tecavüzüne uğradığı ortaya çıktı. Evlendiği gece "Bakire değil" diye gönderildiği baba evinde av tüfeğiyle canına kıyan F.nın, intiharından hemen önce annesine 6 yıldır sakladığı sırrını açıkladığı öğrenildi.
Acılı anne E. K. "Damadım olacak oğlan, kızıma deliler gibi aşıktı. Birbirlerini seviyorlardı. 'Ben onsuz yaşayamam' diyordu. İstemeye geldiklerinde kızımıza sorduk. O da 'Beni verin, yoksa kaçarım' dedi" diye konuştu.
Olay gecesi kızına ne olduğunu sorduğunu belirten acılı anne, 'Ben hiçbir şey yapmadım, ondan başkasıyla birlikte olmadım. Sadece söylemediğim bir şey vardı. İlkokul 3'e giderken komşumuzun oğlu bana bir kötülük yapmıştı, ama o zaman kan gelmemişti' dediğini söyledi.
Gözaltına alınan damat İ. A.'nın da aralarında bulunduğu 3 kişi ifadelerine başvurulduktan sonra serbest bırakıldı.
Savcılık, tecavüz iddiasıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor. Otopside genç kızın bakire olmadığı ve bekâretinin çok eski bir tarihte bozulduğu belirlendi.”(*)
Gözümün önüne önce Batman’da dikkat çeken, sonra bütün bölgede yaygınlaşan benzer sebeplerle yaşanan intiharlar geldi.
İnsanlara din eğitimini ve terbiyesini vermezseniz, ne anne yetişir doğru dürüst, ne de baba. Bunların çocukları, bir de bu bozuk düzenin ayaklar altında sürünen millisiz eğitimine gönderilirse, sonuç böyle olur işe. Okullarda fuhuş, içki, uyuşturucu, sigara, kumar, kavga, terör, mafya, çeteleşme kol geziyor maalesef…
Küçücük oğlum, sınıfta kim kimin sevgilisi ve okul çıkışında nasıl birlikte gidişlerini anlatıyor saf saf. Dinlerken ben utanıyorum.
Ben eğitimciyim, okulları iyi bilirim. Bizim derdimiz ne ekonomi, ne sağlık, ne terör, ne işsizlik. Yemin etmesini hiç sevmem, ama bu kanaatimde samimiyetime yemin edebilirim, bizim en büyük derdimiz ve öncelikli çözüm bulmamız gereken sorunumuz, eğitimdir. Bütün çektiklerimiz buradan başlıyor. Ya tekrar buradan kalkarız, ya da temelli yıkılır gideriz. Yavrularını okul diye karanlığa teslim etmiş bir milletiz. Var mı acaba bizim gibi dünyada bir millet daha?
Hasan el-Benna hatıratında, “bir anne sağ eliyle beşik sallarken, sol eliyle de dünyayı sallamaktadır” diyordu. Bazıları şikayet ediyor; halk kız çocuklarını okutmuyormuş. Bunu gündeme getirenler, nedenini de merak ettiler mi acaba? Ettilerse, çözüm için bir adım attılar mı dersiniz?
Ne gezer, dillendirmediler bile!
Peki, hadi okula verdik çocuklarımızı. İyi ama orada ne öğretiyorlar?
Bir sürü ders adı sayabilirsiniz. Sonuçta çoğu fasa fiso. Bu okullarda okuyanlar ne insan ve hayatı, ne devlet ve toplumu, ne düşünce ve felsefeyi, ne görgü ve terbiyeyi, ne dil ve edebiyatı… tanıyorlar. Din, iman, ahlak zaten yasak. Tarihse ecdada küfürname…
Şu kıza bakın, aman Allah’ım ne felaket!
Kızlarla oğlanlar karma eğitimde bu felaketlere her zaman açık. Böyle veya gönüllü neler yaşanıyor…
Bunları görmezlikten gelenler veya yaşananları hoş görenler, “sizin kalbiniz kötü” diyorlar. Biz de soralım, “ya sizin nereniz kötü?”
Bana “biraz aşırı gidiyorsun” diyen iyi niyetlilere, Hürriyet Gazetesinden bir haber aktarayım:
“….lu gençler, aileleriyle aralarındaki kopukluğa dikkat çekti. 14 yaşındaki bir genç kız, her gün arkadaşlarıyla kafeteryaya gittiğini belirterek şöyle konuştu: ‘Sigara içiyorum, ablam da. Annemin çenesinden kurtulmak için eve gitmek istemiyoruz. Yaşıtlarımızın yüzde 90’ına yakını sigara ve alkol kullanıyor, birçoğu hapla başlayarak uyuşturucuyu denedi bile. Sevgilisi olmayan yok gibi, lisede bakire olan kızlara aptal gözüyle bakıyorlar. Namus, ahlak ve özgürlük gibi değerleri öğreten yok.’
Para için işadamlarıyla yaşayan liseli kızların ve barlarda yaşlı kadınlarla para karşılığı birlikte olan 16-17 yaşlarında erkek arkadaşlarının olduğunu belirten genç kız, ‘Bir süre sonra bu arkadaşlarımız psikolojik tedavi görmek için İzmir’e, İstanbul’a, hatta İsviçre’ye ve Almanya’ya gidiyor. Tedavi olamayanlar intihar yolunu seçiyor. Olaylar örtbas ediliyor. Sorun ve suçlu sadece gençlikmiş gibi gösteriliyor. Biz suçlu değiliz, ne görüyorsak onu yapıyoruz’ dedi.”(**)
Gelelim şu intihar eden taze gelinimize. Söyleyecek çok sözlerimiz var, ama yazımız çok uzadı, gelecek yazımıza bırakalım mı?
(*)http://www.sabah.com.tr/haber,5E796EAA39A344FF8E31847ECC227752.html
(**)www_hurriyet_com_tr_dosyalar3511945.htm