CHP, son dönemlerin en akıllı işini yaptı ve Kılıçdaroğlu soyadlı kişiyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gösterdi. Ancak bu kadar isabet olurdu. CHP’yi tebrik ediyorum.
Allah’ın izniyle 30 Mart sabahı Kılıçdaroğlu soyadlı şahsı, ağzının payı verilmiş olarak, tıpış tıpış ya Atatürk Havaalanı'ndan, ya Sabiha Gökçen’den, ya da karayolu ile Çamlıca gişelerinden Ankara’ya büyük bir şeref ve gururla postalayacağız.
Akıl var mantık var, İstanbul nereeee, CHP’nin belediye başkanlığı nere. İstanbul halkı CHP’ye geçit vermeyecek kadar akıllı, mantıklı, makul, seviyeli, kültürlü, şehrine sahip çıkan, kimden hizmet alacağını ve kime vize vereceğini bilen bir halktır.
Elbet malûm şahsı da destekleyenler olacaktır. Sıfır oy alır demiyorum. 15 milyonluk İstanbul’da herkesin Kadir Topbaş’ı takdir etmesini beklemek doğru değil. Rantı kesilen o kadar çevreler var ki; hepsi de Kılıçdaroğlu veya bir CHP’liyi dört gözle bekliyor.
Tabiî ki onların oyunu alacaktır ama bir dünya kenti olan İstanbul, CHP’ye teslim edilemeyecek kadar önemlidir. İstanbul’da yaşayanlar, mevcut rahatlarını bozup da kargaşa ve kaosa davetiye çıkarmazlar. Hangi akıllı insan, bile bile kendisini kör kuyuya atar.
Sahi Kılıçdaroğlu denilen kişi, İstanbul’un kaç ilçesi olduğunu biliyor mudur? Mesela Büyükçekmece ile Küçükçekmece’nin nerede ve belediye başkanlarının hangi partiden olduklarını bir çırpıda söyleyebilir mi acaba?
Kadir Topbaş ile Kılıçdaroğlu’nu yan yana getirmek, en başta belediyecilik adına hakarettir. İkincisi, insanlık bakımından asla ama asla aynı kategoride değerlendirilemez. Değil İstanbul, bütün Türkiye, her ikisinin de nasıl biri olduğunu pekâlâ bilmektedir.
Farz edelim ki; CHP zihniyetine mensup herhangi biri belediye başkanı oldu. R. Tayyip Erdoğan’dan başlayıp, bugün Kadir Topbaş ile devam eden hizmetlerin küçük bir kırıntısına bile akıllarının ermeyeceğinden İstanbul halkı emindir.
Yalnız şunu yaparlar, ondan şüphemiz yok. Belediyeye bağlı birimlerden hangisinin parası varsa, derhal o para belli yandaşlara dağıtılabilir. Çünkü CHP denilince akla başka hizmet gelmiyor. Eşe dosta kasa boşaltma eylemlerini kimse unutmuş değil.
Kadir Topbaş, İstanbul’a hizmet ederken elini vicdanına götürerek hareket ediyor. Bütün hizmetlerini bir tarafa bıraksak bile sadece Darülaceze yeter. Özürlülerle ailelerine sunulan hizmetler, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yok.
Yalnızca iki hizmetinden söz ediyorum. Bunların hangi birisine Kılıçdaroğlu’nun aklı erecek de yapacak. Ruh ve hayâl dünyalarında böyle bir hizmete yer var mı ki Allah aşkına? “Darülaceze nerede” diye sorsanız “Okmeydanı’nda” diyecektir ama Kayışdağı’ndaki o modern binayı bilmeyecektir.
Yine binlerce hizmetini bir tarafa bırakalım. Sadece üç imparatorluğun taht kurduğu İstanbul’un tarihini, kültürünü, milli ve manevi değerlerini, sosyal hayatını ortaya çıkarması ve Türkiye başta olmak üzere, bütün dünyaya duyurması, tanıtması dahi CHP zihniyetlilerin kıyamete kadar tasavvur edemeyecekleri hizmetlerdir.
Onun için derim ki; Kılıçdaroğlu, Kadir Topbaş’ın şu soğuk havalarda dışarı çıkınca nefes alıp verdiğinde buharlaşan nefesi kadar bile olamaz. Aralarında öyle çok fark var ki; bırakın bu dünyayı, mahşerde de yan yana olmaları imkânsız. Yani aralarında böylesine keskin farklılıklar vardır.
Şurasını tekrar edelim ki; İstanbul gibi bir şehir, CHP zihniyetine asla ama asla teslim edilemez. Teslim edileceğini düşünenler, ancak ve ancak İstanbul halkının emeklerini sömürmek isteyen ve onlara sunulacak imkânları gasp edecek olanlardır. Onları da zaten halkımız bildiği ve tanıdığı için kendi ekmeğini kaptırmayacaktır.
Ayrıca İstanbul bir sahabeler ve evliyalar şehridir. Sahabeler ve evliyalar, manevi anlamda CHP zihniyetinin kendi üzerlerinde gezmelerine müsaade etmeyeceklerdir. Şimdi bu söylediklerim, CHP’li tiplere öyle komik gelecek ki, çünkü adamlar; Efendiler Efendisi Peygamberimiz'le (s.a.v) bile alay etmekten çekinmedikten ve Müslüman halktan utanmadıktan sonra, İstanbul’un manevi bekçilerine mi hakaret etmeyecekler.