Sayın parti başkanlarına saygılarımla
Sizler öncelikle insan olma nimetini kazanmışsınız. Rabbim sizi, bizi insan değil; hayvan, taş, dağ olarak da yaratabilirdi. Ama insan olarak yaratmış.
Öyle tahmin ediyorum ki sizi yaratan Allah’a inanmakla ikinci bir nimeti elde etmişsinizdir. Ancak inandığınız Allah’ın varlığına mı veya birliğine mi inanıyorsunuz, o sizi ilgilendirir. Çünkü Allah’ın varlığını şu yeryüzünde hiçbir insan inkâr etmemiştir. Fakat Allah’a ait olan rab, ilah ve melik sıfatlarını, bir kısım insanlar reddeder, bir kısım insanlar o sıfatlarla Allah’a şirk koşar. Veya kabul ederek mümin olur.
Aynı ülkede yaşamanız da bir başka nimettir. Çünkü yaşadığınız ülke, yeryüzü insanına yaklaşık 600 sene hizmet etmiş, adalet, medeniyet nimetleriyle, insanlığın gönlüne taht kurmuş dedelerimizin bizlere emanet ettiği ülkedir.
Duyu organlarınızda bir arızanın olmaması da bir başka nimettir. Aynı ülkenin sokaklarını, caddelerini, alışveriş merkezlerini ortaklaşa kullanma, ülkenin nimetlerinden bol bol istifade etme imkânına sahipsiniz.
Hz. Adem’in soyundansınız. İçinizden birinin çıkıp, “Hayır, benim aslım maymundur” diyeceğine ihtimal vermiyoruz.
İşte kimliklerinizde, kişiliğinizde, inançlarınızda bu güzellikler toplanmış olduğu halde, niçin birbirinize düşman gibi davranıyorsunuz? Muhalefet etmenin ahlakını, edebini, ilmini devre dışı bırakarak, saldırgan tavırlarınızla, niçin ülke halkına kötü örnek oluyorsunuz?
Muhalefetinizde, yapıcı, açıcı, onarıcı, ikazcı, irşadcı gibi özellikler maalesef yoktur. Şimdi çok küçük ve canlı birkaç örnek vermek istiyorum. Ancak bu örnekleri verirken, bizi, bir partiye tarafmış gibi algılamayın. Bu ülkeye ve bu millete hizmet eden herkese saygımız, duamız ve şükran borcumuz vardır. Biz de sizler gibi bu ülkeye ve bu ülkenin şerefli ve onurlu insanlarına gücümüz ve branşımız gereği hizmet yapmaya çalışıyoruz. Ama hiçbir kimseyi, vakfı, kurumu, derneği ve yöneticilerini karalamadan, aramızdaki insani ilişkilerimizi zedelemeden, gerektiğinde birbirimize yardım ve destek vererek hizmet ediyoruz.
Yani, mutluluğumuzu, başkalarının mutsuzluğu üzerine kurmuyoruz. Başarımızı bir kardeş kuruluşun başarısızlığı üzerine de kurmuyoruz.
Sayın Bahçeli diyor ki: “Bu seçimlerde AKP’ye ecdattan gelen bir tokat atın. Ayağı yerden kesilsin.” Şimdi bir dinleyici ve okuyucu olarak düşünüyoruz, ecdadın attığı tokadın adı “Osmanlı Tokadı”dır. Osmanlı, o tokadı, sinirinden, kızgınlığından, gazabından kaynaklanan bir inanç ve duygu ile atmadı. O tokadı adalet ölçüleriyle attı. Ama kendi evladına, kendi insanına değil; haksızlık eden, gayrimeşru savaş ve işgallere sebep olanlara attı. Zulüm gitsin, adalet gelsin diye attı tokadı. Şimdi, Sayın Bahçeli’nin ilgili sözünü, yerleştirecek bir adres bulamazsınız. Kendisi de çok iyi bilir ki, bundan önceki seçimlerde aynı ifadeyi Edirne mitinginde yaptı, ne yazık ki tokadı kendisi yedi. Ne demiş ecdadımız: Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına.
Sayın Baykal’a gelince... Şairin ifadesiyle, ne bu şiddet bu celal? Her konuşması, her sözü, sinirin, bağırmanın, tahrikin adresi olmuş... Sayın Baykal! Bizim gibi, ölüm gerçeği yaş olarak evinin eşiğine gelmiş. Bir gün öleceksin. Ve 70 yıllık ömrünün 55 senesinden seni yaratan Rabbine hesap vereceksin. Yaz mevsimlerinde torununu alarak gittiğin Ankara’nın İncek beldesi sakinleri ile hoş konuşmalar yaptığını biliyoruz. Ben sizin yerinizde olsaydım, muhalefetimin merkez cümlesi şöyle olurdu:
“Sayın halkımız. Mevcut iktidar elinden geleni yaptı. Hata da etti. Çünkü hizmet edenler hata edebilir. Ülkemiz için şu şu hizmetleri de yaptı. Ancak şu ve şu konularda başarılı olamadı. O eksiği de biz tamamlamak istiyoruz. Lütfen bize de yetki verin...” İşte medeniyet budur. İnsanlık budur, kardeşlik budur. Oy istemenin ve oy almanın formülü de budur. Unutmayın ki sayın parti başkanları, halkımız, sizlerin ortaya koyduğu o konuşma usulünü artık sevmiyor, değer vermiyor ve kararını verirken vicdanının sesine kulak vererek hareket ediyor.
Teşekkür: Konya’mızda çeyrek asırdır hizmet veren Özel Lale Kurumları öğrencileri, Filistin’deki ezilen Müslüman halk için, onurlu bir adım atmış. Diğer kardeş okullar gibi, babalarının verdikleri simit, kantin paralarını, harçlıklarını bir araya getirerek 5000 TL’yi emin ellerle Filistin’e göndermişler. Bu öğrencilerimizin anne ve babalarına, okul idarecilerine ve özellikle tüm duyarlı öğrencilerimize teşekkürlerimizi, tebriklerimizi ve takdirlerimizi sunuyoruz. Diğer kardeş okullarımızdaki öğrencilerimizi de aynı kefeye koyarak, teşekkür ve tebriklerimizi iletiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.