“Pezevenk!..”
Bir “pezevenk”tir gidiyor!..
Dünkü yazımızda, İstanbul Üniversitesi'nin devrik Rektörü Mesut Parlak'ın büyük ayıbına dikkat çekmiştik...
Koskoca profesör, memleketin en büyük üniversitesinin tepesinde yıllarca kalmış bir adam, muhabirimiz Hüseyin Kulaoğlu ile görüşmesinin ardından...
Tıpkı Önder Sav gibi, “cep telefonunu” kapattığını zannetmiş...
Ve de...
“No” yerine “Yes” tuşuna bastığının farkında olmaksızın, karşısındaki hanıma dert yanarken, “Pezevenge bak, neler soruyor!” demişti!..
Biz de kendisini arayıp, “ayıp üstü” yakalandığını belirtmiş ve “özür borcunu” hatırlatmıştık!..
Doğrusu;
Kendisi de yaptığı ile gurur duymadığını belirttikten sonra, “özür” kıvamında bir takım ifadeler kullanmıştı!..
Aferin profesöre!..
•
Bugün yine bir “laikçi” ve yine “küfür!”
Eski Genelkurmay Başkanı, “illegal örgüt” Encümen-i Daniş'in toplantısında, Erkan Mumcu için aynı tabiri kullanmış:
“Pezevenk!..”
Erkan Mumcu'nun yerinde olsaydım, o tabiri sahibine iade ederdim!..
O böyle yapmadı...
Dün kendisiyle uzun uzun görüştük;
“Paşa'nın ne yapmak istediğini bilmiyorum!.. Dava açacağım!” türünden ifadeler kullandı.
Ha bu arada,
Sayın Mumcu, kendisine “pezevenk” hakaretini savuran Paşa ile o günlerde 367 meselesini görüştüğünü doğruladı!..
Görüşmüşler de, Sayın Mumcu bunu “baskı” olarak algılamamış!..
Ya ne olarak algılamış?..
Hiç!..
İçinde “CHP’yi yalnız bırakmayın, oylamaya girmeyin” emrinin de yer aldığı bir “nezâket” görüşmesi!..
Paşa da, Mumcu gibi genç ve de onurlu bir siyaset adamına “pezevenk” diyecek kadar “nezakete” riayet eden bir adammış doğrusu!.
•
Mevzuu takip ettiniz mi?..
Eski Genelkurmay Başkanı'nın bir ses kaydı var...
“Pezevenk” orada:
“Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi için, 376’yı (Aslında 367 diyecek de, karıştırmış paşa) bulamazlarsa bu iş katiyetle bitiyor. Mumcu zaten teklifi yapan pezevenk kendisi, ben şeye girme dedim. Cumhurbaşkanlığı seçimine kesinlikle girme dedim, girmedi!..”
•
Bu veciz konuşmanın “pezevenk” tarafına her namuslu vatan evladı gibi biz de tepki gösteriyoruz da...
Eski Genelkurmay Başkanı'nın, “Biz istedik, o da Cumhurbaşkanlığı oylamasına girmedi” yollu açıklaması bir gerçeği yansıtmıyor mu?..
Genelkurmay Başkanı'nın dediği:
“Biz şak emrettik, Mumcu (pezevengi) tak yerine getirdi!..”
Anavatan'ı sandığa gömen milyonların mesajı da bunun “pezevenk”siz olanı:
“Asker şak emretti, Mumcu tak yerine getirdi!..”
Kanaatler böyle...
Bu tabloyu Sayın Mumcu'ya da aktardım...
O fedakârlık yaptıklarını düşünüyor...
Ne fark eder;
Asker de “Mumcu'ya seve seve fedakârlık yaptırttığını” söylüyor!..
Ha bu arada;
Sayın Mumcu ne derse desin;
Belleklerde bir “Çağdaş Kızılelma Koalisyonu” var, kendisi tarafından ortaya atılan...
“Kızılelma” 27 Mayıs darbesinin fikri kaynağıydı!..
Kabataslak, “Laiklik elden gitmeden, bütün ulusalcı güçler bir araya gelip duruma el koymalı, bu işin içinde Asker de olmalı!..” cümlesiyle ifade edilebilecek olan bu “koalisyon”, meğer Ergenekon'da mevcutmuş!..
Mumcu, belki de “tezgaha” getirilmiştir;
Etrafına sızan “Ergenekoncular” onun gibi “sağduyulu” olması beklenen bir siyaset adamına böylesine yanlış bir adım attırmışlardır!..
Gerçek neyse ne:
Son derece “olumsuz” bir “figür” olarak tarihe geçti, benim bir zamanlar “ümitvar” olduğum Erkan Bey!..
•
Efendim;
“Ergenekoncu düzeyini” gösteren “pezevenk” faslını bir kenara bırakacak olursak...
Esas mesele;
“Ses kaydı” deşifre olan Eski Genelkurmay Başkanı'nın şu sözlerinde:
“Genelkurmay'ın düşünmesi lazım artık, bu işi bir tek Silahlı Kuvvetler temizler artık!.. Eğer şu seçimlerde de başarılı olunmazsa Silahlı Kuvvetlerin bunu halletmesi lazım!.. Bunlar yani Cumhurbaşkanlığına kadar, kendi adamlarından biri gelir, gene seçimde de ekseriyetle başa geçerlerse o zaman asker temizler bunu!..”
•
Suç ulan bu!..
Anayasal düzeni silah zoruyla ortadan kaldırmaya kasıt!..
Ergenekon bir gerçek!..
Bu adamlar birer gerçek!..
Bu adamlara hak ettikleri cezanın verilmemesi halinde, Türkiye'nin asla düze çıkamayacağı da...
Gerçeğin daniskası!..