Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ergenekon Ergenekondur!

Ergenekon Ergenekondur!

Demirel’in tanımlamasına benzedi bu başlık, ama kastım bir başka..
Hani “Yeşil Ergenekon”dan söz ediyorum ya, Ergenekon’un moru, kızılı olmaz. Ergenekon sonunda Ergenekonluğunu yapar.. Yani kendiden olmayan herkesi tehdit eder..
Bu Danişmendler (?!) var ya, onların aslında Sovyet Presediumu’ndan hiç bir farkı yok.. Ya da Vatikan’ın “Ruhani Meclisi”nden..
Hani masallarda anlatılır ya, 40. Oda’ya girersen dev seni yakalar ve yemek ister, ama sen hemen döner ve devin memesine yapışırsan (ki dev demek ki dişidir ve onun içi süt dolu memeleri o kadar büyüktür ki, omuzundan arkasına sarkıtılmıştır) o zaman seni affeder. Çünkü artık sen onun çocuğu olmuş olursun..
Bu adamların işleri öylesine büyük, öylesine büyük ki, diğer işler buna nisbetle küçük. Yani mevzubahis olan çete ise başkalarının hayatı, malı teferruattır..
Eğer toplum uyanıp bu konuda aklını başına toplamazsa bu iş bin yıl sürer.. Karadayı da dinlemeye takıldı. Eğer birileri savcı oyunları ile, telefon dinleme konusunda bunları hukuki değer olmaktan çıkartarak, Yüksek Yargı marifeti ile bürokrasiyi kilitleme oyunları ile ilgili planlar yapmaya devam ederse, yargı yoluyla hesap sorulmaya çalışılan birilerine karşı o zaman başka yollar devreye girer.. Mesela, yargının önüne getirilemeyen dosyalar internet yoluyla insanların önüne konur.. Başka yöntemler konuşulmaya başlar. Dahası uluslararası hukuk ve örgütler sürece müdahil olur.. Bakarsınız gün gelir savcılar da, yargıçlar da sanık olur..
Gideceği yeri bilmeyen kaptana hiç bir rüzgar fayda sağlamaz..
Ergenekoncular nereye gideceklerini bilmiyorlar..
Aslında sokaktaki vatandaş da gelecek konusunda kaygılı.
Kimileri bir şekilde, hâlâ Ergenekon davasının sürdürülüyor olmasından umutlu, ama Ergenekon’u tasfiye eden iradenin yarın bunun yerine daha farklı yeni bir yapı kurmayacağından emin mi?
Bu defa bizim ılımlı İslâmcılar da, yani zenciler de masya oturacak, tıpkı Obama’nın Beyaz Saray’a çıkması gibi..
Zaten bu yapıda herkes var. Şeyh de var fahişe de.. Bizim abiler de var. Diyanetçisi, Prof.’u, bürokratı, politikacısı, canına yandığımın olmayanı yok ki! Sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk farketmiyor.. Kürt Ergenekonu da var Türk Ergenekonu da, Alevi Ergenekonu da var, Sünni Ergenekonu da..
Önce görünen devleti tanıdık, şimdi bizimkiler görünmeyen devletle de tanış oluyorlar..
Bizi mahalleye sokmayanlar şimdi kendileri dışarıda kalıyor..
Kimse kendi şeytanına dokundurtmuyor.. Herkes ötekinin şeytanını taşlamakla meşgul.. Gerçeği söylesen olumsuz anlamda sert bir tepki vereceği kesin. Adamların tuzu kuru, yarın da gerçek ortaya çıkınca, “Bunları niçin bize söylemediniz” diye hesap sormaya kalkarlar..
“Nurlu Süleyman”ın Morissonluğunu anlatabilmek için kaç on yıl geçti aradan!
İnsan kendi nefsinden de şüphe etmeli, başkalarından da. Elbette bu işi şizofrenik bir paranoyaya dönüştürmeden.. “Şüpheyle kendimizi korumalıyız”.. “Güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir..”
Demem o ki, bizimkiler de merkeze uzanıp dev anasının memesine yapışınca artık onlar bizden biri değildir.. Onlar dev anasının çocuğudur artık.. Yüzlerindeki sakalları artık sadece bir maskedir, ya da başörtüleri..
Derin devletin sadece devlette olduğunu düşünmeyin, derneklerde, vakıflarda, odalarda, sendikalarda, partilerde, her yerde vardırlar.. Derin dernekler, derin partiler, derin iş adamları, derin odalar, vakıflar vardır.. Derin partiyle mücadele edecekseniz önce derin partiyle mücadele etmelisiniz.. Yoksa o partinin derin gücü iktidarı ele geçirince kendi derin devletini kurar ve hepsinin çalışma esasları da aynıdır..
Bu gün Ergenekon hesaplaşması diye gördüğünüz şey, büyük ölçüde derin bir iç hesaplaşmadır.. Toplum bu işin seyircisidir..
Taraflar acımasız. Herkes herkesin herşeyini biliyor..
Üstelik bu hesaplaşmada uluslararası derin devlet de sürece müdahil..
Bu işte kendine “ulusalcı” diyen kanadının “ulusalcılık”la filan bir ilgisi yok. O işin kandırmacası..
Bu iş bu noktadan sonra ya biter ya biter. Bu iş ne kadar uzarsa, ülke de, millet de, bu işe bulaşanlar da o nisbette büyük ve ağır bir bedel öderler..
Bu iş bitsin, ama rengi ne olursa olsun yeni bir çete başımıza bela olmasın.. Adalet, barış, özgürlük, insan haklarına saygı olsun. Hukuk devleti olalım. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi