Yine bir seçim arefesindeyiz
Oy vermede gözüm yok ki seçimde kulağım olsun...
Amma gazeteler, televizyonlar, caddelere takılan parti flamaları seçimlerin yaklaştığını söylüyor...
Hoş geldi, safalar getirdi diyelim...
Peki seçim yapılınca ne olacak?
Herkes kanunsuz dernek kurma fikrinden caydırılacak mı?
Mesela: YARSAV veya YARSAP... Benzerlerini de akılda tutun...
Mesela: Encümen-i Daniş ne olacak? (Bu konuyu ayrıca yazacağım)
Mesela: Basın Konseyi dedikleri ucube...
Mevzuat yönünden hiçbir yetkileri olmamasına rağmen kendileri çalıp kendileri oynuyorlar, amma halkımızın da huzurunu kaçırıyorlar...
Çünkü hepsi darbeciye yakın, bizlere uzak...
Maalesef afra/tafralarından geçilmiyor... Sanki büyük bir devlet kuruluşuymuş gibi çalışıyorlar...
Mani olan yok...
Mani olmaya kalkışan çıkarsa, onların cezalandırılma ihtimalleri her zaman mevcut...
Böyle bir durumdayız ne yazık ki...
Öte taraftan incelediğimizde görüyoruz ki:
Hukuk güvenilir olmaktan çıkmış, yerine, hukukçular tarafından militan hukuk yerleştirilmiş...
TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) “Kanun da, nizam da biziz” dercesine ya basın yayın kuruluşlarında gördüğümüz şekilde bir kesimi akredite (güvenilir) bir başka kesimi akredite dışında (güvenilmez) saymakta, en büyük hatayı işlemektedir...
Sanki TBMM daha mı iyi?
Her partinin vekilleri orayı ya kavga arenası yapmış, ya da dinlenme, misafirlere ucuz yemek yedirme mahalline dönüştürmüş...
Odalarımız, modalarımız ayrı bir dert...
Hangi odayı hangi ekip ele geçirirse işgal güçleri gibi tarafgir ve dahi mantıksız kararlara imza atıyorlar...
Seçim yaklaşmış, yine seçecek vatandaşlar...
Sağlamın içinden çürüğü seçseler ne âlâ... Amma öyle değil... Lider kimi göstermişse mecburen ona oy verilecek...
Demokrasimizin değerini bilelim mi acaba?
Şu günlerde siyasetçilerin söylemek isteyip söyleyemedikleri bir yana, söyledikleri gerçekten inanılacak sözler mi?
Yıllar boyu vatandaşa medya ekmeği arasında “laikçilik” yediren, partimizi ve aynı görüşü paylaşan kamu yöneticilerini biliyorsunuz...
Ne yazık ki onlar laikçilikle karın doymayacağını bilmediler...
Cumhuriyetçilik yedirmeye kalkışanları tanımaz mısınız?
Atatürkçülük lokmasıyla yolunu bulanlar fakir halkımıza Atatürkçülük yedirmeyi cebir haline getirmediler mi?
Fakat kimsenin ne karnı doydu, ne yüzü güldü...
İçinde acayip unsurlar bulunan, yamuk/yumuk demokrasi ninnileriyle büyütüldük, hiçbir zaman demokrasiyle tanışmadık...
Kavramların suçu-günahı yoktur elbette...
Kavramları lastik gibi sündüren, saltanatlarını sürdüren zevatındır bir günah varsa...
Seçim günü yaklaştı...
Gelsin de halimizi görsün diyor kendi yaşlı, iki oğlu ve bir kızı işsiz bekleyen komşumuz...
Seçim ne yapsın ki?
Biz ahlakımızı, fiilimizi, hatalı anlayışımızı değiştirmezsek, yapılan seçimler fayda vermez...
Dünkü seçilenler bugün de seçilecekler...
Değil Türkiyemizi bilmek, kendilerini dahi bilmeyen mütegallibe takımının as elemanları hangi derde deva olacak söyler misiniz?
Yine laiklik sürülecek halkın önüne...
Yine Cumhuriyet salatası, yine demokrasi çorbası...
Keşke tadı tuzu yerinde olsa bunların...
Hayır olmaz...
Aydın dediklerinde ilk akla getirdikleri Aydın Doğan olan ileri zekâlıların yönetiminde ancak bu kadar yaşanır...
Yine bir seçim... Yine “hayırlı” dilekler, fakat hiç “geçmiş olsun” denme durumu olmayan...
CHP var oldukça daha çok çekersiniz
Havaya, ekmeğe ve suya yok çekersiniz
Kör mesafeler girer milletle aranıza
Halkçı görünürsünüz, halka ok çekersiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.