Ahmet Varol

Ahmet Varol

İsrail Nasıl Bir Devlettir?

İsrail Nasıl Bir Devlettir?

Siyonist devlette erken genel seçimler gerçekleştirildi. Seçimlerin sonuçlarının tahlilini inşallah yapacağız. Ancak önce bu devletin genel çerçevesi ve devlet yapısı hakkında özet bir bilgi vermeyi faydalı görüyoruz.
Birinci olarak, İsrail bir işgal devletidir. Dolayısıyla burada “İsrail” isimlendirmesinin işgal altındaki Filistin toprakları için değil bu topraklar üzerinde kurulmuş gayri meşru Siyonist hâkimiyet için kullanılması gerektiğini bir kez daha hatırlatalım. Bu, İslâmî duyarlılık ve bilinç sahibi herkes için bir ilke olmalı.
İkinci olarak, İsrail ırkçı bir devlettir. Yahudilik bir din olduğu gibi aynı zamanda bir ırktır. Çünkü Yahudi soyundan gelmeyenler bu dine kabul edilmezler. İsrail de, Yahudi ırkının üstünlüğü anlayışına dayanan Siyonizm ideolojisi üzere kurulmuştur. Nitekim daha önce BM kararlarında Siyonizmin bir tür ırkçılık olduğu belgelenmişti. Ancak Siyonizmin ve İsrail’in çizgisinde bir değişiklik olmadığı halde eski ABD başkanı Baba Bush’un özel gayretleriyle BM’nin ilgili kararları iptal edildi. Bu kararların iptal edilmesi tamamen siyasi hesaplardan kaynaklanıyordu. İsrail’in ve Siyonizmin ırkçı kimliği ise devam ediyor.
Üçüncü olarak, İsrail bir hukuk devleti değildir. Çünkü uluslararası hukukta ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde işkencenin bir insanlık suçu olduğu belirtildiği ve her çeşidi yasaklandığı halde, İsrail Filistinlilere işkence yapılmasını yasallaştırmıştır. İsrail yasalarının Filistinlilere işkence yapılmasına izin vermesi İsrail’in hukuk devleti olmadığını kanıtladığı gibi ırkçılığına da delil teşkil ediyor. Öte yandan, metninde ırk ayrımı olmayan yasaların da uygulanmasında ırk ayrımcılığı yapılmaktadır. Örneğin Filistinlilerin Yahudilere yönelik eylemleri en ağır cezalara çarptırılırken, Yahudilerin onlara yönelik saldırıları çoğunlukla cezasız kalıyor.
Dördüncü olarak, İsrail asker devletidir. Her ne kadar, İsrail devletinde normal yönetim sivil olarak görünse ve sivil yönetim on yıllık aralarla veya 28 Şubat’larla bölünmese de İsrail yapı itibariyle bir asker devletidir. Çünkü İsrail orduda görev yapmayan, Yahudi kökenli bütün vatandaşlarını yedek asker olarak görür. Sivil Yahudilerin yüzde yetmişten fazlası silahlıdır. Üstelik onların sahip oldukları silahlar sadece av tüfeği veya tabanca değil savaşlarda kullanılan uzun menzilli silahlardır. İsrail, varlığını ve saltanatını da askeri gücüne dayandırır.
Beşinci olarak, İsrail bir din devletidir. Her ne kadar, bazı Ortodoks Yahudiler İsrail’i itikadi yönden reddediyor ve bu devletin Tevrat’ta vaadedilen devlet olmadığını söylüyorlarsa da bu itikadi bir ihtilaftan kaynaklanıyor. Bu ihtilaf Yahudi şeriatının ilkelerinin devlet yapısında ve yasal uygulamalarda esas alınmasına engel değildir. Nitekim vakıa da böyledir. Ancak Yahudi şeriatı ırk ayrımına aykırı bir hüküm içermediğinden hatta Yahudi ırkını üstün ırk saydığından İsrail’in ırkçı kimliği bu şeriatta da kendine dayanak bulur.
Altıncı olarak, İsrail parlamenter bir devlet olmakla birlikte, bu devlette parlamenter demokrasinin nimetinden birinci derecede Yahudi kökenliler yararlanır. Gerçi “yeşil hat” içinde kalan bölgedeki bir buçuk milyon Filistinli nüfus “İsrail vatandaşı” sayılıyor ve ergenlik çağına erenlerin seçme ve seçilme hakları var. Ancak bu tamamen göstermeliktir ve söz konusu nüfusun temsili açısından fazla bir anlam taşımaz.
Yedinci olarak, İsrail sınırları belirlenmemiş bir devlettir. Siyonizm ideolojisi “Büyük İsrail” emeli üzere şekillendiğinden, İsrail işgal devleti sınır konusunu sürekli esnek tutmaktadır. Filistin topraklarında her ne kadar “yeşil hat” diye bir sınır söz konusu ise de Siyonist işgal bu hattın dışına taştığından ve “yeşil hat” dışında İsrail vatandaşı sıfatı taşıyan pek çok yerleşimci bulunduğundan bu resmi bir sınır niteliği taşımaz. Bugün için Siyonistlerin “Büyük İsrail” emellerinin önündeki engel Filistin direnişidir. İşgal güçleri bu direnişi aşamadıklarından bugün için var olan İsrail’i korumanın telaşı içine düşmek zorunda kalmış ve “Büyük İsrail” emellerini rafa kaldırma ihtiyacı duymuşlardır. Ama direnişi aşabilirlerse o emellerini yeniden canlı hale getireceklerdir. Bu sebeple Filistin direnişi tüm İslâm ümmeti açısından savunma çizgisini korumaktadır. İslâmî camiadan da birçoklarının hâlâ bu direnişi anlayamadıklarını ve faydasız ya da gereksiz gördüklerini müşahede ediyoruz. Demek ki Filistin davasının ve direnişinin önemini anlatmak için bizim daha epey mesafe kat etmemiz gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi