Resul Tosun

Resul Tosun

Bu ana muhalefetle sivil anayasa zor!

Bu ana muhalefetle sivil anayasa zor!

Anayasa tartışmaları yeniden başladı. Temennim, Türkiye'nin sivil bir anayasaya sahip olmasıdır.

Türkiye, bu darbe anayasasından kurtulmalıdır.

Bunun için en uygun ortam 22 Temmuz seçimleri sonrasıydı. AK Parti bunu denedi.

AK Parti'nin attığı her adımda art niyet arayan zihniyet, çok da mükemmel sayılmayan taslağa bile tahammül edemedi.

Hatta ana muhalefet, mevcut anayasanın yeterli olduğunu bile savundu.

Anayasa tartışmalarının yaşandığı seçim sonrası dönem, AK Parti'nin yüzde 47'lik bir halk desteği aldığı en uygun dönemdi. Halk desteği vardı. Güçlüydü.

Sonraki süreçte Anayasa Mahkemesi AK Parti'yi irticaın odağı olmak gibi akıllara durgunluk verecek bir karar -bence hukuki olmayan tamamıyla siyasi bir karar- ile töhmet altına aldı, yaraladı.

Şimdi, ana muhalefet kendince haklı olarak irticaın odağı olmuş bir parti diyerek AK Parti ile hiçbir konuda anlaşmaya yanaşmıyor.

29 Mart 2009 seçimlerinde il genel meclisi oylarında AK Parti'nin %47"nin altında bir oy alması halinde bu inadını sürdürecektir.

AK Parti'nin anayasa çalışması için güçlü halk desteğine ihtiyacı var.

Bu desteği alamadığı takdirde, bir bütün halinde sivil anayasa çalışması genel seçimler sonrasına ertelenmek zorunda kalacaktır.

Peki, AK Parti 29 Mart seçimlerinden %47'den fazla oy alarak çıkarsa, ana muhalefet sivil anayasa yapılmasına sıcak bakar mı?

Benim umudum yok.

Tanıdığım kadarıyla ana muhalefet demokrasisiz bir cumhuriyet istiyor. Demokrasinin önündeki anayasa maddeleri de onlar için birer can simidi mesabesinde. O yüzden de Ergenekon avukatlığını bile peşinen kabul etmekten çekinmediler, çekinmiyorlar!

Hatırlarsanız kapatma davasının görüldüğü günlerde, daha karar açıklanmadan, bu sütunda karar ne olursa olsun o davanın meclisi ve milli iradeyi vesayet altına alacağını, dolayısıyla meclisin bu vesayetten kurtulması için anayasa değişikliği vaadiyle seçimlerin mutlaka yenilenmesini ve sıcağı sıcağına mahkeme kararının halka temyiz ettirilmesi gerektiğini yazmıştım.

Kanaatim değişmiş değil. Fakat 29 Mart seçimlerinde il genel meclisi oyları partilerin gücünü göstereceği için bir dönüm noktası olma ihtimali var. Bu ihtimal üzerine Başbakan'ın anayasa değişikliği için Nisan ayını gösterdiği anlaşılıyor.

Söylediğim gibi benim umudum yok. Ana muhalefet ile mutabakat, deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu için umudum yok.

Ne mi yapılmalı?

Yapılacak iş şudur: 2003 yılında Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, 52 maddelik bir anayasa değişikliğini gündeme getirmişti. Bu 52 madde ayıklanabilir ve 20-25 maddelik bir paket halinde devreye sokulabilir. (Bu yazıyı bitirdikten sonra gazetelerden Burhan hocanın aynı istikamette açıklama yaptığını öğrendim.)

Anayasa Mahkemesi'nin oluşum ve yetkileri, YÖK, YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında kalması gibi acil konuları içeren bir paket getirilir. Nisan ayı içinde yasalaşır ve referanduma götürülürse sistemin işleyişini tıkayan antidemokratik maddeler tadil edilirse Türkiye biraz rahatlayabilir. Aksi takdirde yani Nisan ayında anayasanın tamamının değişikliği gündeme gelirse 2009 yılı da kayıp yıl olabilir.

AK Parti, iktidarını sürdürüp faydalı icraatlar yapmak istiyorsa bu aşamada bütünüyle sivil anayasa kapısını hiç açmamalıdır. 20-25 maddelik bir ıslah ve tadil paketiyle yola devam etmelidir. Ana muhalefetin keyfini beklememelidir.

Aksi takdirde Başbakan yine bir erken seçim kararı almak zorunda kalabilir.

Erken seçim kime ne getirir orasını şimdiden kestirmek zor!

Evet, ben anayasayı bütünüyle değiştirme anaforuna girip bütün seneyi kaybetmek yerine 20-25 maddelik bir paket ile bütün seneyi kazanmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi