Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

IMF YA DA EKONOMİK TERÖR ÖRGÜTÜ

IMF YA DA EKONOMİK TERÖR ÖRGÜTÜ

Ergenekon Terör Örgütünden sonra bir de bu çıktı başımıza: IMF / ETÖ (Ekonomik Terör Örgütü)
IMF ‘silah’a niye karşı çıkmıyor?
Taraf yazarı Süleyman Yaşar gündeme taşıdı bu soruyu. Evet şimdi hep birlikte aynı soruyu soralım.. Başbakan, “Türkiye’nin aleyhine olacak bir anlaşmayı imzalamayız” diyor? Nedir Türkiye’nin aleyhine olan? Yatırımları kısın, vergileri artırın buyuruyorlarmış. Eğitimi kıs, sağlık harcamalarını kıs.. “Yandım dedikçe boğmaya kan gönderir” gibi.
Ama savunma harcamalarını kısın demiyor..
Neden? Bana kalırsa bu tartışma en az Davos tartışması kadar önemli ve can alıcı.
IMF bir kez daha suçüstü olmuştur.
Türkiye’nin de kurucusu olduğu IMF, kurucu ortağına karşı hainlik eden bir ekonomik terör örgütü gibi benzetmesi, ağır bir itham gibi gözükse de Türkiye’de sebeb olduğu işlere bakılırsa tam da bu tanıma uyuyor..
Vahşi kapitalizm çirkin yüzünü IMF maskesi ile bir kez daha gösterdi..
Belki de IMF, emperyalizmin Truva atı gibi bir şey. “Ekonomi tetikçisi bir suç örgütü” olarak görenler de haklı çıkıyor bu gelişmelerin ışığında..
“IMF’nin artırılmasını istediği vergiler arasında turizm ve tekstil sektöründe yüzde 15’ten yüzde 8’e indirilen KDV de var. IMF bu KDV oranının tekrar eski seviyesine yükseltilmesini talep ediyor. Ayrıca IMF, emekli maaşlarından yüzde 8 oranında gelir vergisi alınmasını da şart koşuyor” diyor Süleyman Yaşar ve şu can alıcı tesbiti yapıyor: “IMF vergi artışlarıyla yetinmiyor. Faiz dışı fazlanın daha yüksek oranda ayrılmasını ve dolayısıyla Türkiye’nin daha az okul, daha az sağlık ve daha az yargı harcaması yapmasını istiyor. Çünkü IMF’nin amacı Türkiye’nin dış borçlarını hızla ödemesi. Okula gidemeyen çocuk sayısındaki artış, ölen bebekler ve maddi imkânsızlık nedeniyle iyi işlemeyen yargı sistemi IMF’yi ilgilendirmiyor. Peki, IMF emeklinin maaşlarının daha yüksek vergiler kesilerek düşürülmesini, eğitim ve sağlık harcamalarının kısılmasını isterken acaba silah alımları için yapılan harcamaların azaltılmasını niye istemiyor?”
IMF yetkililerinin şu soruya verecek bir cevapları olmalı: “Peki, IMF silah alımları için harcanan paralar konusunda niye hiç ses çıkarmıyor?”
Silah üreticisi ülkeler kan üzerinden servet kazanıyorlar çünki.. IMF de “sahibinin sesi” olan bir örgüt olarak sesini kısıyor. “Parayı veren düdüğü çalıyor” sonunda..
“İşte bu nedenle IMF, emeklinin maaşını azalt, vatandaşlarına iyi bir gelecek hazırlama, çocuğun sütünden, eğitiminden kes ama silah alımından sakın kesme diyor”... diye yazıyor Süleyman Yaşar. Birileri de aba altından sopa göstererek hükümetin IMF ile hemen masaya oturması için çaba gösteriyor. Onlara göre IMF ile anlaşılmazsa ekonomi çöker, kriz baş gösterir..
Onlar da biliyorlar aslında IMF ile anlaşma, krizin ta kendisi olur, ama kriz lobisi vurgun yapmak için kriz şartlarının oluşmasını bekliyor..
Bulanık suda balık avlamak isteyenler Türkiye’yi IMF’nin kucağına itmeye çalışıyorlar..
Dolar’daki ani çıkışın sebebi de bu olmasın sakın?! Seçim şartları, ödemeler derken iktidarı boğmaya çalışıyorlar.. Birileri Borsadan ve bankalardan paraları çekiyor.. Tam da böyle bir zamanda IMF ortaya çıkıp ekonomi bilimi ile alakası olmayan akla ziyan önerilerle ortalıkta dolaşıyor..
IMF, Peres’in Davos’ta başaramadığını ekonomi alanında Ankara’da başarmaya çalışıyor..
Eğer IMF böyle davranmaya devam ederse, halktan ve Başbakandan benzer bir tepki alması geç değil gibi geliyor bana.. Tabii IMF’nin tetikçiliğini yapanlar da aynı tepkiye muhatap olacaklardır..
Yoksa IMF Peres’in intikamını almak için mi buralarda dolaşıyor!
Türkiye her yıl yaklaşık 15 milyar dolar tutarında askerî harcama yapıyor.. Sahi IMF neden bu konuda sesini çıkarmıyor?..
“Ekonomi Tetikçisi” John Perkins’in “Confessions of an Economic Hitman” (Bir Eknomi Tetikçisinin İtirafları) isimli kitabında “Ekonomi tetikçisi olarak bizlerin amacı küresel imparatorluk kurmaktır. Bizler, diğer ülkeleri şirketlerimizin, hükümetimizin, bankalarımızın, kısacası benim şirketokrasi diye adlandırdığım kurumsal yapının kölesi haline getirmek için uluslararası finans kuruluşlarını kullanan elit bir grubuz. Mafyanın yaptığı iyilikler gibi Ekonomi Tetikçileri de görünüşte bazı iyilikler yapar. Örneğin elektrik santralları, otoyollar, limanlar, havaalanları, teknoparklar gibi altyapı hizmetleri için borç temin ederler. Bu borçların ön koşulu, bütün bu projelerin Amerikan inşaat ve mühendislik firmaları tarafından gerçekleştirilmesidir. Aslında paranın çoğu Amerika’yı hiç terk etmez; yalnızca Washington’daki bankalardan New York, Houston veya San Francisco’daki mühendislik firmalarına transfer edilir. Para hiç vakit geçirmeden şirketokrasi üyesi şirketlere (kreditörlere) döndüğü halde borçlu ülkenin anapara artı faizin tamamını ödemesini isteriz. Eğer Ekonomi Tetikçisi çok başarılı ise borç tutarı o kadar büyük olur ki birkaç yıl sonra borçlu ülke ödemeleri aksatır. Bu olduğunda biz de mafya gibi diyetini isteriz. Birleşmiş Milletler’de Amerika’nın isteği doğrultusunda oy verme, askeri üs kurma veya petrol gibi değerli kaynaklara el koyma şeklinde olabilir bu diyet. Buna rağmen borçlunun borcu devam eder. Böylece küresel imparatorluğumuza bir ülke daha eklenmiş olur. 2004 itibariyle 3. Dünya ülkelerinin borç toplamı 2.5 trilyon dolara, yıllık faiz ödemeleri de 3.75 milyar dolara yükselmiştir” diyor.. Bu konuda daha fazla bilgiyi ‘www.ozetkitap.com/ekonomi_tetikcisi.pdf’ adresinden okuyabilirler.. Bu sorunun anlaşılır bir cevabı olmalı.. Bu planları kim hazırlıyor. Kim bunlar?
Daha önce Türkiye’ye verilen mahsup krediler Türkiye’ye nelere maloldu, kimi krediler hangi locaların adamlarına, hangi sermaye grublarına, hangi mahfillere dağıtıldı.. Sakın bu işin ucu Ergenekona çıkmasın?.. Sistem içinde kirli işleri ve ilişkileri ortaya döken itirafçıların itirafları bu işin hiç de temiz bir iş olmadığını gösteriyor..
Bunlar sıradan tefecilerden daha kötü.. Sermaye ve siyaset ilişkisinin karanlık yüzü dehşet verici..
“IMF nezdinde başta ABD olmak üzere, Avrupa Birliğine üye gelişmiş ülkelerce onaylanmayan hiçbir karar alınmadığı gibi IMF’ce alınacak olan her karar, bu gelişmiş ülkelerin menfaati ve siyasi beklentileri doğrultusunda olmak zorundadır.” Bu bilinir.. IMF dünya derin devletinin Truva atıdır.. Peter Thompson, IMF ile ilgili olarak “Batının uluslararası koordinasyonunu sağlayan aygıtların başında Batı Avrupa ve Kuzey Amerika elitlerini bir araya getiren Bilderberg toplantıları gelir. Bu toplantılarda alınan kararlar ise BM, IMF, Dünya Bankası, OECD ve NATO gibi ekonomik, politik kurumlar aracılığıyla hayata geçirilir” der. Fransız Haber Ajansının bir haberine göre göre Yemen 1996’da IMF’den 280 milyon dolar kredi ister. Bunun karşılığında IMF’nin iki şartı vardır: 1-Hükümet kademelerinde İslâmi akımlara karşı mücadele edilmesi, 2-İslâmi banka kurulması çabalarına izin verilmemesi.” Yani aslında boykot edilmesi gereken kurumların başında IMF geliyor..
IMF / ETÖ’ye hayır!
Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi