Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Netameli bir konu: Cinsel eğitim

Netameli bir konu: Cinsel eğitim

Öyle mektuplar alıyorum ki, hayatın bu kadar uzağına nasıl düştüğümüzü düşündürüyor...
Biraz kendimizi toparlamamız ve hayatla buluşmamız gerekiyor. Sadece bağırıp çığırmak, sadece şuna-buna ambargo koymak, yapılanlara tepkiden ibaret bir yaşam tarzını benimsemek yetmiyor...
Hayatı okumamız, öğrenmemiz ve bilinçli yaşamamız gerekiyor.
Bu girişten sonra belirtmeliyim ki, en çok sorulan suallerden biri cinsel eğitimle ilgili: “Çocuğa ne zaman cinsel eğitim verilmeli, hangi yaşlarda başlanmalı ve ne kadar ayrıntıya girilmeli?”
Hadi itiraf edelim: Çoğumuz için bu konu “cıss” konudur, bu sular tehlikeli sulardır, bu sularda dolaşmaktan hazzetmeyiz!..
Çocuklarımız, cinselliğe ilişkin bir sual soracaklar diye de ödümüz kopar!..
Halbuki, korkacak bir şey yoktur: Cinsellik hayat kadar doğal bir olgudur ve tüm evreleriyle İlâhî bir mucizedir.
İşin özü, ne anlatacağımızı, nasıl anlatacağımızı, ne zaman anlatacağımızı ve ne kadar anlatacağımızı bilebilmekte...
Aslına bakarsanız gelişmiş dünya bu konuya bizden daha fazla kafa patlatıyor...
Her gün yeni bir şey çıkıyor, yeni tezler geliştirilmeye çalışılıyor.
Çocuk gerçek bir muamma, üstelik inanca, ülkeye, bölgeye, yöreye ve aileye göre şekillenen bir varlık; bu bakımdan gelişmiş ülkelerin yöntemleri bize uymayabiliyor.
Hele hele “cinsel eğitim” konusu çok farklılıklar gösteren bir konu...
Hem gerekli görülüyor, hem istismar ediliyor, hem de yöreye göre değişebiliyor: Bazı yörelerde “ayıp konu” sayılması anne babaları hem çok zorluyor, hem de kuşkuya düşürüyor:
“Cinsel eğitim verilmeli mi, verilmemeli mi?”
Hemen belirtmeliyim ki, çocuğa cinsel eğitim mutlaka verilmeli, ancak bunun zamanı ile dozajı çok iyi ayarlanmalı...
En iyi dönem çocuğun bu konuda bilgilenmeye hazır olduğu dönemdir...
Hazır olup olmadığını ise sorularıyla belli edecektir.
Çocuk almaya hazır olmadığı bilgilerle yüklenirse, kafası allak bullak olur.
“Hayatı Aşkla Yaşamak” ve “Eşim, Çocuğum ve Ben” (Nesil Yayınları, 0212 551 32 25) isimli kitaplarımı hazırlarken, bu konuyu pek çok psikiyatrla ve psikologla konuşup tartıştım...
Ortaya şu çıktı: Çocuğa cinsel eğitim vermek için en uygun zaman, bu konuda sorular sormaya başladığı zamadır...
“Detay” ve “dozaj”ı da, çocuğun soruları ayarlayacaktır...
Çocuğu eğitmek için, sorularına merakını giderecek biçimde doğru ve düzgün cevaplar vermek yeterlidir...
Cevapların “şık” olmasına da mutlak mânâda dikkat edilmelidir.
Genellikle soru soran çocuğu eğitmek daha kolaydır. Ancak çocuğun soruları birkaç kelimelik cevaplarla geçiştirilmemeli, örneklerle zenginleştirilmelidir.
Özet olarak söylemek gerekirse, anne babalar, çocukta hem cinsel merak uyandırmaktan, hem de bu merakını engellemekten sakınmalıdır.
Çocuğun cinsel sorularına cevap verirken olumlu davranılmalı, konunun doğallığı iyice anlatılmalı, daha ilginç hale getirmek için de, konu, aile, sevgi, bağlılık, hayatın devamlılığı, insanın varlık hikmeti, Yaratıcı Kudret’in insana yönelik sevgisi gibi unsurlarla beslenmelidir...
Yani salt cinsellik değil, cinselliğin amacı açıklanmaya çalışılmalıdır.
En doğrusu şu ki, bu konuda önce ana-baba yetişmelidir. Ondan sonra çocuk doğru bilgilerle beslenmeli, sorular, doğru anatomik kelimeler kullanılarak cevaplandırılmalıdır...
Çocuk tatminkâr cevap alana kadar soru sormayı sürdürecektir. Frenlenmemeli, sordukça açıklama yapılmalıdır...
Eğer kompleks bir soru sormuşsa, bu konuda çocuğun düşüncesi sorulmalı ve gerçekte neyi kastettiği iyice ortaya çıkarılmalıdır...
Ne sorarsa sorsun, karşısında paniğe kapılmamalı, doğal olmaya çalışılmalıdır.
Sormaya teşvik edilmeli, önü kesilmemeli, ayıplanmamalıdır...
Sorular uygunsuz bir zamanda sorulmuşsa, ilk uygun fırsatta cevaplandırma sözü verilmeli, sorulardan kaçıldığı izlenimi çocukta uyandırılmamalıdır...
Böyle bir duygu uyandırıldığı takdirde, çocuk, ömür boyu kendini suçlu hissedecektir.
Altı yaşında bir çocuğun, cinsler arasındaki bedensel yapı farklılıklarına yönelik ilgisi artar. Bu konuda sorular sormaya başlar. Yani altı yaş grubunun bütün sorularına makul ve mantıklı cevaplar verilmelidir.
Anne ve babalar için sihirli formül yine sevgi, bilgi, ilgi ve sabırdır...
Çocuğa vereceğiniz konuyu iyi bilmelisiniz, onu ilgiyle dinlemelisiniz ve birbirine benzer sorularını sabırla karşılayabilmelisiniz...
Sevgi ise zaten çocukla sağlıklı iletişim kurmanın özüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi