Muhalefet partileri küfrediyor İktidar, hizmetlerini anlatıyor
Siyaseti kendi seçmenlerini mutlu etmek için belden aşağı vurma sanatı olarak kabul eden kişileri anlamakta çok zorlanıyorum. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir vicdan ve insaf sahibi olmaktır. Oysa akıllı siyasetçi, toplumun bütün kesimlerine hitab eden insandır.
Tabiî bunları söylerken siyasetin yağız delikanlısı Muhsin Yazıcıoğlu’nu hariç tutmam gerek. Adam gibi ve haysiyetiyle muhalefet ediyor. “Doğruya doğru, eğriye eğri” diyebilen tek temiz siyasetçi. O sebeple muhalefet partileri derken, Muhsin Bey’i kastetmiyorum.
Yaklaşık 30 yıldır ne iktidarlar, ne muhalefetler gördüm. Bir kısmının içinde çalıştım, bir kısmının siyasi propagandasını yönettim, kısacası hemen hemen her iktidarı ve muhalefeti yakından takip ettim ama bu döneme kadar muhalefetin, böylesine yerlerde süründüğünü ve proje yerine küfür ürettiklerini görmedim.
Sol muhalefete her türlü hakaret yaraşır, adamların mayası buna uygun. Ama birtakım değer yargıları olan ve sağ çizgide yer alan siyasetçilere, böylesine ulu orta insanların haysiyet ve şerefleriyle oynayan, kin ve öfke dolu muhalefet hiç yakışmıyor.
Başbakan, hükümet olarak hizmetlerini anlatırken, muhalefet küfür etmekle yetiniyor. Hükümetin icraatlarını eleştirip, hükümeti halka şikâyet etmeleri gerekirken, ya Başbakan'ın, ya Cumhurbaşkanı'nın ailelerine dil uzatarak, güya siyaset yapıyorlar. Ayıp be!!
Devletin en önemli icraatlarından biri de sosyal devlet olmasıdır. Tabiî ki vatandaşa hizmet götürecek, ilaç verecek, ekmek dağıtacak, kömür verecek, vatandaşı devlet görmeyecek de kim görecek, devlet halka hizmet etmeyecek de kim hizmet edecek.
Bugün iktidarın sosyal yardımlarını eleştirenler, zamanında kendileri ev ev dolaşıp kömür yardımı yapmadılar mı? Ev ev dolaşıp yiyecek ve içecek dağıtmadılar mı? Mesela bizzat ben, geçmiş dönemde danışmanlık yaptığım belediyede, ellerimle ekmek dağıttım, eşya dağıttım, belediyelerin aş ocakları var, onlardan yüzlerce fakir fukara doyuyor, bunların hangisini hangi vicdan sahibi eleştirebilir.
O gün ve o günden sonra yapılan yardımlar sadaka değil, devlet, vatandaşına hizmet götürüyordu da, peki ya şimdi aynı yardımlar yapılınca ne oluyor, devlet sadaka mı dağıtmış oluyor?.. Neymiş, iktidar, halkı yoksullaştırmış. Allah Allah, bunu söyleyenler acaba yoksulluk nedir hiç yaşamışlar mıdır?
Bir yoksulun evine misafir olmuşlar mıdır? Bir fakirin, muhtacın başını okşamışlar mıdır? Gece yarısı rastgele herhangi fakir evin kapısını çalıp, insanların sofralarına oturmuşlar mıdır? Ben bugün iktidarı eleştirenlerin geçmişte hükümet ortağı olduklarında, nerelerde nasıl ve ne şekilde yaşadıklarına şahitlik ederek siyaseti tanımış biriyim, ezbere yazmıyorum. İnsan biraz insaflı konuşur ve vicdanıyla hareket eder.
Neymiş efendim, devlet sadaka dağıtmazmış. Devlet sadaka dağıtmıyor, başka iktidarların onlarca yıl ihmal ettiği vatandaşların kapısını çalıyor ve “Biz hükümet olarak devletimiz adına size geldik” diyor. Devletin adını duyunca korkan halk, şimdi devletin şefkat eliyle tanışıyor, anlaşıyor ve kaynaşıyor.
Bugüne kadar halkın üzerindeki devlet korkusunu silen kaç iktidar işbaşına geldi? Vatandaş, hastane kapısından girerken, kovulma korkusuyla giriyordu. Karakola giderken işkence göreceğim endişesiyle polis memurlarına yalvaran gözlerle bakarak, derdini anlatıyordu. Devlet kurumlarının kapısından girerken, ayakkabısını çıkaracak kadar temkinli davranıp, işini korkan ve yalvaran gözlerle hallettirmeye çalışıyordu.
Ayıp yahu, “Siyaset; herkesin canının istediği gibi küfretme ve hakaret etme sanatı değil, yönetme ve yönetilme sanatıdır.” Eğer bugün muhalefette olanlar, iktidarda olsalardı, halk bunları anladığı ve inandığı için iktidara gelmiş olacaklardı. Ama muhalefette olunca, halk bunları anlayamadı ve yanlış birini iktidara getirdi öyle mi?
Muhalefettekilere göre halk bir şey bilmiyor, sadece bunlar biliyor. Muhalefet kazanırsa, hakkın ve halkın lütfu oluyor; fakat kaybederse, halkın ve hakkın lütfu olmuyor. Kazanınca kendileri iyi ve haklılar, kaybedince halk yanlış yapmış oluyor. İktidarı destekleyen büyük çoğunluk hep siyah, bir tek muhalefettekiler sütten çıkmış ak kaşık; öyle mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.