Gönüllü koltuk bırakma mümkün mü?
Başbakan Erdoğan, muhalefet gediklisi Baykal’a hitaben diyor ki:
- Ben senin gibi koltuğa yapışmam.. Vakti geldiğinde bırakırım..
İnanmayın!..
O vakit, siyasetçiler için asla gelmez... Siyasetçi koltuğu bırakmak istese, koltuk siyasetçiyi bırakmaz..
Osmanlı dönemine gitmek istemiyorum.. Yakın Cumhuriyet tarihini gördük, yaşadık, biliriz..
Birinci sınıf siyasetçiler emri hak vaki olmadan, ya da tahtı/tacı yerle bir eden fırtına kopmadan koltuktan ayrılamaz..
Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı, Çankaya’yı bırakır, halkın arasına çekilir miydi?
Nafile konuşmayınız.. Akan suları durduracak ukalalıklar yapmanız beni ikna edemez..
Önce Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’den başlayalım:
İnönü, Amerika’nın ve Avrupa’nın baskısı ile demokrasiye geçmek zorunda kalmıştı.. Amma ilk seçimde hile yaptı, koltuğu terketmemek için..
İkinci seçimin şiddeti çok fazla oldu ve İnönü ile arkadaşları istemeyerek terk-i koltuk ettiler..
O koltuğun tadını unuttular mı hiç?
Hayır!..
Unutmuş olsalar 27 Mayıs darbesine çanak tutarlar mıydı?
Yüzkarası darbe sebebiyledir ki daha sonra CHP hiçbir zaman halk oyuyla iktidar olamadı.
İsmet Paşa ki, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insan.. Darbeden sonra koalisyon başkanlığına kadar düştü.. Çömezi Ecevit tarafından alaşağı edildi de gözü arkada gitti ancak..
Darbenin başı Cemal Gürsel zamanı gelince bıraktı mı?
Komada dahi bırakmayacaktı, ne yazık ki vefat etti de bırakmak zoru doğdu..
Malum darbe yapılmasaydı Celal Bayar ve Adnan Menderes de koltuğu bırakmazdı..
En can alıcı örnek Demirel..
Cumhurbaşkanlığı’nın kanuni süresi var.. O süre dolduğunda Demirel normal halini bulabildi mi? Hâlâ koltuk ihtirasıyla kıvranıp durmakta.
Örnekler saymakla bitmez..
Ben isimleri sayayım, siz cevabını verin bakalım..
Ecevit mi gönlüyle bıraktı koltuğu? Yaşasa bırakma emaresi var mıydı?
Sıhhatinin durumunu bilirsiniz..
Alpaslan Türkeş yaşıyor olsaydı bırakır mıydı koltuğu? Bırakmasına çevresi müsaade eder miydi?
Necmeddin Erbakan koltuğu ne zaman terketti?
Recai Kutan zaten hiçbir zaman lider olamadı.. Çünkü önünde Erbakan vardı..
Hâlâ duruyor sayın Erbakan..
Görüyorsunuz, Prof. Numan Kurtulmuş partinin başına geldi, fakat bir taraftan da Fatih Erbakan konferanslar dizisine başladı..
Gülmeyin, ciddi ciddi düşünün..
Bu ülkede bir Erdal İnönü isteyerek koltuğu terkeyledi.. Onun da aklından şüphe etmeyen kaldı mı?
Halbuki Erdal bey liderlik sıkletini kaldırıp çekecek güce sahip değildi.. Zaruretten çekildi/gitti..
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz gönüllü mü gittiler, koltuğu bırakmaya niyetli miydiler, taraftarları kendilerini bırakıp etraflarını boşaltınca mı kenara çekildiler?
Fırsat bulurlarsa tekrar gelmeyeceklerini kim iddia eder?
İşte böyledir sayın Başbakan..
Baykal, muhalefet koltuğunu bırakmamaya mahkum.. Aynı çileli/belalı hayata kim tahammül eder ki?
Baykal’ın bırakmasını değil, bıraktırılmamasını düşünelim bari..
Sizin de gönül rızası ile bir gün ayrılacağınızı düşünmüyorum..
Yemin etseniz yine de inanmam.. Zira çok gördüm siyasetin dalgalarını..
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, muhalefet liderliği yapmak bir yana, görüyorsunuz askeri ve sivil bürokratlar dahi ölünceye kadar halkı evirip-çevirme aşkıyla yanıp tutuşuyorlar..
Hele şu Ergenekon’u seyreyleyin de kararınızı ondan sonra verin..
Bakarsınız gün olur, masum suça yalvarır
Kurban siyasetinde bıçak koça yalvarır
Ki tıraş koltuğunda oturan kral ise
Ustura sakala ve makas saça yalvarır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.