Böyle bir ülkede demokrasi mümkün mü?
Son elli yılda dört defa demokrasiye karşı darbe yapan...Darbe sonrasında hukuku hiçe sayan mahkemeler kurup milletin temsilcilerini yargılayan...
Millete gözdağı vermek için milletin sevgilisi olmuş bir başbakanı bir yılı aşkın bir süre eziyet ettikten sonra iki arkadaşıyla beraber asan...
Darbe sonrası yaptığı anayasalarda milletin haklarını güvence altına almak yerine kendi iktidarlarını ve imtiyazlarını korumaya çalışan...
Böylece darbecileri ömür boyu 'tabii senatör' atayan... 'Darbeciler konseyi'nden 'cumhurbaşkanlığı konseyi' yaratan...
Meclis'i basıp kendinden bir cumhurbaşkanı seçtirmeye kalkışan...
El çabukluğuyla hem anayasa referandumu hem de cumhurbaşkanlığı seçimini tek sandıktan çıkaran...
Memleketin İstiklal Marşı'nı askerî cezaevlerinde siyasi mahkumlar için bir 'işkence aleti'ne dönüştüren...
18 yaşından küçük çocuğun yaşını büyütüp asan...
Vatandaşına dışkı yediren...
Bir askerî darbe için 'gerekirse bin yıl sürer' diyen...
Siyasilere 'onu kazıkta oturtacağım' diye haber gönderen...
Her eleştiriyi 'vatan hainleri' söylemiyle susturmaya çalışan...
Bir başbakanına 'kaypak', ötekine 'kahpe' diyen...
Bir siyasi partinin genel başkanına 'pezevenk' sıfatını layık gören...
Bir başka başbakan için, 'imam, böyle şey olur mu?' diyerek 'sindirme' sorunu yaşayan...
Bir siyasi liderin elinden iktidarı alıp ötekine 'altın tepside' sunan... Sonra da madde madde taleplerini dikte ettiren...
Öz be öz vatandaşına 'sözde vatandaş' yaftasını layık gören...
Anayasa Mahkemesi yoluyla 'siyasi parti kapattığını' itiraf eden...
Gazeteciler hakkında düzmece belgeler düzenleyerek onların itibarlarıyla oynamaya kalkışan...
Gazetecileri, akademisyenleri ve sivil toplumu 'manipüle' etmek için çalışmalar hazırlayan, raporlar, andıçlar oluşturan...
Yeni anayasa girişimini 'milli devlete karşı' olmakla eş tutan...
Üst yargı organları başkanlarının kendileriyle aynı paralelde hareket etmesini sağlamaya çalışan...
'Karşıt yazar ve sanatçıların yıpratılmasını hedef alan'...
Suçüstü yakalanmış birisi için 'tanırım, iyi çocuktur' diyen...
Görüştüğü herkesi video kaydına alarak 'istihbarat' yapan... Büyük bir işadamına 'yardımcı olan'...
Gazetelere manşet çakan; genel yayın yönetmenleri, medya grup başkanları atayan..
Askerî işler yerine siyasetle uğraştıklarını anılarına not eden...
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na dernekleri, öğrencileri, eczacıları, fırıncıları, kırtasiyecileri, kuruyemişçileri, hastaneleri, lokantaları ve hatta anaokullarını fişleten...
Liselerde milli güvenlik derslerini ve asker eşi öğretmenleri okullar, öğretmenler ve öğrenciler hakkında 'istihbarat' toplamak için kullanan...
Ayışığı, Sarıkız, olmadı Yakamoz veya Eldiven kod adlı darbe planları yapan...
Ve de darbecilikten 'sabıkalı' olduğunu itiraf eden...
Askerlerin görev yapıp en üst makamlara geldiği bir orduyla demokrasi mümkün mü? Bu soruyu cesurca sormayan bir toplum demokrasiyle yönetilmez, demokrasiyle yönetilmeyi hak da etmez...