‘Darbe’lere karşı ittifak
Milletin verdiği imkânları, milletin aleyhinde kullanan darbeciler git gide daha da yalnızlaşıyorlar. Dünya şartlarının da değişmesiyle birlikte destekçilerini iyice kaybeden ‘kurtarıcılar’ bu sebeple ‘açık darbe’ yerine; ‘örtülü darbe’ler yapmayı tercih ediyorlar.
28 Şubat ‘postmodern darbe’si bu darbe şekillerinden biriydi. Onunla da kalıcı neticeler alamayacaklarını gördüklerinden, ‘internet darbeleri’ düzenlemeyi tercih ettiler. İç ve dış gelişmeler ‘yeni sezon’ muhtıraların da netice vermeyeceğini gösteriyor.
Darbe heveslileri, son yıllardaki açık ya da gizli darbe teşebbüsleriyle hedeflerine alışamadıkları hâlde bu niyet ve gayretlerinden vazgeçmiş değillerdir. Zaten ‘Ergenekon dâvâsı’ da bunu göstermiyor mu?
İhtilâlci anlayışın tamamen silinmesi için, ihtilâlcilerin izlerinin de silinmesi gerekiyor. İzmir’de bu yönde önemli bir adım atıldı. İzmir İl Genel Meclisi üyelerinin oy birliğiyle aldığı kararla, 12 Eylül askerî müdahalesinin lideri olan Kenan Evren’in ‘okul tabelaları’nda yer alan isimlerinin silinmesi karara bağlanmış.
Çok geç alınmış bir karar olmakla birlikte, önemli ve örnek alınması gereken bir karar olduğunu ifade etmek gerek. Karar kadar önemli olan başka bir nokta da, iktidar ve muhalefet partilerine mensup kişilerin bu noktada ittifak etmiş olmalarıdır. İhtilâlcilere karşı ortaya konulan bu ittifak, başka yer ve zamanlarda da tekrarlanabilirse işte asıl o zaman ihtilcilerin ‘iz’leri silinebilir.
Zaman zaman tekrarlamaya çalıştığımiz bir tesbit var: İsimlerin değişmesiyle hakikatler değişmez.
Bununla birlikte 12 Eylül ihtilâl dönemini hatırlatan ‘iz’lerin silinmek istenmesi ciddiye alınmalıdır. İzmir’de alınan bu ‘karar’ın kâğıt üstünde kalmayıp bir an önce uygulamaya geçilmesini arzu ederiz. Daha da önemlisi İzmir’in ortaya koyduğu bu tavrı, diğer illerimizin de takip etmesidir. Elbette ki bu tavır, sadece Evren’in şahsına karşı duyulan bir tavır olarak görülmemeli. Önemli olan ‘ihtilâlci’ kimliğidir. Bu bakımdan sadece okul isimlerindeki ihtilâlciler değil, sırasıyla ‘kamu’da yer alan bütün ihtilâlcilerin isimleri silinmelidir. Cadde, sokak, mahalle ve benzeri isimler arasında ihtilâlcileri hatırlatan, onlara izafeten konulan isimler de gecikmeden değiştirilmelidir. Bu, ihtilâlcilere ‘buğz’ etmenin en birinci şartı olsa gerek.
Bu vesileyle Türkiye’de yer alan mahalle, cadde ve sokak isimlerinin bir istatistiği yapılsa ortaya çıkan tablonun; hür ve domokrat bir ülkeye yakışıp yakışmadığı daha iyi anlaşılmaz mı? Belli başlı isimlerin binlerce ve belki de onbinlerce tekrarlanması hakka, hukuka ve Türkiye şartlarına uygun mudur?
Yer ve mekân isimleri elbette keyfî ve rastgele seçilmez ve seçilmemeli. Seçilen isimler aynı zamanda o yerin tarih ve kültürünü hatırlatır. İlgisiz yerlerde, ilgisiz isimlerin yer alması en basitinden o şehirde, o mahalle ya da caddede yaşayanlara saygısızlık anlamına gelir.
Darbecilerin isimlerine karşı gösterilen ittifakın, zihniyetleri ve icraatlarına karşı gösterilmesini de arzu ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.