Gölge boksuna 'GATAkulli'

Gölge boksuna 'GATAkulli'

Bazıkalemşörler Ergenekon'u sulandırmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Son moda Sabah'tan Mahmut Övür'ün izlenim yazısından hareketle Fethullah Gülen'e hakaret etmek.
Kalabalık bir kahvaltı ortamında yapılan sohbetle ilgili yazı yeni bir sulandırma girişimine vesile yapılıyor. Medyada yaklaşık bir aydır kullanılan (12 Şubat tarihli internet sitelerinde bu ibare var.) 'Gatakulli' benzetmesini sanki Gülen icat etmiş gibi kendilerince espri üretiyorlar. Kolay anlamaları için kendi gazetelerinden bir örnek verelim. Radikal gazetesinde, Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak'ın konuyla ilgili açıklamasını haberleştirdiği açıklamasında şu cümle yer alıyor: "Gürak, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan emekli generallere yapılan işlemler hakkında, basında 'GATAgulli' olarak nitelendirilen sevklerle ilgili açıklamalarda bulundu." 21 Şubat tarihli Radikal gazetesi bu kelimeyi kullandığına göre Fethullah Gülen'le aralarında telepatik bir ilişki bulunduğu öne sürülebilir! Zira Övür'ün yazısı 6 Mart'ta yayınlanmıştı. Mülakat olmadığı, not ve kayıt tutulmadığı muhataplar tarafından teyit edilen sohbet ortamında Gülen'in şunları söylediği yazıldı: "Bu işlerin sulandırıldığı gibi bir kaygı var. Bana da öyle geliyor. Baksanıza sürekli Silivri Cezaevi'yle GATA arasında, bir ara Cengiz Çandar söyledi, yatay geçiş, yani yatış geçişi var. Bizim Erzurumlular bunu şöyle yorumluyor: 'Bu işin içinde bir 'GATA'kulli var." Mehmet Y. Yılmaz ve Necati Doğru'nun bu cümleden hareketle kaleme aldığı yazılara bakınca 'acaba altında ne var?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Cengiz Çandar'dan devam edelim isterseniz. Çandar basına açık ama bazılarının görmediği toplantıda yatay geçiş cümlesini şöyle tamamladı: "Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklananların hastaneye yatay geçişlerini gördükçe can güvenliğimden endişe ediyorum." Paragrafın başlangıcında ise Akın Birdal'la birlikte maruz kaldıkları andıç infazını anlatıyor Çandar. "Can güvenliğimden endişe duyuyorum." ifadesi geçiştirilebilecek, duymazdan gelinecek bir söz değil. Ergenekon tutuklularını savunma refleksleri göz yaşartan yazarların Çandar'ın bu sözlerini duymazdan gelmeleri herhalde tesadüften ibarettir! Zaten adamlar gazete okumuyorlardır, okusalar 'gatakulli'nin bir aydır kendi gazeteleri dâhil birçok yerde kullanıldığını görürlerdi.

Yapabiliyorlarsa doğrudan 'Gatakulli'yi savunsun, kimsenin arkasına saklanmasınlar. Mesela Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Hanım'la Beyin Cerrahisi Servisi Şefi Albay Nusret Demircan arasındaki görüşmeyi tevil etmeyi denesinler. Gazete okumadıkları için yalanlamaya kalkabilirler. Baştan uyarayım, Mukaddes Hanım görüşmeyi doğruladı, hem de Hürriyet'e. Herkesin yoğun bakımda zannettiği Eruygur'un karısıyla birlikte yürüyüp gitmesi için söyleyeceklerini de merak ediyorum. Doktorların kendi arasındaki "Ya, hiçbir işlem yapmıyoruz, ne kan tahlili ne başka bir şey. Soran olursa nasıl izah ederiz?" yakınmalarının açıklaması ne ola ki? Hayati tehlikesi olduğu ileri sürülen Hurşit Tolon'un saatlerce yürüdüğü, 100 mekik-şınav çektiği gerçeğine ne diyecekler? Levent Ersöz'le ilgili 5 ay önce verilmiş 'sapasağlam' raporlarını nasıl izah edecekler?

Düşük rütbeli tabip subayların, "Komutanım, hastanede yatmanıza gerek yok. Sizi hapishaneye geri gönderiyorum." diyebileceklerine ihtimal veriyorlar mı? Ama bizim kalemşörler de haklı, ben de onların yerinde olsam işin kolayına kaçar, gölge boksu yapardım.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi