Serdar Arseven

Serdar Arseven

DTP ve Şeriat!..

DTP ve Şeriat!..

Diyarbakır’dayız...
“AK Parti bu İl’i alabilir mi?” mevzuuna ilişkin gayet kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz...

Çarşı pazarın yanı sıra ve oralardan daha da ağırlıklı olarak “grupların” nabzını iyi tutmanız gerekiyor burada...
Bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz...
Zemin kaygan, gruplar bir oraya bir buraya gidip geliyor; bölgede güçlü bir “örgüt tehdidi” var...
Sokaktaki vatandaş, “gerçek kanaatini” dile getirmekten çekiniyor...
DTP’liler, “militarizme” karşı olduklarını filan söyler ama Diyarbakır’da DTP militarizmi’nin etkisi alabildiğine hissediliyor.
Sağda solda bir araya geldikleriniz, ancak sizin “isimlerini vermeyeceğine” kesin olarak inanmışlarsa, gerçek kanaatlerini ifade ediyor.

Neyse, bugünün mevzuu “seçim” değil...
Kısmetse, Diyarbakır’ın “seçim tablosu”nu “tam sayfa” haberimizle ortaya koyarız...
Bugün...
Başlıktaki mesele;
“DTP’nin Şeriat’a sarılışı”na gelelim...

Dikkatimizi çekenlerden birkaçı...
Sadece Diyarbakır’da değil, hemen bütün Güneydoğu illerinde, bölgenin Bediüzzaman Said Nursi (R.A.) gibi Şeyh Said (R.A.) gibi manevi dinamiklerinden alabildiğine istifade çabası dikkat çekiyor...
DTP’liler, seçim bürolarına bu zâtların posterlerini asıyorlar...
Her “seçim ziyaretlerde”, “molla” tabir edilen emekli imamlardan birini, mümkünse birkaçını hazır bulundurmaya özen gösteriyorlar...
Onlara “Fatiha” okutmalar, “vaaz” verdirmeler...
Ve “Din’in ancak DTP eliyle kurtulacağını” (!) söyletmeler...

Dahası:
Bu yapının “dindarlara” zulmettiğini;
Başörtüsü meselesini çözüme kavuşturacağına dair namus sözü veren AK Parti’nin sözlerini çoktan unuttuğunu;
Bu memlekette küçük çocuklara Kur’an eğitiminin yasaklı olduğunu vesaire dile getirmeler...

Bu sistem, bütün etkili anayasal kurumları ile “dini” hedef alıyormuş...
Dindarların problemlerini ancak, “DTP” çözüme kavuşturabilirmiş!..
Filan!..

Bütün bunları duymak için, ille de “ziyaretlere” katılmanıza gerek yok...
Hangi DTP bürosuna gitseniz aynı mesajlara muhatap oluyorsunuz!..
Ve...
Bu esnada, ister istemez...
“28 Şubat zihniyetinin PKK’nın pardon DTP’nin ekmeğine kaç kat yağ sürdüğünü” düşünüyorsunuz!..

DTP’nin “Din’den faydalanma çabası” sonuç verir mi?..
Ya da...
Şöyle diyelim;
Bu çaba, DTP’ye fayda sağlar mı?..
Bir şey söyleyeyim mi?
Vakit’in haberleri olmasaydı,
Marksist-Leninist-Darwinist bir parti olan DTP, bu işten ciddi “yararlar” elde edebilirdi!..
Evet;
Hangi DTP bürosuna gitsek; bazı DTP önde gelenlerinin, “1400 yıl öncesinin hükümleri ile yaşayamayız!” ve de “Bizim laiklik anlayışımızla militerlerin laiklik anlayışları arasında özde fark yok!” yollu açıklamalarının ne kadar etkili olduğunu müşahede ediyoruz...
Seçim çalışması yürüten DTP’liler, Ankara’daki DTP kadrosundaki “din ve laiklik anlayışının” kendilerini bağlamadığını öne sürme ihtiyacını hissediyorlar!..
Sokaktaki vatandaşa da, “Biz aslında Ankara’daki yöneticilerimiz gibi düşünmüyoruz, bu partide çok renk vardır. Herkesin düşüncesine saygılıyız ama biz öyle düşünmüyoruz. Bizim dine karşı olmamız söz konusu değildir” filan demek durumunda kalıyorlar!..
Zor durum tabii;
DTP, “laiklik” mevzuunda “CHP’den farksız olmanın” sıkıntısını yaşıyor!..
NURSÎ-KÜRDÎ
Alışmamış mabatta pantolon durmazmış;
“Seçim dönemlerinde” Bediüzzaman Said Nursi’nin manevi ağırlığından faydalanmak için birtakım çalışmalar yürüten DTP’liler, bu konunun biraz üzerine gittiğimizde büyük sıkıntı yaşıyorlar...
Mesela, DTP’nin Batman Adayı Nejdet Atalay, “Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nden sıkça bahsettiğimizde...
“Biz O’nu ‘Kürdi’ olarak anıyoruz, siz ise O’na ısrarla ‘Nursi’ diyorsunuz, aramızda böyle bir fark var!..” ifadesini kullanıyor.
“Nursi”ye karşı bir DTP, “Nursi”nin manevi mirasından ne kadar faydalanabilir ki?..

Evet, DTP Din’den faydalanmak istiyor...
Ve de, faydalanması çok ama çok zor görünüyor...
Pekiiii...
Meselenin bu tarafı bir yana;
DTP gibi bir partinin dahi “Dini hassasiyetlerin önemini” kavramış ve iyi kötü buna göre adımlar atmaya yönelmiş olmasından mesaj çıkarmak gerekmez mi?..
Adamlar yanlış adamlar...
Ama, “Bu memlekette küçük çocuklara Kur’an kursu yasağı var” şeklindeki “menfi propagandaları” bir gerçeğe yaslanmıyor mu?..
DTP gibi bir Marksist-Leninist-Darwinist partiye “Dini değerleri istismar” cüretini veren...
“Sistem”in yanlışları değil mi?..

Son cümle olarak:
“Şeriat” bu, gelir böyle ve dayatır kendisini!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi