Yahudiden Cumhurbaşkanı, Başbakan Olmuyormuş!..
Bir Yahudi vatandaşımız televizyonda "Türkiye'de Yahudiler cumhurbaşkanı, başbakan olamıyor..." demiş. Bu iddia yersizdir, ülkemizde yakın tarihlerde Yahudilerden en yüksek makamlara çıkanlar olmuştur.
Gerçi bunlar asıl Yahudi kimlikleriyle Moiz, Salamon, Nisim gibi Yahudi adlarıyla bu makamlarda oturmamışlar, Türk ve Müslüman isimleri taşımışlardır ama onların asıl kimliklerinin Yahudilik olduğunda şüphe yoktur.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Yahudi'den sadrazam, yani başbakan olmuştur. Mesela Kıbrıslı bir zat, hem de Sultan Abdülhamid zamanında mühr-i hümayunu almıştır.
Hal böyle iken, Yahudi vatandaşımızın şikayet etmesi doğrusu çok gariptir.
Asıl şikayet etmesi gerekenler ülkemizdeki Oğuz Türkleridir. Onlara, birçok büyük makam ve mevkiin yolları kapalıdır. Irkçılık yapmıyorum, Oğuz Türkleri bu ülkenin kurucu unsurudur. Genellikle temiz, inançlı, doğru vatandaşlardır. Kripto Yahudilere tanınan hakların onlara tanınmaması doğrusu büyük ayıptır.
Şu anda ülkemizde yirmi binin altında resmî Yahudi yaşıyor. Kripto Yahudiler elbette bu rakama dahil değildir. Umum Yahudilerin sayısı belki de iki milyondur. Bir kısmı erimiştir, bir kısmı ise gizli (ve asıl) kimliklerini korumakta, Yahudiliklerini yapmaktadır.
Yahudilerin ve Yahudiliğin ülkemizde büyük tesiri ve gücü bulunmaktadır.
Davos'taki hadise "Theatrale" bir hadiseydi. Buna bakıp da Yahudiliğin gücü kırıldı sananlar aldanıyor.
Bu yazdıklarımın belgeleri var mıdır. Elbette vardır. Bu sütunlarda yazsana... Yazamam. Yıllar boyunca Türkiye Müslümanlarına bir "Türkiye Yahudilerini ve Sabataycılarını Araştırma ve İnceleme Enstitüsü" kurmalarını, çok iyi İbranice bilen güçlü uzmanlar yetiştirmelerini, Türkiye ve dünya arşivlerinde ciddi ve titiz araştırmalar yapmalarını teklif ettim, bu teklifimle kimse ilgilenmedi.
Yakın tarihimizde hangi "Gizli Yahudilerin" büyük makamlara ve mevkilere çıktığını, neler yaptıklarını öğrenmek ve bilmek için arşivlere inmek de gerekmez. Bunlarla ilgili çok önemli bazı bilgiler gazetelerde, dergilerde, kitap ve makalelerde yazılmıştır.
Maalesef Müslümanlar uyuyor ve uyutuluyor.
Salih Müslüman Kimdir?
BİR Müslümanın iyi, sâlih, güzel işler yapması onun doğru, sâlih, iyi, muttaki, olgun bir Müslüman olduğunu isbata yetmez.
Ayrıca şu şartlar lazımdır.
1. İtikadı yani inançları Kur'ân'a, Sünnet'e, icmâ-i ümmete uygun olacaktır.Başka bir tâbirle: İnançlarında Kur'ân'a, Sünnet'e, icmâ-i ümmete aykırı bozukluklar, bid'atler, sapıklıklar olmayacaktır.
2. Kendisinde zaruriyat-ı diniyeye aykırı bir fikir ve görüş bulunmayacaktır.
Fakirlere yardım ediyor, beş vakit namazını kılıyor, birtakım hayırlar ve hizmetler yapıyor ama şöyle inanıyor ve söylüyor:
A. İslâm'dan başka hak dinler vardır.
B. Peygamberi yalanlayan kâfirler de kurtulacak ve Cennete girecektir.
C. Kelime-i Tevhid'in ikinci kısmını söylemesek de olur...
Şimdi soruyorum: Yukarıdaki üç maddede belirttiğim bozuk ve yanlış inanç ve görüşlere sahip bir kimseye iyi denilebilir mi?
O böyle inanmakla ve böyle konuşup yazmakla dinini tehlikeye atmıştır.
Doğru inançlara sahip Müslümanların böylelerini uyarmaları, onların üzerine farzdır. Uyarmazlarsa günaha girmiş olurlar. Çünkü emr-i mâruf ve nehy-i münker farîzasını terk etmiş olurlar.
Bu iş öncelikle ulemanın vazifesidir.
Müslümanların, İslâm ve Kur'ân düşmanı Haçlılarla ve Siyonistlerle işbirliği yapması yasaktır, haramdır.
Müslümanların, harbî ve agresif din düşmanlarından yardım almaları yasak ve haramdır. Çünkü onlar bu yardımları Müslümanların kara gözlerinin hatırına vermezler, İslâm'ı yıkmak Ümmet'i parçalamak için verirler.
Bir kimsenin sâlih Müslüman olması için öncelikle itikadının sahih olması gerekir.
Bazı Yahudi Gazetecileri Kınıyorum
YAHUDİ kökenli bazı gazeteciler doğrusu çok ayıp ediyorlar, çok medeniyetsizce davranıyorlar. Yine liselerde namaz kılınıyor yaygarasına başladılar.
Konu şu: Diyarbakır'da bir lisede alt katta küçük bir oda varmış, yerde seccadeler seriliymiş, namaz kılan birkaç genç burada teneffüs saatlerinde ibadet ediyormuş.
Bundan tabiî ne olabilir? Türkiye'de namaz kılmak yasak mıdır? Türkiye'de din, inanç ve ibadet hürriyeti yok mudur? Teoride vardır ama bazı Yahudi veya Yahudileşmiş gazetecilerimize bunu kabul ettiremezsiniz.
Bazı Yahudi gazetecilerimizin namazla, mescidle, seccade ile ilgili bu olumsuz ve diktatörce yayınları bir tür terör değil de nedir?
Okulun müdürü saldırgan ve kışkırtıcı yayınlar karşısında seccadeleri kaldırtmış.
Şimdi Yahudi gazetecilere soruyorum:
İngiltere'nin bir kısmında her sabah okul ve kolejlerde mecburî âyin ve ibadet yapılıyor. 1944'ten bu yana... Âilesinden yazılı kağıt getirmeyen her öğrenci okul kilisesindeki bu ibadete katılmak zorundadır. İngiltere'de tabiî olan bir şey Türkiye'de niçin yasak olsun?
Öğrencileri namaz kılmaya zorlayan yok. İsteyen kılıyor, istemeyen kılmıyor.
Namaz odasının ve namaz kılanların gizlice resimlerini çekip jurnalleyen öğrenciyi ayıplıyor ve protesto ediyorum.
Okullarımızda asıl ayıplanacak şeyler şunlardır:
1. Uyuşturucu salgını.
2. Öğrencilerin yüzde 15'inin bıçak, şiş ve sustalı çakıya sahip olması.
3. Aşırı ve yüz kızartıcı cinsellik.
4. Doğru dürüst bilgi ve kültür verilmemesi, eğitimin son derece düşük olması.
5. Hepsini kınamıyorum, bazı öğrencilerin kılık ve kıyafetlerinin, hal ve hareketlerinin ciddiyetten uzak oluşu.
Medenî bir ülke olan Norveç'in anayasasında şu madde vardır.
"Norveç devletinin dini Norveç Lüteryan kilisesidir. Diğer dinlere de tam hürriyet verilmiştir. Lüteryan kilisesine kayıtlı olan aileler çocuklarını bu kilisenin öğretilerine göre yetiştirmekle yükümlüdür."
Bana inanmayanlar, internetten Norveç anayasasına baksınlar.
Lisede namaz kılınmasını dillerine dolayan gazetecilere Yahudi dediğim için kimse bana kızmasın, darılmasın. Onların Müslümanlara yaptığını insaflı Yahudiler, mesela Neturei Karta hahamları bile yapmaz.
Gün gelecek, Müslümanlara geniş din hürriyeti verilecek, onlar özel "İslâm liseleri" açacaklar ve bunlarda vakit namazları okulun camiinde, okulun imamının arkasında cemaatle kılınacaktır.
Birtakım Yahudiler istemiyor diye Müslümanlar namaz kılmayacak değildir.