Bülent Arınç'a tepki neyin nesi?
Cihet-i askeriyenin 28 Şubat dönemindeki manzara-i umumisini hatırlayalım:
Ankara'nın Sincan ilçesinde tanklar yürütülerek "demokrasiye balans ayarı" yapılıyor...
Genelkurmay Başkanı, muhalefet lideri Mesut Yılmaz'la 8 yıllık temel eğitim meselesini konuşuyor...
Genelkurmay İkinci Başkanı, fikirlerini beğenmediği gazeteci-yazarları etkisiz hale getirmek için "andıç" hazırlıyor...
Bir kuvvet komutanı, "İsminin Açıklanmasını İstemeyen Üst Düzey Askeri Yetkili" rumuzuyla gazetelere siyasi-ideolojik manşet haberleri yazıyor...
Başka bir kuıvvet komutanı, ilerici(!) sermaye gruplarının kâr marjlarını düşüren gerici(!) sermaye gruplarına karşı savaş stratejileri geliştiriyor...
Bir general, siyasetini beğenmediği başbakana kamera önünde pervasızca sövüyor...
Başka bir general, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un zihniyetini "bellemek"ten söz ediyor...
Yine bir general, "Fatih Sultan Mehmet Caddesi" tabelasıyla uğraşıyor...
Ordu bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu ve jandarma şubeleri harıl harıl "dinci" fişliyor...
Yargı mensupları Genelkurmay'da brifinglere çağrılarak sivil otoriteye karşı 'bilinçlendiriliyor'...
Doğru Yol Partisi milletvekilleri askerler tarafından yakın markaja alınarak istifaya sevk ediliyor...
Refah-Yol Hükümeti ordunun öncülüğündeki "post modern" bir darbeyle alaşağı ediliyor...
Generaller iktidarı "altın tepsi içinde" Mesut Yılmaz'a sunuyor...
"Demokrasiye balans ayarı" ve "(post modern) darbe" sözlerini açıkça telaffuız eden bir orgeneral, orduyu üstüne vazife olmayan işler için seferber ettiklerini itiraf ediyor...
28 Şubat sürecinde manzara aynen böyleydi işte.
Ordu yönetimi siyasi, ideolojik ve iktisadi davalara kilitlenmişti.
Askerlik mesleğine konsantre olan üst düzey bir komutan yok gibiydi.
Bugünkü komutanlar o günlere damgasını vuran bu aymazlığı sahipleniyorlar mı?
Sahipleniyorlarsa bunu açıkça söylesinler.
Sahiplenmiyorlarsa Bülent Arınç'a hak versinler.
Ne demiş AK Parti Milletvekili Bülent Arınç?
"Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Aman Allah'ım neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah'a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Yoksa bunların savaşacak halleri yok. Askerlikten başka her şeyi yapmışlar. Siyasetle uğraşmışlar, darbelerle uğraşmışlar..."
28 Şubat'çıları hedef alan ve malumu ilamdan başka bir şey olmayan bu sözler Genelkurmay Başkanlığı'nı niye rahatsız etti?
Tuğgeneral Metin Gürak, ilgili basın açıklamasında, Türk ordusunun savaşlarda ve terörle mücadeledeki başarılarını hatırlatarak, "bu tip kişilerin ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri... hiçbir zaman doğruları değiştiremez" demiş. Ne demek bu?
Bütün mesaisini, bütün dikkatini askerlik mesleğine vermeyen askerlerin ülke savunmasında zafiyet gösterebileceklerini hatırlatan bir siyasetçiye niçin böyle bir tepki gösteriliyor?
"Demokrasiye balans ayarı yaptık, post modern darbe yaptık" diye bas bas bağıranların darbeciliğini hatırlatmak niçin "ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifade" oluyor?
'Bu tip kişilerin hiçbir zaman değiştiremeyeceği doğrular' neymiş, onu da merak ediyorum.
'Generallerin siyaseti askerliğe öncelemelerinde hiçbir mahzur yok!'... Bu mudur 'değiştirilemez doğru'?
Malum; Bülent Arınç, Genelkurmay'ın açıklamasına mükemmel bir beyanatla cevap verdi.
Gündem akmaya devam ediyor, ama ben o cevap üzerinde daha uzun süre durulması gerektiğini düşünüyorum.
Yarınki konumuz da bu olsun.