Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Tarih bahçesinden toplanan meyveler

Tarih bahçesinden toplanan meyveler

Rahmetli Mehmet Lütfi İkiz, sevdiğim, saydığım mükemmel bir insandı... Konya’ya her gidişimde dostlar vasıtasıyla sohbetlerimiz olurdu. Hakka yürüdüğünü arkadaşlardan öğrendim.
Büyük boy, 252 sayfa bir kitabı yayınlanmış... Isparta’dan dostum Abdullah Gülcemal kitabı bana gönderdi... Bazı bilgi notlarını eklemiş sağolsunlar...
Kitabın adı: Türk Tarihi İçinde Ermeniler, Rumlar, Yahudiler...
Amma maalesef ne kitabın temin edileceği adres var, ne de basıldığı matbaanın adı... Bunu, beni rahatsız etmemeniz için belirttim...
Enteresan bir görüş:
Prof. Kessler 1947’lerde bugünkü Türkiye’ye yol gösteriyor...
(Öğrencisi Kemal Cabıoğlu’ndan)
Dünyaca tanınmış Alman ilim ve siyaset adamı Prof.Dr. Gerhard Kessler’in “Hitler ve iflas eden Alman ekonomisinin canlandırılması” ile ilgili ibret dolu sözlerini arz ediyorum... Bu günlerde bizlere ülkemizin yaşamakta olduğu iktisadi buhranı aşmak için yol gösterici olabilir...
1947’lerde İktisat Fakültesi talebesiydim... Kessler Hitler’den canını kurtarmak için Türkiye’ye iltica ederek, İktisat Fakültesi öğretim üyeliğinde bulundu... Kessler, Hitler’den şöyle söz ederdi:
“Bir işsiz deli 7 milyon işsize iş buldu... Böylece kendisine de iş buldu...”
Bir gün Kessler’e şu suali sordum: “Siz işi olan akıllılar, neden 7 milyon işsize iş bulamadınız da bir işsiz deli olan Hitler’e Almanya’yı teslim ettiniz?”
Kessler’in cevabı şöyle oldu:
“Bizler Alman halkının varlıklı kesiminden idik... İşsiz olan halkın ızdırabını fark edemedik... Sesi çıkanlara istediklerini verdik, devlet güçsüz kaldı... Ayrıca demokrasi ağacının acı-tadlı meyvelerini ayıramadık...”
Tekrar sordum:
“Hitler 7 milyon işsize nasıl iş buldu?”
İşte cevabı:
“Bizler kitaplardan öğrendiğimiz ekonomi bilgileri ile kendi kendimizi bağladık... Hitler para bastı... Basılan para ölçüsünde üretimi artırdı... Ekonomiye canlılık geldi... Alman halkına ümit verdi... Hedef gösterdi... Varlıklı halktan fedakârlık istedi...”
Yazının sonunda şu ibare var:
Kessler sanki Türkiye’yi anlatıyordu...
Abdullah Gülcemal arkadaşıma teşekkür ediyorum bu enteresan bilgi hazinesini bana ulaştırdığı için...
Bazıları yine gazaba gelecekler:
“Bak, dünyanın en azılı faşist diktatörünü methediyor... Görüşlerinin alt yapısını faşistlik teşkil edenler böyle olurlar...”
Yok lan hergeleler, öyle değil...
Hitler zulmünden kaçan bir Alman ilim adamı gerçekleri söylüyor... Siz gerçeğin ne demek olduğunu bilmezsiniz... Çünkü yön vericileriniz paralı veya siyasette öne çıkmış beyinsizlerdir...
Ayrı bir not:
Ben tarihe meraklıyım... Tarihimizde ne kadar “deli” lakaplı paşa, sivil bürokrat varsa, hepsi de namuslu, dürüst, milletini seven, cesaret sembolü kişilerdir...
Aklı topuğundan akanları hiç amma hiç sevmedim... Ülkeye zarardan başka ne verdiler ki?
Büyük düşünen, büyük oynayan kim varsa “deli” demiş, kenara atmışız...
Halkı sömüren akıllılardan çektiklerimizi ciltler dolusu kitaplara döksek yine de az gelir...
Kaybettirdikleri milli değerleri “kazandık” diye yutturanlardan pek çok akıllı çıkmış, fakat bunlar “zarardır” görüşünü ileri sürenler ülkeye sığdırılmamıştır...
Cumhuriyet kurulduğu günden beri TBMM’de, bürokrasinin en yukarı katlarında kesintisiz yer alan ve günümüzde dahi yazar, hariciyeci, siyasetçi rolü taşıyan aileler vardır...
Kovsanız gitmezler... Kaldıkları sürece hiçbir faydaları olmaz...
Türkiyemizin kaderini bu hale çevirmişler...
=========
İnançsız her yalanı/büyük bir devrim/sayar
Hastalığı geçince/Ölümü yendim/sayar
Gevezelikten başka yoktur bir meziyeti
Yorulunca/dünyanın sonuna geldim/sayar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi