Seçime bir hafta kala Güneydoğu
Nihayet seçim maratonunun sonuna doğru gelmeye başladık…
Artık son hafta…
Partiler... liderler… adaylar son kozlarını oynuyor…
Kararsız seçmen son kararını vermek üzere…
Herkes konuştu…
Şimdi asıl konuşma sırası vatandaşta…
Güneydoğu’da seçime nevruz ateşinin gölgesinde gidiliyor…
Diyarbakır kalesi kuşatma alltında…
Son hamleler yapıldı…
Sandıktan çıkacak sonuç bekleniyor…
Kalenin komutanları ise bayrağı düşürmemek için varını yoğunu ortaya koyuyor…
Ortalık toz duman…
Göz gözü görmüyor…
Herkes 29 Mart’a odaklanmış durumda…
Sonuç ne olur derseniz…
Aslında her şey olabilir…
Ama kafalar çok karışık…
Son günlerde kararsızların sayısının azalması beklenirken…
Burda aksine çoğalmış…
Bir yandan Başbakan’ın inanılmaz rüzgarı…
Bir yandan “oy namustur satılmaz” sloganı altında oluşan psikolojik baskı…
Vatandaşı hangi rüzgar etkilerse o taraf kazanacak…
Ama şu gerçek ki…
Daha önceki seçimleri güle oynaya kazanan DTP bu defa hiç de rahat değil…
Kale dedikleri Diyarbakır elden çıkarsa politikalarının çökeceğini biliyorlar…
Bu yüzden sıkıntı çok büyük…
“Ya kaybedersek” psikolojisi onları yıpratmış durumda…
Başbakan’ın Kürtçe’yle ilgili açılımları onları hayli ürkütmüş…
Özellikle yapılan nakit yardımlar kadınları cezbediyor…
Nevruz alanlarına topladıkları kadınların çoğu şimdi yardım kuyruklarında…
Paranın gücü tüm ağırlığıyla ortada…
Ve DTP bundan çok korkuyor…
Seçimi DTP kazansa da asıl kazanan Ak Parti olacak…
Ecel terleri döktürdüğü için…
DTP artık anlamıştır ki…
Oylar çantada keklik değil…
Kimlik siyaseti bir yere kadar…
Hizmet artık beklenen bir talep…
Örgütün desteği işe yaramıyor…
Şiddet çözüm değil…
Barış… demokrasi… insan hakları temel talep ama…
Vatandaş artık aş istiyor, iş istiyor…
Bu seçim çok şeye gebe…
Belki gerçek doğumun ilk sancıları bunlar…
Iyaz Bin Ganem komutasındaki ordu yola koyulmuş…
İslâm orduları kapıda…
Yepyeni bir fethe hazırlanıyor…
“Diyarbakır bu değil”…
“Diyarbakırlı bu değil”…
Gelecek nesillere…
“Sahabeler kentine hoşgeldiniz” demeyi haykırmak için…
GÜNÜN SÖZÜ
Adalet bir kutup yıldızı gibi yerinde durur; geri kalan her şey onun etrafında döner.
KONFÜÇYUS