Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Miting meydanında akıl barınır mı?

Miting meydanında akıl barınır mı?

Bana göre zor barınır...
Baksanıza, Cumhuriyet tarihinin en yaşlı partisinin başkanı ütopya denizinde yüzmeye başlamış...
Ne diyor sevgili Baykal?
- Önce Ankara, sonra Türkiye’yi istiyorum...
Hayda be bre pehlivan, her ikisi de elyaktır size...
Önce Ankara, sonra Türkiye ve sonra dünyanın tamamı...
Kâfi gelmez...
Öbür tarafta, yani hiçbir surette aklınıza gelmeyen ahirette de hakkınız olmalı... Oradan da pay koparmaya çalışın bari...
Anlaşıldı... Bay Baykal miting meydanında boy gösteren, başörtüsü takan bayanlara güveniyor... O kadınlar kaygan bir buz zemini üzerinde slalom yapıyorlar...
Siyasette ağırlıkları yoktur...
Çerez mahiyetinde parti parti gezerler...
En iyisi bay Baykal sen yelteme türküsü söyle:
Murat kalk sana yerinden
Kılınç sek sene belinden
Al bizi Gökçek elinden
Murat meydandır meydandır...
Bu yelteme mutlaka Kara Murat’ın ayranlığını kabartır ve bütün gücü ile Ankara kalesine yüklenir...
Ankara tamam efendim...
Geldik Türkiye’ye:
Türkiye’nin yolu Mesut’un dediği gibi Diyarbakır’dan değil, İstanbul’dan geçer...
Öyleyse devam et durmadan:
Kemal, lâm’ı cim yapalım
İstanbul’u sim yapalım
Başkent’i dersim yapalım
Kemal meydandır meydandır.
Kılıçdaroğlu Kemal pehlivan elinde kılınç, kalkan, gürz ve iz sürme belgesiyle surlara bayrak dikmenin heyecanını yaşar...
Ne diyordu Kemal pehlivan:
- Benim dedelerim Fatih Sultan Mehmed’in sır katibiydiler... Aslımız malum...
Ah bu miting havaları... İnsanı çığırdan çıkarır alimallah...
Hazreti Nuh Aleyhisselam’ın yeğeni olmadığına ben çok üzüldüm...
Ne güzel yakışırdı...
Sırf adaylarla yürümez bu fetih harekâtı...
Mustafa Balbay unutulmamalı...
Mesela Sabih Kanadoğlu’suz sıhhatli bir karar almak imkânsız...
Daha daha?
Üç/beş emekli general ve albay çerçeveye dahil edilirse, tadından yenmez olur...
Zafer hemen kapıda...
Amma bu arada, maalesef laiklik gitti gider...
Çıkarın bari şu ne idüğü henüz anlaşılmayan laikçiliği...
Meşhur Dokuzuncu Süleyman Demirel haricinde, artık, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı atana rastlamaz olduk...
Reva mı yani?
Hani atalarımız: “Ağaç dalıyla gürler” demişler...
Siz dalı bırakın kütüğüne bile sahip çıkmaz oldunuz...
Nallıhan’dan başörtülü hanım aday göstermeniz başkaları tarafından alay konusu yapılsa da ben sizden umutvarım...
Solcuları soğan kabuğuna hapsetmek için yakaladığınız, yahut da seçip aldığınız kadınların başına örtün bir bez parçası, askeriyemizin ileri gelenleri, brifing yemiş hukukçularımız çatlasınlar...
Şu YSK başkanına da bir hukuk şamarı vurabilirsiniz...
Seçim sandıklarının bulunacağı yerleri “kamusal alan” ilan etmiş...
Diyelim ki Nallıhan adayınız seçimi kazandı, belediye binasına girip makama oturacak mı?
Yapmayın arkadaşlar...
Ecevit mezardan fırlar ve hanım başkanınıza haddini bildirir...
Velhasıl işiniz zannedildiği kadar kolay olmayacak... Türkiye’yi toptan zimmete geçirmeniz gülünç bir hayaldir...
İzmir’i bırakma, başka yöne bakma beni dinlersen...
-------------------------
Taşa tohum ekilirmiş, öğrendik
Başa gelen çekilirmiş, öğrendik
Yalan-dolan rüzgârları eserse
Tüm yapraklar dökülürmüş, anlarık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi