M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İslâm’ı Tahrif Etmek İstiyorlar

İslâm’ı Tahrif Etmek İstiyorlar

Daha önceki semavî dinler gibi İslâm'ı tahrif etmek istiyorlar. Kimler istiyor? Bir kısım gayr-i Müslimler istiyor, harbî ve militan İslâm karşıtları istiyor, onlarla işbirliği yapan bozuk ve bid'atçi sözde Müslümanlar istiyor.

İslâm'ı nasıl tahrif etmek istiyorlar?

(1) Kur'ân'ın geleneksel yorumunu değiştirerek.

(2) Hadîsleri ayıklayarak, nice sahih hadîsi atarak, hükümden kaldırarak.

(4) Fıkhı kaldırarak.

(5) Şeriatı kaldırarak.

(6) Kendilerini son derece rahatsız ve dergin eden, uykularını kaçırtan cihad fî sebilillah farzını kaldırarak.

(8) İslâm'ın, Allah katında muteber ve geçerli tek hak din olduğu temel inancını tâtil ederek.

(9) Kadına hürmet, iffet ve hayâ prensiplerine dayanan İslâmî hükümleri kaldırarak veya değiştirerek. (Nitekim, kadınla ilgili nice sahih hadîsi "ayıklamışlardır" ve ayıklamaya devam etmektedirler.)

(10) İslâm'ı sekülerleştirerek.

(11) İslâm'ı ilahî ve münzel din olmaktan çıkartıp beşerî bir ideoloji ve hümanizma haline getirerek.

(12) Aldattıkları kimselere "Ehl-i Kitab da ehl-i necat ve ehl-i cennettir" yanlış ve bozuk inancını aşılayarak.

(13) On dört asırlık icma-i ümmet ve cumhur-i ulemanın görüşlerine aykırı şazz fikirler, görüşler, hükümler ortaya atarak.

(14) Kur'ân'daki ve Sünnet'teki muhkem ve kesin hükümler hakkında "Bunlar tarihseldir, günümüzdeki geçersizdir" bozuk, sapık inancını ve görüşünü yayarak.

(15) Ehl-i Kitab ile biz Müslümanlar arasında Âmentü konusunda ittifak vardır yalanını yayarak.

İslâm'ı tahrif etmek isteyenler başarılı olabilir mi?

Cevap: Mutlak olarak başarılı olamazlar. Çünkü Kur'ân korunmuştur.Kur'ân'ın tefsiri mahiyetinde olan Sünnet korunmuştur. İslâm korunmuştur... Lakin, tahrifçiler yeterli din bilgisine ve kültürüne sahip olmayan birtakım Müslümanları şaşırtabilir, hak yoldan çıkartabilir. Hattâ onların imanlarını bile tehlikeye atabilir.

İslâm'ın tahrif edilme çabaları karşısında:

1. İcazetli ve gerçek ulemanın.

2. Ulemadan olmamakla birlikte, din kültürüne sahip Müslüman münevverlerin ve ziyalıların.

3. Kur'ân'a ve Sünnete bağlı bütün şuurlu ve uyanık Müslümanların... ellerinden geldiği kadar, güçleri nisbetinde münzel ve ilahî İslâm'ı korumak için planlı ve programlı şekilde gayret sarfetmeleri gerekir.

Bu gayreti sarf etmezlerse sorumlu ve günahkar olurlar.

İlahî ve münzel İslâm bize Allah'ın bir emanetidir, Peygamberin emanetidir, on dört asırdır gelip geçmiş eimmenin, müctehidlerin, fukahanınn, ulemanın, kamil mürşidlerin, Ehl-i Beyt efendilerimizin emanetidir.

İslâm'ı tahriften korumazsak emanete ihanet etmiş oluruz.

Emanete ihanet büyük günahtır.

İslâm ile sekülarizm bağdaşmaz.

Kur'ân'ın muhkem hükümlerinin bir teki bile tatil edilemez, değiştirilemez, kaldırılamaz.

Sahih hadîsler ayıklanamaz.

Feminizm Batı'da çıkmış sapık bir ideolojidir. Feministleri memnun ve mesrur etmek için Kur'ân, Sünnet, fıkıh, şeriat hükümleri kaldırılamaz, değiştirilemez.

Cihad fî sebilillah Kıyamet'e kadar hükümde olacak muhkem bir farîzadır.

Yüce Allah, Kur'ân'da birtakım ukubat hükümleri ve hadler koymuştur. Bunlar kaldırılamaz, değiştirilemez.

Kur'ân'ın ve Sünnetin yorumu, açıklaması, bunlardan hüküm çıkartmak sadece ehliyetli ve icazetli ulemaya, fukahaya, eimme-i müctehidîne ait bir vazifedir.

Müslümanlar!.. Uyanık olunuz, firâsetli olunuz ve dininizi tahrif ettirmeyiniz. Tahrif fitnesi ile bütün yasal imkânlarla mücadele ediniz.

Tahrifçiler gece gündüz çalışırken siz uyumayınız, bana ne demeyiniz.

Din Konusunda 25 Temel Ana Prensip

1. İnsanlar ikiye ayrılır: (a) Rahman'ın kulları. (b) Şeytanın taraftarları.

2. Rahman'ın velîleri (evliyaurrahman) vardır, Şeytan'ın velîleri.

3. Mü'minler bir tek ümmettir. Ümmet birliğini bozmayan ve sarsmayan çeşitlilikler olumlu ve Rahmanîdir; Ümmet birliğini bozan, sarsan, dinamitleyen, çeşitlilikler şeytanîdir.

4. Bir Müslümanda Ümmet şuuru (bilinci) olmaz; cemaat, fırka, hizip, parça asabiyeti olursa o Müslüman bid'atçidir, bozuktur, dengesizdir.

5. Bütün mü'minler kardeştir.

6. İki çeşit çeşitlilik vardır: Rahmanî, şeytanî...

7. Hiçbir parça ve fırka bütünle özdeşleştirilemez.

8. Bir Müslüman futbol kulübü tutar gibi, futbol holiganlığı yapar gibi aşırılık, hizipçilik, cemaatçilik yapamaz. Yaparsa sapıtır, dengesiz olur, zarar verir.

9. "Ben kendi cemaatime bakarım, öteki cemaatler ve başka Müslümanlar beni ilgilendirmez" diyen sapıktır.

10. Şeyhini, üstadını, hocasını, hocaefendisini, kendi baronunu putlaştıran, farkında olmadan rab haline getiren, onun ismet sıfatıyla muttasıf olduğuna inanan kişi büyük günah, büyük sapıklık içindedir, küfre ve şirke düşmesinden korkulur.

11. Hiçbir din baronunun, cemaat önder veya liderinin dinde değişiklik yapmaya, din esaslarından tâviz vermeye hakkı ve salahiyeti yoktur.

12. İki türlü şeyh vardır: (a) Hakikî şeyh. (b) Müteşeyyıh, yani sahte şeyh, şeyh taslağı. Hakikî şeyhe intisab eden, ucu Resullerin Seyyidine (Sallallahu aleyhi ve sellem) ulaşan çok sağlam ve kavi bir zincire yapışmış ve Mevlâsını bulmuş olur. Sahte şeyhin eteğine yapışan belâsını bulur.

13. Yüce İslâm dini, halkın para ve mallarının ganimet gibi toplanıp zimmete geçirilmesini kesinlikle yasak ve haram kılmıştır.

14. İnanç, ibadet, hizmet konularında Peygamber aleyhissalatü vesselamın metodu dışında hak metod yoktur.

15. Halkın parasını ve malını toplayıp zimmetlerine geçiren, kendilerini putlaştıran, övdüren kimselerde hayır yoktur.

16. Nefs-i emmâre seviyesinde ve derekesinde bulunan kişiden reis olmaz, önder olmaz, rehber olmaz, mürşid olmaz. Böyleleri dall ve mudildir.

17. İslâm büyükleri mahlukattan ücret, mükâfat, aferin, para, mal istemezler ve almazlar. Onların işi Haliq iledir. Ücretleri O'na aittir.

18. Mahlukatın alkışlarına, övgülerine meftun olanlar zahirde büyük görünseler bile gerçekte çok küçük ve sefildirler.

19. Müslümanların zillet ve esaretlerinin sebebi düşmanlarında değil kendi cehalet, gaflet, zaaf ve şuursuzluklarıdır.

20. İman ile küfür birlikte sulh içinde olamaz.

21. Hem Haliq'a, hem Tağut'a birlikte itaat edilemez.

22. Kur'ân'ın, İslâm'ın temel hükümlerinin, Peygamberin mütevâtir hadîslerinin bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanlar küfre düşer.

23. Ben Müslümanım ama Şeriatı kabul etmiyorum diyen büyük bir tenâkuza (çelişkiye) düşmüş olur. Şeriat, Kur'ân'dan ve Sünnetten çıkartılmış din hükümleri demektir. Şeriatı inkâr ve red eden İslâm'ı inkâr ve reddetmiş olur.

24. Müslüman, ezelde Bezm-i Elest gününde Allah ile yapmış olduğu ahd ü misakı unutmayan, Yaratana verdiği sözü tutan sâdık kimsedir.

25. Kelime-i Tevhid, iki parçadan oluşan bir bütündür.Kesinlikle ikinci parçası terk ve ihmal edilemez, sükutla geçiştirilemez. Muhammed Resulullah diyen kişi Peygambere biatlidir. Bu biatine ihanet edemez

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi