29 Mart 2009 tarihinde yapılan mahalli seçimleri mahalli olmaktan çıkmış genel seçim havasında geçmiştir. Yapılan ve yapılacak projeler yerine bir yığın iftira dosyaları ile AK Parti yıpratılmak istendi.
Seçime 19 parti katıldı ancak çoğu parti açıkça değilse de zımnen AK Parti’ye karşı aynı safta birleşti. AK Parti’yi iftiralara cevap vermekle meşgul ederek yapılan hizmetlerin anlatılmasını önlediler. Elbette cumhuriyet tarihinde her iktidar bu ülkeye bazı hizmetler yapmıştır. Bunu inkar etmek mümkün değildir. Ancak AK Parti iktidarının ve başta İstanbul olmak üzere AK Partili belediyelerin yaptıkları hizmet gözle görülür elle tutulur cinstendir. AK Parti iktidarı ile ülke çağ atladı. Ama son derece büyük bu gelişmeleri seçmene aktaramadı. Az da olsa bazı seçmen bu icraatları anlamadı. Adayların şahsiyeti, ideolojileri, siyasi tercihler bazı yerlerde ağır bastı.
Seçimde her partiye bir nevi mesaj verildi. Bu mesajı en iyi Başbakan değerlendirdi. “Ne kaybettik ne kazandık. Vatandaşın verdiği mesajı aldık. O mesajların gereğini yapacağız.” Seçmen 6.5 yıllık AK Parti iktidarının rehaveti içinde idi. Bunu fırsat bilen bazı partiler, gazete ve televizyonlar, AK Parti oylarını düşürmek için işbirliği yaptılar. Ve bazıları “her puştluğu yapın” mesajını dahi verdiler. Bu arada seçmenleri kıran ve rencide eden şeyler de oldu. Seçim kurulu oy kullanmayı önleyen tedbirler aldı. Bazı yerlerden ikaz (uyarı) çıktı. Bazı medya ile mücadele AK Parti’ye zarar verdi. Erken seçim bekleyenler hüsrana uğradı. ABD, AB ve dünya medyasına göre AK Parti güven oyu aldı ve istikrar istedi. Varsayalım AK Parti’nin oyu yüzde 48 ve hatta 52 olsaydı belki rehavete kapılırlardı. AK Parti’nin oyu yine CHP+ MHP oyuna eşittir. Ve bu oylarda başbakanın kişisel gücünden kaynaklandığı da bilinmektedir. Seçmen asla kavga istemiyor. Geçmişte bunun acısını çekti. Bu husus asla ihmal edilmemelidir. Bazı seçmen AK Parti’yi ikaz ederken CHP’nin tuzağına da düşmemek için oyunu ölçülü kullandı. Ve Türkiye’nin en zengin bölgelerinde küresel ekonomik krizin bedeli AK Parti’ye kesildi.
Şu anda dünyanın 17. ekonomik gücü olan Türkiye’yi 2025 yılında en büyük 10 gücü arasına sokmayı hedef alan AK Parti, Anayasa Mahkemesinde kapanmaktan kıl payı kurtuldu. Ergenekon örgütü AK Parti iktidarını yıkarak dikta bir rejim kurmak istedi. Allahü teâlâ ülkeyi büyük bir felaketten korudu.