Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kutlu Doğum Hatırına

Kutlu Doğum Hatırına

Kutlu Doğum adına yapılan bütün programlar, kişisel olarak beni çok sevindirir. Her yıl daha da güçlenerek kutlanmalıdır. Yalnız içimi burkan bir gerçek var ki, o da şudur:
Efendiler Efendisi (s.a.v.)’i bu kadar çok programla anıyoruz, bütün yönleriyle herkese tanıtmaya çalışıyoruz; öğütlerini, nasihatlerini, sünnetini işleme üzerine yazıyoruz, konuşuyoruz ama nedense bu duygu ve düşünceleri hayatımıza geçiremiyoruz?
Peygamberimizle ilgili o kadar çok şey biliyoruz ki, maalesef bildiklerimizi kendimiz değil de hep karşımızdakilerin uymasını istiyoruz. Efendiler Efendisi’nin biz ümmetine tavsiye ettiği insan ilişkilerine önce kendimiz uymamız gerekirken, ısrarla karşımızdakilerin uymasını istiyor ve bekliyoruz. İşte dostlar bu mantığı anlamıyorum.
Eğer söylediklerime katılmayan olur ve yanlış düşündüğüm kanısına varılırsa, bilsinler ki onlar yazımın kapsama alanı dışındadırlar. Düşüncelerime katılanlar varsa, ben de başta olmak üzere kendimizi bir değil, belki defalarca gözden geçirmeliyiz derim.
Sözü uzatmayayım ve Efendiler Efendisi (s.a.v.)’in, insan ilişkilerine dair yaptığı eylemlerinden birkaçını O’nun şefaatine sığınma adına ve tabi uyma adına yazayım.
Her işe besmele ile başlardı. “Besmele ile başlanmayan işin hayır ve bereketi kesiktir” buyururdu. Herkese selam verirdi. “Allah katında insanların en değerlisi, karşılaştıklarında önce selam vermek için harekete geçendir” buyururdu.
Boş sözlerden kaçınırdı. “Malayani şeyleri terk etmesi, bir kişinin Müslümanlığının güzel olmasındandır” buyururdu. Evine selam vererek girerdi. Çocuklarla şakalaşırdı. Bir evin kapısını en fazla üç kere çalardı.
İsteyeni reddetmezdi. “Bana infak etmem ve yoksulluktan korkmamam emredildi” buyurmuştu. Karnı acıkmadan yemek yemezdi. “Karnınız iyice acıkmadan yemeğe oturmayın, tam doymadan da kalkın” buyururdu.
Güzel kokular sürünürdü. Misafire ikram etmeyi severdi. “Allah’a ve Kıyamet gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin” buyururdu. Hasta ziyaretini ihmal etmezdi. Cenaze namazına katılırdı. Irkçılık yapanları sevmezdi.
Namazları cemaatle kılardı. Hep hayrı tavsiye ederdi. Yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı. Yemeğin sonunda şükrederdi. Elbisesini sağdan giyerdi. Alışverişte sağ elini kullanırdı. Ölmüş kişileri hayırla yâd ederdi. İnsanların en mütebessimiydi.
İnsanlara hediye verir ve hediyelerini kabul ederdi. İnsanlara latife yapardı. Ondan asla kaba bir söz duyulmamıştı. Temizliğe çok önem verirdi. Esnaflara dürüst olmayı tavsiye ederdi. Komşu ilişkilerinde çok hassastı. Evleneceklere yardım ederdi.
İşçinin emeğinin karşılığını hemen verirdi. “İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz” buyururdu. “Ben kral değilim” derdi. Karşısında titreyen bir adama; “Korkma! Ben kral değilim. Kureyş’ten kuru ekmek yiyen kadının oğluyum” demişti.
Hayvanlara iyi bakılmasını ister, aşırı yük yüklemeyi yasaklardı. İyilikleri asla unutmazdı. Ayıpları yüze vurmazdı. Aksi ispat edilmedikçe hüsn-ü zan yapardı. “Başkası hakkında bana kötü bilgi getirmeyin, ben yanınıza hakkınızda iyi düşünerek selim bir kalple gelmek isterim” buyurarak hüsn-ü zannın esas olduğunu belirtmişti.
Allah Resulü’nün hayatında istikrar önemli bir yer tutardı. “İbadetlerin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır” buyururdu. Her konuda güvenilir bir insandı. “Dürüst ve güvenilir tüccar, kıyamette Peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber dirilecektir” buyururdu.
Ashabının hal ve hatırını sorardı. Çok nazikti, kimseyi rahatsız etmezdi. Herkese iltifat ederdi. Dişlerinin bakımına önem verirdi. İlim öğrenenlere destek verirdi. Evlenenleri tebrik ederdi. Hapşırdığında eliyle ağzını kapatırdı. Sohbetleri insanları usandıracak kadar uzun değildi. Ashabıyla tokalaştığında, karşısındaki elini çekmeden kendisi elini çekmezdi.
“İşkenceye hiçbir mazeret olamaz” derdi. Allah Resulü savaş halinde bile kadın ve çocukların öldürülmesini, hatta ölünün cesedine bile eziyeti yasaklamıştı. Allah Resulü, yatmadan önce avuçlarını birbirine birleştirir, İhlâs, Felak ve Nas surelerini okur, sonra da başından başlayarak mübarek vücudunu mesh ederdi.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi