Yürek mektuplar
Asuman Tavacı;
“Sevgili Yavuz Abi... Sizi uzun süredir takip ediyorum. Yaşayan bir ölü iken beni 'Hayatın Yorumu' ile hayata döndürdünüz. Yorumlarınız benim için artık vazgeçilmez değerde.
“İstanbul’da bir çeviri bürosunda çalışıyorum. Dört yaşındayken ailemle birlikte Almanya'ya gittim; orada yirmi sene kaldım; okudum ve bir kamu kuruluşunda memur olarak çalıştım. 1981 senesinde Türkiye'me döndüm. 2001 ile 2004 tarihleri arası ruhen dibe vurduğum bir sırada sizi tanıdım. Moral FM’deki yorumlarınızla, hiç farkında olmadan, beni kuyudan çıkardınız. Bunun için çok teşekkür ediyorum.”
* Benden de sana teşekkürler Asuman Tavacı. Yorumlarım ve yazılarım bir bütündür. Sadece elimden geleni yapıyorum. Dualardan unutmayın olur mu?
İsmail Bozkan;
“Mesleğim nedeniyle hayvanlarla yakın ilgilenir ve bir o kadar da severim. Yıllardır bir duvarın önünden geçerim. Fakat kilise duvarı olduğunu bilmiyordum. Üzerinde kedilerin yemesi için mama ve su bırakılan kaplar vardı. Hayvanları seven sorumlu insanların varlığını görür, çok mutlu olurdum.
“Kimileri böyle davranırken, bazılarımız kedileri toplayıp cami avlularına salıyor. İslamın doğa ve canlılara verdiği önem malum: Biz Müslümanların hali de ortada! Hayvanlara karşı duyarsızlaştık.
Hayvanlara eziyet ediliyor. Sizin yazılarınız ve konuşmalarınız ötekilerden farklı olduğu için bu düşüncelerimi size aktarmak istedim. Sizden canlılara yönelik hassasiyetinizi vurgulayan yazılar ve sözler bekliyorum. Özellikle inançlı insanların, hayvan haklarına saygı göstermesi gerekiyor. Sık sık tarihten örnekler veriyorsunuz. Bu konuda biraz daha uyarıcı olmanızı bekliyorum.”
* Dertlerimiz aynı. Aynı dertten ben de muzdaribim sevgili İsmail. Ama bu köpeklerin ortaya salınması anlamına da gelmiyor değil mi? Hayvanlar insanları, insanlar hayvanları rahatsız etmemeli. Egemenlik alanları ayrılmalı. Ama insanlar hayatı daha derin kavrama lütfüne mazhar oldukları için, hayvanlara şefkat göstermeli...
Tarihte olduğu gibi tıpkı...
Çiğdem T.;
“Durumumuzu özetleyen ve çare için yüreğimizi, inancımızı, cesaretimizi adres gösteren müstesna yazılarınızdan biriydi. Allah razı olsun.
“Bir dosya oluşturdum: Günlük yazılarınızdan bizlere öğütler-ümitler verdiğiniz kısımları alıyorum. Ruhum daraldıkça, hayattan yorulup ümitsizliğe düştükçe hemen eski yazılarınızdan oluşan dosyayı açıyor, okumaya başlıyorum. Bu içimi umutla dolduruyor. Tazelenmiş olarak, inançla ve azimle hayata dönüyorum.
“Allah size uzun ve hayırlı ömürler ihsan etsin. Selam ve dua ile...”
* Allah razı olsun Çiğdem kardeş. Övgüleriniz dua yerine geçsin inşallah.
Halit Babür;
M. Ö.;
“Ortaokuldan sonra özel bir müessesede 6 sene süren bir dini eğitim aldım. Bir sene de hocalık yaptım. 20 yaşına geldiğimde, uygun olduğunu düşündüğüm bir erkekle evlendim. Fakat, söylemekten dahi rahatsızlık duyduğum durumlardan ötürü evlendikten bir yıl sonra boşandım. Bir yıldan beri evde oturuyor, vaktimi çeşitli şekillerde değerlendirmeye çalışıyorum.
“Hayatta var olma sebebine vakıf olmama rağmen, tıkanmış durumdayım. Bugünlerimin hatalarımın sonucu olduğunu biliyorum. Artık düzelmek de istiyorum. Ama bunu bir türlü yapamıyor, ilk adımı atamıyorum.
“Ne istediğimi biliyorum, ama ulaşmak için kendimi kıpırdatamıyorum. Kendimden bunaldım Hocam! Ne hayattan kopabiliyorum, ne de tutunabiliyorum. Yol gösterecek bir büyüğe ihtiyacım var. Yazılarınız böyle yardımsever biri olduğunuzu bağırıyor. Lütfen bana yardım eder misiniz?”
* Elimden geleni yapmak isterim Meyra. Bahsettiğin üniversitenin Hollanda’daki merkezinde konferans vermiştim. Elbette devam edebilirsin. Ama ondan da önemli olan kendini onarman...
Sosyalleşmen gerekiyor. Kısa bir süre için profesyonel yardıma ihtiyacın olabilir. İstersen bir psikologla konuşabilirsin. Çocuk sayılabilecek bir yaşta başından geçenler, imtihan sırrı olarak değerlendirilebilir. Hayat derslerle doludur. İnsan yanlış yapa yapa pişer. Ama dikkat: Bazı hataların telafisi yoktur.
Fahriye Özden;
“Kitaplarınızı ve yazılarınızı zevkle okuyorum. Tarihi konularda kitap isteyenlere hiç tereddütsüz sizin kitaplarınızı tavsiye ediyorum. Çünkü güveniyorum.
“Ayrıca sevmeyi öğreten yazılarınız çok güzel. Hem kendim okuyorum, hem de eşime okutuyorum. Kısacası sizden ailece faydalanıyoruz ve sizi ailece çok seviyoruz.”
* Özden ailesine teşekkürler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.