Sonlar yaklaşıyor
Ömrü olanlar, pek uzak değil, önümüzdeki üç beş yıl içinde dehşetli değişiklikler, akıl almaz sonlar göreceklerdir.
Bunlardan biri ABD imparatorluğunun büyük bir değişime mâruz kalması olacaktır.
Obama, bugünkü bütün haliyle ABD'nin son başkanı olabilir.
"Aaaa nasıl olur, ABD gibi bir süper güç nasıl yıkılır?.."
Çok haklısınız, ABDhiç yıkılır mı? Sovyetler Birliği gibi o da, yıkılmadan bütün gücüyle, bütün satvetiyle, bütün ihtişamıyla yerinde duracak ve dünyayı idare edecektir...
Dünyanın büyük bir savaşın ateşleri içinde kalması büyük ihtimal dahilindedir.
"Aaaa savaş olur mu hiç, sen deli misin? Dünya barışa doğru dört nala gidiyor, sen neler saçmalıyorsun?.."
1938'de de İngiltere ve Fransa başbakanları "Savaş tehlikesini ve ihtimalini bertaraf ettik, önümüzde uzun barış yılları var..." demişlerdi. Aradan bir yıl geçmeden 2'nci Dünya Savaşı patlamış, insanlık âlemi altı yıl boyunca korkunç, kanlı, ateşli ve alevli cehennemî felâketler içinde yaşamıştı.
ABDniçin gücünü kaybedecek, niçin parçalanacaktır?
ABDhalkını suçlamıyorum, idarecilerini suçluyorum. Onlar yakın tarihte büyük suçlar işlemiştir. Irak'ta bir buçuk milyon Müslümanın öldüğü söyleniyor. Afganistan mahv u perişan oldu. Filistinlilerin anası ağlıyor. Başta Guantanamo olmak üzere Amerikan hapishanelerinde Müslümanlara korkunç, insanlık ve medeniyet dışı, vahşi işkenceler yapıldı. Kur'ân yırtıldı, sayfaları yerlerde çiğnendi, sonra süpürüldü ve tuvalete atıldı.
Kur'ân'a hakaret edenleri Allah çarpar. Allah'a kimse karşı koyamaz. Allah'ın gücü karşısında ABD ordusunun küçük bir sinek kadar, sinekten geçtim tek hücreli bir amib kadar hükmü yoktur.
Kur'ân'a saygı gösteren aziz olur, Kur'ân'a hakaret eden zelil, rezil ve muzmahil olur.
Yaylar gerilmiş, kaza okları hedefe doğru nişanlanmıştır. Kün emriyle oklar fırlayacak, muallak kader mübrem kaza olacaktır.
Papalığın, Roma'nın da sonu yaklaşmıştır. Bir Papa daha gelir, sonra akıl almaz bir bitiş ve yıkım.
Nice İslâm ülkesinde kökten değişiklikler olacaktır.
Firavunlar, maça beyleri... Sonlar sonlar sonlar...
İsrail de son bulacaktır.
Bunu ben söylemiyorum, uzun sakallı, şapkalı, redingotlu Neturei Karta hahamları söylüyor. Bana inanmıyorsanız onlara sorun.
Savaş suçlarının cezasını sadece Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi vermez. Zalimleri kahr eden Yüce bir Güç vardır. İhmal etmez, imhal eder. Vakt-i merhunu gelince sille iner.
Hak sillesinin sedası yoktur,
Bir vurdu mu hiç devası yoktur.
Atom bombaları ve füzeleri atılır mı acaba? Büyük ihtimalle atılacaktır. Ortadoğu'yu ve bütün dünyayı zehirli, öldürücü radyoaktif dumanlar, bulutlar kaplayacaktır.
Nice Sodom Gomore, nice Babil yıkılacak, sernigûn ve hak ile yeksan olacaktır.
Âsümana doğru uluyanlar, siz o günlerde ne yapacaksınız?
Urfa ve Fakıbaba
Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba'nın Urfa Belediye Başkanı seçilmesi demokrasinin, sağduyunun, halk iradesinin bir zaferi olmuştur. Kendisini ve Urfalı seçmenlerini tebrik ediyor, hayırlı başarılar diliyorum.
Urfa'da niçin PKK'yı destekleyenler başarılı olmamıştır da, bağımsız bir aday başkan olmuştur?
Fakıbaba'yı destekleyen bir aşiret yoktu. Niçin yine de o seçilmiştir?
Urfa'mız dünyanın en eski şehridir.
Urfa, atamız Halilullah İbrahim aleyhisselâmın makamının bulunduğu kutsal şehirdir.
Urfa, Fakıbaba'yı belediye başkanı seçerek bütün Türkiye'ye örnek olmuş, çok güzel bir ders vermiştir.
Faziletli bir insan olan Fakıbaba, kendisine düşmanlık ve haksızlık yapanlara karşı elbette aynı şeyleri yapmayacaktır.
Urfa, kendisine hizmet edenlere vefasını göstermiştir.
Keşke bu son seçimlerde ülkemizin otuz büyük şehrinde bağımsız adaylar kazanmış olsalardı.
Yakın tarihimizde, merhum Özal'ın devrim denilebilecek teşebbüs ve yenilikleriyle belediyeciliğimiz büyük hamleler yaptı, büyük hizmetler gördü. Ancak, bu faaliyet ve hizmetlere paralel olarak dehşetli bir kirlilik, israf, partizanlık, rantçılık da görüldü.
Hizmetlerin artarak devamını, kirliliğin sona ermesini istiyoruz.
Ergenekoncu zihniyete sahip olmamak, Ergenekonculuk yapmamak şartıyla, hangi partiden olursa olsun başarılı belediyecileri tutar ve desteklerim.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, başarılı belediye başkanlarımızdandır. Solcuymuş... Keşke bütün solcular onun gibi olsa.
Bakarsınız Sarıgül bir sabah camide namazdadır... Birkaç gün sonra onu bir cemevinde görürsünüz. Bir ara Pazar günleri Edirne'ye bedava otobüs kaldırıyor, imkansız vatandaşlara tarihî ve kültürel gezi imkânı sağlıyordu. Kendi bölgesindeki herkesin derdine derman olmak için çalışır. Halkın içinde, halkla haşir neşir bir başkandır.İlgilenmediği konu yoktur. Hastalarla ilgilenir, devamsız öğrencilerle ilgilenir. Bu yüzden halk kendisini sever ve seçer. CHP'nin başına geçebilmiş olsaydı, siyasetimizde devrim çapında bir değişim ve iyileşme olacaktı. Randevu alıp bir gün ziyaretine gideceğim.
Urfa'ya 1960'ta merhum Bediüzzaman SaidNursî hazretlerinin cenazesinde bulunmak için gitmiştim. Aradan yarım asra yakın bir zaman geçti, kimbilir ne büyük değişiklik olmuştur. Tahmin ediyorum, güzelim eski evler yıkılmış, yerlerine korkunç korkunç apartmanlar yapılmıştır. Keşke eski mimarî uslübumuzu koruyabilmiş olsaydık.
Fırsat bulabilirsem Urfa'ya iki günlük bir seyahat yapmak istiyorum. Şehri gezmek konusunda rehberlik etsinler, başka bir şey istemem. İkram olarak bana bir bardak çay yeter de artar.
Urfa'da sanat, kültür, zanaat olarak ne gibi hizmetler yapılabilir? Dr.Ahmet Eşref Fakıbaba'ya düşündüklerimi ve tekliflerimi bir rapor halinde takdim edeceğim.
Lütfen okumasınlar
Çok rica ve istirham ediyorum, yazılarımdan rahatsız olanlar lütfen okumasınlar. Bazılarının bendenize yaptıkları hakaretlere üzülmem ve kızmam, böyle şeylere alışkınım. Birtakım Müslüman kardeşlerimin haline acıyıp üzülüyorum.
Yazımı, fikirlerimi, görüşlerimi beğenmiyor; bunları adam gibi tenkit edeceğine küfür ediyor, hakaret ediyor...Bu, acınacak bir hal değil midir?
Varsa tutarlı bir gerekçen onu yaz.
Fıkıh diyorum, mezhep diyorum...muhalif olan kişi sen fitne çıkartıyorsun diye sövüyor...
Böylelerinin üzülmelerine, öfkelenip çileden çıkmalarına ben de üzülüyorum, onlara acıyorum.
Evet, okumasınlar, üzülmesinler. Ne halleri varsa huzur içinde görsünler.
Ne zaman okuyabilirler?.. Benimsemedikleri fikir ve görüşlere edeple, terbiye ile, mantıkla, tutarlı gerekçelerle cevap verecek hale gelinceye kadar...