Sıkı bütçe askıda...
Hükümet revize edilmiş ekonomik programı dün açıkladı. Ekonominin küçülmekte olduğu resmiyet kazandı. 2009 bütçesi, -krizin etkileri ortada iken- neden % 4 büyüme hedefi ile bağlanmıştı bilmiyorum ama, hükümet % 3,6 küçüleceğini öngördüğü bir GSMH ile bütçe -özellikle de vergi- gelirlerinde bir hayli zorlanacağı bir yıl geçirecek. Ekonomideki daralmanın kalıcı bir resesyona dönmemesi için canlandırıcı tedbirler alınması da gerektiği için, bütçe açığı ve faiz dışı fazla (FDF) hedefleri radikal biçimde değişiyor. % 4,6’ya çıkacağı öngörülen kamu açığı ( geçen yıl % 1,5 idi) bunun ispatı...Yani hükümet, bütçede gelirleri arttıramasa da giderleri kısmayarak açık vermeyi kabul ediyor. Hatta FDF oranı negatife, yani “faiz dışı açığa“ dönüyor.
***
Nazım Ekren, açıklanan hedeflerin IMF ile varılacak mutabakatı dikkate aldığını söyledi. Demek ki IMF de bütçe açığının üçe katlanmasını ve FDF çerçevesinin -en az bir yıl- rafa kalkmasını kabul etmiş. Aklın yolu bir...Tüm dünya trilyonlarla canlandırma paketleri açıklarken, kendi ekonomilerine -en azından daha da küçülmesinler diye- oluk oluk kaynak akıtırken, Türkiye’nin “sıkı bütçe ve FDF hedefi“ üzerinde ilerlemeye çalışması abes ile iştigal olacaktı.
***
2009, -daralacağı kesin olan- ülke ekonomisinin “en az hasarla ve kayıpla“ atlatması gereken bir yıl olacak. Küresel krizin geleceği hakikaten belirsiz...6 ay sonra ne olacağını kestirebilen kimse yok. Dolayısıyla bu yılı, hükümetin küçülme, bütçe ve cari açık ile enflasyon hedefleri içinde kalarak bitirebilirsek “izafi olarak“ kendimizi kazançlı addedebiliriz. Artık “kriz bizi batıracak“ “hayır teğet geçecek“ tarzında sonu gelmez polemiklere düşmeden önümüze bakmalıyız. Zor ve tahrip gücü yabana atılmayacak bir yıl var önümüzde...Aklı selimle ve gerçekçi biçimde bu zor yılla yüzleşebilirsek, 2010 ve sonrasına umutla bakmaya mecalimiz olur. Durum tespiti yapıldı, şimdi iş icraatta...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.