Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Milletin çorbasında tuzu bulunmayan adamlar

Milletin çorbasında tuzu bulunmayan adamlar

Başbakan R. Tayyip Erdoğan, belediye başkanı iken okul kitaplarımızda olan ve Ziya Gökalp’in yazdığı bir şiiri okudu diye dört ay hapse atıldı. O zamanlar hukuk vardı, Türkiye hukuk devletiydi de şimdi hukuk devleti değil mi? Aksine şimdi daha çok hukuk devleti.
12. Dalga operasyonu ve bundan önceki dalgalarda gözaltına alınan, tutuklanan ve evleri aranan şahıslara bakalım, hangisinin milletin çorbasında bir kaşık tuzu vardır? Hangisi halkımızın yaralarını sarmak için bir tek adım atmıştır? Niye toplumda hep pürüzlü adamlar olarak tanınır ve bilinirler?
Ne kadar çetrefilli işler varsa, hepsinin altından bu adamlar çıkmıyor mu? Evet, bu soruyu tekrar tekrar herkes kendisine sormalıdır. Ülkemiz ve milletimiz adına bu kişiler, hangi yaralı parmağa merhem olmuşlardır? Haydi dini meseleleri bir tarafa bırakalım, hangi milli meselelerimizde halkımızla bütünleşmişlerdir?
Bizi biz yapan, bizi millet yapan dini ve milli değerlerimize ters düşmenin dışında hangi icraatlarında ülkemiz ve halkımız vardır? Demokrasi derseniz, sadece kendileri için çalışmalıdır. Hukuk derseniz, sadece kendilerine hizmet etmelidir. Nerede bu yoğurdun bolluğu Allah aşkına?
Savcılarımız, hâkimlerimiz kafayı mı yediler ki, önlerine geleni gözaltına aldırsın veya tutuklanmasını istesinler? Ellerinde bilgi ve belge olmazsa neden yapsınlar bunu? Hukuk sadece belli kesime lazım değil ki, herkese lazım. Gün gelir hukuk onlara da lazım olur ve her biri bunu pekâlâ bilmektedir. Ezbere ya da keyfi herhangi bir eyleme girmeleri mümkün mü?
Sonra neden hep aynı çevreler hop oturup hop kalkıyor? Neden arkalarında halk desteği yok? Neden halkımız bunlara prim vermiyor? O malum mitinglerde belli bir dönem insanlarımızı oyuna getirdiler, kargaşaya getirdiler ve bir hayli gürültü çıkarmışlardı. Şimdi ne oldu? Neden arkalarında aynı destek yok? Çünkü iç yüzleri ortaya çıktı da ondan.
Her kirliliğin bir temizlenme zamanı vardır. Hiçbir kirlilik ilelebet devam edemez. Kirlenmeler o hale gelir ki, eninde sonunda kimi zaman bizzat kirletenler temizlik isterler, kimi zaman da kir milleti öyle bunaltır ki, dayanılmaz hal alınca temizlik başlamış olur.
Esas olan bu ülke şimdiye kadar böylesine derin bir kirliliğe nasıl dayanmış, doğrusu şaşırmamak elde değil. Ya bu adamlar uzayda yaşıyormuş ya biz millet olarak uzayda yaşıyormuşuz. Şükürler olsun, meğer neler olup bitmiş de Allah yüzümüze gülmüş. Ak koyun kara koyun ortaya çıkmaya başladı da felaketlerin kapısından dönüyoruz.
Millet ve iktidar olarak bu hadisenin üzerinde durmalı ve hukuka güvenerek kimlerin temiz, kimlerin kirli olduğunun ortaya çıkmasını sabırla beklemeliyiz. Eğer hukuk yanılmış ve bilgilerde belgelerde art niyet varsa, güneş balçıkla sıvanmaz, elbet gerçekler anlaşılacaktır. Kimsenin gürültü çıkarmasına ve davanın akamete uğratılmasına müsaade edilmemeli.
Şurası da çok önemli. Ergenekon meselesine siyasilerden kim sahip çıkıyor? En çok CHP zihniyeti sahip çıkıyor. Biraz da ara sıra MHP öksürüyor. MHP’nin sahiplenmesini doğrusu insanlarımız anlamakta güçlük çekiyor. MHP ne diye milleti karşısına alarak Ergenekon hakkında ileri geri konuşur, onu da MHP’li seçmenlere bırakmalı.
Malum çevrelerin şimdiye kadar Türkiye’nin ekonomisine bir katkıları olmuş mudur? Türkiye’de siyasetin önünü tıkamaktan başka bir icraatları var mıdır? Kültürel ve sosyal hayata dair milletin istediği ve benimsediği bir uğraşıları bilinir mi? Demokrasi ve hukuku çiğnemenin dışında ele avuca gelir bir icraatlarına şahitlik eden çıkar mı?
Evet, bu soruların cevabını verenler, Ergenekon hadisesine sahip çıkabilir. 1960 yılından bu yana darbelere, muhtıralara, post-modern darbelere, bildirilere, devleti ve milleti hortumlamalara kimlerin destek verdiğini bilirsek, Ergenekoncuları anlamış ve bellemiş oluruz.
Bu arada DİSK ve KESK’in 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı bahane ederek Taksim’de veya başka bir meydanda kutlamalarına dikkat etmeli. Her iki kurumun da Ergenekonculara yakın olduğu bilinmektedir. İşçilerimiz bu oyuna gelmeyecektir ama 1 Mayıs’ı işçilerden ziyade kandırılmış üniversite gençliğinin kutladığını hatırdan çıkarmamalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi