Faruk Çakır

Faruk Çakır

Değişmeyen tek şey, ‘yırtık ayakkabı’lar!

Değişmeyen tek şey, ‘yırtık ayakkabı’lar!

23 Nisan ‘Çocuk Bayramı’nda ortaya çıkan görüntüler, acaba Türkiye’yi ‘idare edenler’i düşündürdü mü? Pek çok yerde soğuk havada törenler yapıldı ve çocuklar kendilerine ‘hediye edilen’ bayramda üşüdü! Çocukların bu haliyle bayramlarını huzur içinde kutladıkları söylenebilir mi?

Bu görüntüler elbette bugünle sınırlı değil. Öğrencilik yıllarımızda biz de 23 Nisan’larda böyle hâdiselerle karşılaştık, üşüdük; ama derdimizi ‘büyüklerimiz’e anlatamadık. Maalesef aynı yanlışlar bugün de devam ettiriliyor. Törenlerin muhtevâsını tartışmak ayrı bir konu... Temmuz-Ağustos aylarında giyilebilecek kıyafetlerle çocukları törenlere götürmek kimin kararı? Her yıl tekrarlanan bu yanlışı ‘büyüklerimiz’ niçin görmez, duymaz, işitmez?

Görebildiğimiz kadarıyla bu yılki gazeteler düzenlenen törenleri çok fazla abartmamışlardı. Bunun sebebi, içinde bulunduğumuz siyasî ve sosyal tartışmalar mıdır bilemeyiz fakat medyanın ‘uçmaması’ hayra alâmettir...

23 Nisan 2009 tarihli gazetelerden birinde yıllar öncesine ait bir fotoğraf yayınlandı. Bu fotoğraf ile, dünkü gazetelerde yayınlanan bir fotoğrafı yan yana koyunca; yıllar geçse de bazı şeylerin maalesef değişmediğini anlıyorsunuz. 23 Nisan 2009 tarihli Haber Türk gazetesinde, daha önce de çeşitli vesilelerle yayınlanmış, bilindik bir fotoğraf vardı. Fotoğraf, M. Kemal’i bir çocuğun başını okşarken gösteriyordu. Bu fotoğrafla 23 Nisan’ın M. Kemal tarafından ‘çocuklara armağan edildiği’ ve belki de onun çocuklarla kurduğu diyaloğa dikkat çekilmek istenmişti. Ancak fotoğrafta çok daha önemli bir bir nokta vardı ki, muhtemelen bu durum, fotoğrafı yayınlayanların gözünden kaçmıştır. M. Kemal tarafından başı okşanan, ilgi gösterilen çocuğun ayakları çıplak! İster istemez, “Acaba başını okşadığı çocuğun ayağını gördü mü?” sorusu akla geliyor, her ne ise...

Dünkü gazetelerde yer alan 23 Nisan haberlerinde de yine ‘yırtık ayakkabılı’ çocuklar manşetlerdeydi. Kimileri “Kahreden görüntüler” (Hürriyet, 24 Nisan 2009) demiş, kimileri de “Yırtık çizme ile dans” (Posta, 24 Nisan 2009) demeyi tercih etmişti. Fotoğraflara bakılınca insanın içinin acımaması mümkün değil. Fotoğraflar Van’daki kutlamalar esnasında çekilmiş. Haberlerde özetle şu bilgiler vardı: “Van merkeze bağlı Ortanca Köyü İlköğretim Okulunda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlenen etkinlikte, (...) yırtık ayakkabı ile dans eden kız öğrenci yürekleri burktu. Mardin’in Midyat İlçesindeki törende de ilköğretim okulu öğrecileri tekvando gösterisi yaptı. (...) Öğrencinin yırtık ayakkabılarını görenler büyük üzüntü yaşadı.” (Hürriyet, 24 Nisan 2009)

Evet, ilk 23 Nisan kutlamalarından bu yana neredeyse bir asır geçmiş ve bunca ‘bayram’ kutlamalarına rağmen ‘yırtık ayakkabı’ görüntülerinden kurtulamamışız! Bu mudur Türkiye’ye yakışan? Soğuk havalarda çocukları ‘dans’ ettiren irade, bunları hiç düşünmez mi?

“Yırtık, çıplak ayaklar” münferit bir hâdise olsa neyse. Daha yakın zaman önce yine Van’da yaşayan öğrencilerin ‘yırtık ayakkabılı’ fotoğrafları Türkiye’nin gündemine gelmiş ve oraya yardım yağmıştı. Ama görülüyor ki ‘yırtık ayakkabı’ sadece bir okulun derdi değil, çok yaygın bir durum. Bu çocukların ayakkabılarının yırtık olduğu hiç değilse ‘provalar’da da mı görülmedi?

İnşaallah bu görüntülerin ve anlayışların tarihe karıştığı günleri de görürüz...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi