Papa ve Shylock
Shylock, Shakespeare'in Venedik taciri (merchant of venice) oyunundaki acımasız Yahudi tefeci tiplemesinin adı olup, İngiliz diline "hasis, kalpsiz tefeci, amansız alacaklı" gibi manalara gelmek üzere yerleşmiştir. Binbir Gece Masallarında ise ‘sauluk’ tabiri çok geçer ki uğru anlamındadır. İkisi arasında bir münasebet var mıdır, bilemiyoruz ama sonuçta ya da hikayenin sonunda Shylock da sauluk haline gelmektedir. İsrail de aslında bir siyasi shylock’tur. 8-15 Mayıs tarihleri arasında Papa 16. Benediktus Kutsal Toprakları ziyaret edecek. Bu ziyarete Ürdün’den başlayacak olan Papa burada birçok etkinliğe iştirak edecek. Bu bağlamda, Katolik Üniversitesi gibi akademik kurumların açılışına katılacağı gibi bazı kiliselerin inşaatına da harç koyacak. Selefi II. John Paul’un Şam’da Emevi Camii’ni ziyaret etmesi geleneğini sürdürerek ayrıca Hüseyin adını taşıyan bir camiyi de ziyaret edecek. Bu arada, Ürdün İslami Çalışma Cephesi Başkanı Zeki Beni Erşid de 2006 yılında Regensburg’da yaptığı konuşmadan dolayı Müslümanlardan özür dilemesini tekraren istemiştir. Lakin Papa Nuh deyip peygamber dememekte ısrar ediyor. Papa’nın haccı olarak da anılan bu ziyaret Kutsal Topraklar çerçevesinde Ürdün’den maada Filistin ve İsrail’i de kapsayacaktır. İsrail, Kudüs’ü ve Kutsal Toprakları İsrail’in fiziki ve metafiziki yani maddi ve manevi, resmi gayri resmi başkenti saymaktadır. Batı Kudüs İsrail tarafından resmi başkent olarak kullanılırken Doğu Kudüs’teki Müslümanlara ait kutsal mekanları yıkarak ve yerine Üçüncü Mabedi inşa ederek Doğu Kudüs’ü de kendisine manevi başkent olarak alıkoymak istemektedir. İsraillilere göre, Kudüs maddi manevi sadece Yahudilere aittir ve Yahudiler için hem maddi hem de manevi başkenttir. Bunu ispat için şehrin karakterini değiştirmeye devam etmekte ve Yahudileştirmenin önündeki son engelleri de yıkarak hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadırlar.
*
Vatikan’a göre ise Hıristiyanlığın manevi başkenti Kudüs’tür. Hıristiyanlığın kutsal mekanlarının yüzde 80’i burada bulunmaktadır. Katolikliğin resmi başkenti Roma iken Papa ve Vatikan’a göre, manevi başkentleri ise Kudüs’ten başkası değildir. İsrail ise dolambaçlı yollardan şehre Müslümanların ilgisini kesmek istemektedir. İsrail’e göre Müslümanların manevi başkenti Kudüs değil, Mekke’dir. Halbuki Müslümanların manevi başkenti bir üçlemeden ibarettir. Mekke, Medine ve Kudüs. Zaman zaman bu kentler veya en azından bazıları İslam’ın resmi başkentleri de olmuştur. Özellikle de Medine-i Münevvere. Dolayısıyla İslam’ın manevi başkenti üçü bir yerdedir. El Aksa Sempozyumu’nda da dile getirildiği gibi, bu üçlü manevi başkentten birisi esaret altına girdiğinde ve işgal edildiğinde üçlü yapı sarsılmış ve diğerleri de tehlikeye girmiş demektir. Dolayısıyla bunlara ‘üç manevi ikizler’ demek de mümkündür. Ve Mekke ve Medine’den sonra İslam’ın üçüncü haremi ve ilk kıblesi Kudüs’te Mescid-i Aksa haremi ve havzasıdır. Özellikle burada Müslümanlara ait yüzlerce kutsal yapı ve barınak bulunmaktadır. Asıl Yahudilerin Kudüs’ün manevi yapısında bir hakları ve payları yoktur. Kutsal olarak nitelendirdikleri tek mekan Müslümanların müsamahası sonucu iddia ettikleri Burak Duvarı veya onlara göre Ağlama Duvarıdır. Kudüs’te Yahudilere ait başka bir kutsal mekan yoktur. Sadece iddia ve kurgularla ihdas etmeye çalışmaktadırlar. Ağlama Duvarının da nesebi belli değildir. Nesebi sahih olsa bile manevi mirasın kime ait olduğu tartışmalıdır. Müslümanlar üzerinde mülkiyet hakkı iddia etmeye daha yetkili ve selahiyatkarlardır.
*
Yahudileştirme projesiyle İslam ve Hıristiyan mukaddesatını yok etmeye kararlı İsrail karşısında Papa Müslümanlarla dayanışma içine gireceği yerde Müslümanlardan ziyade İsrail’e daha yakın durmaktadır. Halbuki İsrail’de yayın yapan 10’uncu Kanal, Şubat ayı ve akabinde (2009) önce Mesih’e hakaretlerde ve hicivlerde bulunmuş ve ardından da Hazreti Muhammed’i diline dolamış ve saldırmıştır. Bu da gösteriyor ki, İsrail’in hedefinde her iki taraf da bulunmaktadır. Lakin Papa’nın taassubu bunu görmeye manidir. İsrail Papa’nın ziyaretini istismar için elinden geleni yapmaktadır. Birincisi, Papa’nın bu ziyaretiyle birlikte Gazze’de yıkılan ve aslen var olmayan imajını ayağa kaldırmak, yenilemek ve tazelemek istemiştir. İkincisi de, Shylock ruhuyla bu ziyareti turistik amaçlar doğrultusunda kullanmak istemektedir. Papa’ya bazı turistik tesisler açtırması da cabası. Buna rağmen Papa, İsrail’e yaranamamış ve İsrail daha ziyaret başlamadan Papa’yı aşağılamak için elinden geleni arkasına koymamaktadır. Bazı İsrailli bilim adamları Papa’nın ziyaretini İsrail’i Kutsal Havuz’dan mahrum etmek için bir Truva atı olarak nitelendirmiştir. Keza ziyaret boyunca Papa’ya refakatçi ve rehber olarak bir Dürzi general ile Lieberman’ın partisinden bir yetkili görevlendirilmiştir. Velhasıl, İsrail’in Kudüs’te ne Harem-i Şerif’i ne Mehd ve ne de Kıyamet Kilisesi gibi kutsal yapıları vardır. Şimdi bunları gasp ederek kendisine çakma kutsal yapılar ihdas etme emeli peşindedir. Kendi akıllarınca da Mesih gelmeden kuracakları Üçüncü Mabet dini olmaktan ziyade sahte ve seküler bir yapı olmayacak mıdır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.