İşçi ücretleri
Kasas Suresi'nde Rabbimiz; çalışanların üç özelliğine dikkatimizi çekiyor: Ayet 26 - İki kadından biri: "Babacığım onu ücretli olarak tut. Şüphesiz ücretle tuttuklarının en hayırlısı, bu güçlü ve güvenilen adamdır" dedi.
Ayet 27- "Şu iki kızımdan biriyle seni evlendirmek istiyorum. Sen de bana sekiz sene çalışmak üzere. Eğer on seneye tamamlarsan o da kendinden (bir iyiliktir). Ben zorluk çıkarmak istemem. İnşaallah sen beni salihlerden bulacaksın" dedi.
Musa aleyhisselam ücret karşılığında bir iş yapıyor ve o işçinin üç özelliğine dikkat çekiyor.
Bir: Yapacağı işi başarabilecek akıl, tecrübe, bilgi, beceri ve beden gücüne sahip olması.
İki: Güvenilen adam olması.
Üç: Bozan değil, düzelten, bozulanı ıslah eden salih bir adam olması.
İşverende aranan özellikler ise
Bir: İşçinin ücretini işe başlamadan belirtecek.
Üniversitede iken sohbetlerime katılan iki delikanlı ziyaretime geldiler. İki kişiden biri işadamı olmuş. Çalışanları var. Bu beraber geldiği arkadaşını da mühendis olarak yanına almaya karar vermiş. Ortak noktalarından biri de ben olduğumdan ziyaretime geldiler. "Ücretinizi işe başlamadan belirleyin. İkiniz de umduğunuzu bulmazsanız kırılırsınız" dediğimde işe girecek olan mühendis "Hocam, ben buna kölen olayım diyorum" dedi.
İşadamı da "Hocam o zaman bana pahalıya mal olur. Sizden öğrendik, Sevgili Peygamberimiz "Yediğinizden yedireceksiniz, giydiğinizden giydireceksiniz" buyurmuş. Eeee benim yediğimden yedirirsem, giydiğimden giydirirsem, oturduğum yerde oturmasını sağlarsam o bana çok pahalıya mal olur" demişti.
Ben de ona "Sevgili Peygamberimiz, "Elinizin altındakilere yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz, güçlerinin yetmediği yükü yüklemeyiniz" buyurmuş ve özellikle "Elinizin altındakiler" kelimesini kullanmış demiştim (Hadis için bak; Buhari, Sahih, Kitab-ül Itk 15)
İki: İşçinin ücretini zamanında ödeyecek.
Sevgili Peygamberimiz "İşçinin ücretini alnının teri kurumadan ödeyiniz" buyurmuş. (İbn-i Ebi Şeybe, Musannef 6/303 hadis 21513)
İşçisinin ücretini zamanında vermeyen, bir gecelik faizi almayı kâr sayan, yetmiş milyonun hakkını hortumlayan, tüyü bitmedik yetimlerin hakkını yiyerek geçinen insanlara karşı Sevgili Peygamberimiz, geçmiş ümmetlerden değişime uğrayan bir Müslüman'dan haber verir:
Yanında çalışan isçisinin ücretini vermek istediğinde "Sende dursun daha sonra alırım" diyerek ayrılan isçisinin ücretini onun adına çalıştıran ve bir gün ücretini almaya gelen isçiye "İste senin malın budur" diyerek yüz milyarlar değerinde mal gösteren işverene "Benim alacağım bu kadar değildi" dediğinde işveren,
"Evet değildi ama ben senin paranı senin adına işlettim ve bu kadar oldu" der. (Buhari, Sahih, Kitab-ül Büyu' 98)
Günümüzde sosyal adaleti savunan, işçi ve memur haklarını savunduğuna inanan ruhu köleleşmiş bir kısım insanlarımız var ki, bu hadisin emrettiğini de fazla bulup "Olmaz öyle şey, biz efendilerimizle aynı şeyleri yemeye ve giymeye layık değiliz" diyebilecek durumdalar ve kendileri gibi az ücretle çalışan polisleri taşlayarak, laleleri yolarak, güzel vitrinleri kırarak tatmin oluyorlar.
Eeee ne demişler "Ne ekersen onu biçersin".