M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

AB'nin baskısıyla Katolik dini değişebilir mi?

AB'nin baskısıyla Katolik dini değişebilir mi?

AB’nin baskısıyla

Fransa'nın meşhur ajansı AFP, 20 Haziran 2006 tarihli bir haberinde, Avrupa Birliği'ne katılmak isteyen Türkiye'nin, kadınlara yapılan şiddete karşı çıkması ve kadın erkek eşitliğini sağlaması konusunda baskılara maruz kaldığını, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 35 uzmanı, yeni bir hadîs külliyatı hazırlamakla vazifelendirdiğini, Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez'in NTV televizyonuna, kadınları ayrı gören hadîslerin geçmiş asırlarda uydurulduğunu beyan ettiğini yazıyor. Beş ciltlik yeni hadîs külliyatı, AFP'ye göre 2007'nin sonunda yayınlanmış olacakmış.

Bu haberden anlaşılan şudur: Bir Hıristiyan birliği olan AB, Türkiye'ye, İslâm'da birtakım değişiklikler yapması konusunda baskı yapıyor, Türkiye de bu baskılar karşısında yeni bir hadîs külliyatı hazırlatıyor...

Avrupa Birliği, Papalığa Katolik dininde değişiklik yapması için baskı yapabilir mi? Yapamaz. Yapmaya yeltenirse dehşetli tepki görür.

Avrupa Birliği Seferad Yahudilerin, kadınla ilgili dinî hükümlerde değişikliğe gitmesini isteyebilir mi? Kesinlikle isteyemez.

Öyleyse AB, İslâm dinine nasıl karışabilir? Türkiye, yapılan baskılara nasıl boyun eğebilir?

AFP haberin başlığında "La Turquie expurge les Hadith traditionnels" cümlesini kullanmış. Expurger fiilinin mânâsı: Bir kitabın, bir metnin, bir filmin; bir ahlâk sistemine, bir dogmaya uygun olmayan, ters düşen taraflarını çıkartmak, sansürlemek, ayıklamak... Türkiye geleneksel hadîsleri ayıklıyor, sansürlüyor...

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın böyle bir şeye hakkı var mıdır?

İlâhiyatçıların böyle bir şeye yetkisi var mıdır?

Birtakım reformcu ilâhiyatçıların, Sahih-i Buharî'de bile mevzu hadîs bulunduğuna dair gülünç iddiaları vardır. Bu gibi ilâhiyatçıların eline fırsat ve imkân verilirse ayıklamayacakları hadîs, bâtıl şekilde te'vil etmeyecekleri ayet kalmaz.

Avrupa Birliği'nin din konusunda Türkiye'ye baskı yapmasını hiçbir haysiyet sahibi Müslüman kabul edemez.

Bir kısmı Hıristiyan, bir kısmı Yahudi, bir kısmı ateist olan Avrupalılar neler istiyor?

1. Allah katında tek hak din İslâm'dır ayetinin cuma namazlarında okunmamasını istiyor.

2. Kadın hakları konusunda, İslâm normlarından vaz geçilmesini, AB normlarının esas kabul edilmesini istiyor.

3. Bu maksatla ayıklamalar yapılmasını istiyor.

Atatürk ve İsmet Paşa zamanında bile yapılmayan bir devrim/inkılap yapıldı ve kadın müftü yardımcıları tayin edildi.

Kadın Kur'ân kursu hocalarından ve vaizelerden oluşan müzikli ilâhî koroları kuruldu.

Camilerin arka tarafına, ihtiyaçtan fazla sandalya konuldu ve secde etmeden namaz kılma modası çıkartıldı.

Harran ovasında bir medresede papazlar ve sarıklı bir müftü çan ve ezan sesleri içinde havuz üzerindeki salaş bir köprüden geçerek diyalog yaptılar. (Güya bu köprü Sırat Köprüsü'nü temsil ediyormuş ve cümleten cennete giriliyormuş...)

Yeni bir hadîs külliyatının ehliyetli din ulemâsı ve muhaddisler tarafından hazırlanmasına evet deriz ama ehliyetsiz ilâhiyatçıların hadîs ayıklamalarına hayır...

Avrupalılar istemiyor diye bir tek sahih hadîsten bile vaz geçmeyiz.

İslâm kadına şiddet uygulamaz.

Kadına asıl şiddet uygulayanlar çağdaşlardır. Türkiye, Uluslararası Kadın Hakları Sözleşmesine imza koymuştur. Bu sözleşmeye göre, kadınlara resmî vesikalar vererek fuhuş yaptıramaz. Halbuki ülkemizde resmen fuhuş yaptırılmakta, bundan da KDV ve gelir vergisi alınarak bütçeye konulmaktadır. Avrupalılar, kadın hakları konusunda samimî iseler önce bu çirkinliği protesto etsinler.

İslâm dini kadınların resmî vesikalı fahişe olarak çalıştırılmalarına asla izin vermez.

Tesettür bir baskı değildir, kadın haysiyetinin sembolüdür.

Kadın hakkındaki bütün ayetlerdeki, kadın hakkındaki bütün sahih hadîslerdeki hükümler doğrudur. Bunlara aykırı olan hükümler yanlıştır.

Kadın hakkındaki ayet ve hadîslerin doğru yorumları, Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemâsının yaptığı yorumlardır. Cumhur-i ulemânın yorumlarıyla çatışan yorumlar geçersizdir.

Bugünkü Avrupa medeniyeti seks konusunda çok yanlış bir yoldadır. Bunu bir Müslüman olarak ben söylemiyorum. Katolik kilisesinin ileri gelenleri söylüyor.

İslâm'da esas olan iffet ve hayâdır. İslâm seks konusunda aşırılığı ve azgınlığı kabul etmez.

Nakil vasıtalarında kadınlar için ayrı yer ayrılması onları aşağılamak değil, tam aksine haysiyetlerini ve iffetlerini korumak ve onlara büyük değer vermektir.

İslâm dini, mayolu kadınlarla erkeklerin plajlarda beraberce denize girip güneşlenmelerine izin vermez.

İslâm dini, bulûğa ermiş kız ve erkek çocukların birlikte okumasını uygun görmez.

Hürriyet demek her şeyi yapabilmek değildir. Hürriyetin sınırları vardır.

En güzel ve doğru hürriyet şer'î hürriyettir.

Ankara Ekolüne ve Tarihsellik mezhebine mensup hiçbir ilâhiyatçının hadîs ayıklamaya hakkı ve salahiyeti yoktur.

(AFP haberinin orijinal metnini tetedeturc.com'dan okuyabilirsiniz. La Turquie expurge les Hadith traditionnels.)

ÇAĞDAŞ KARMA EĞİTİM

YAŞANMIŞ vak'a... Cuma günü internet sitelerinde okudum. Özeti şu: Bir ilköğretim okulunda üç erkek öğrenci iki kızı helâya götürmüş ve bilmem ne seksi yapmış... Mesele duyulmuş, oğlanlar da kızlar da okuldan atılmış.

Beş çocuk okuldan atıldı da problem halledildi mi? Heyhaaat!..

Karma eğitim bizim toplum yapımıza uymaz.

Kızlar ayrı okullarda, erkekler ayrı okullarda okutulup eğitilmelidir.

Büluğ çağında, şehvetleri galeyan halinde çocukların kanına giriyoruz.

Neymiş çağdaşlık yaygın hale gelmeliymiş... Oğlanlar kızlar haşir neşir olmalıymış... Feminizm olmalıymış... Hurafeler ortadan kalkmalıymış...

Bu ülkede birileri iffete, hayâya sanki savaş açmıştır.

Çirkin vak'aların binde biri bile medyaya aks etmiyor.

Çocuklar suçlu ve kabahatli değildir. Toplum kabahatlidir, aileler suçludur, eğitim sistemi bozuk mu bozuktur. Büyük medyaya bakınız, böyle iğrenç haberleri verirken sanki zil takıp oynayacak. Bu gibi seksî haberler çok reyting yapıyormuş...

Aman gençlik dindar olmasın.

Aman okullarda öğrenciler namaz kılmasın.

Aman, iffet ve hayâ gibi çağdışı değerler bir kenara atılsın.

Çağdaşlık olsun... Çağdaşlık olsun...

Dünyanın çivisi çıkmış. Kaç çivisi çıkmış? Bütün çivileri çıkmış. Türkiye'nin de öyle.

Bir ülkenin çocukları, genç nesilleri bozulursa, dejenere olursa ne olur? O ülkenin geleceği kararır.

Uyuşturucu okullarda 11 yaşına kadar inmiş.

Çocuklar, eskisine ve normale nispetle bir iki sene önceden bâliğ olmaya, seks bakımından çok erken uyanmaya başlamış.

Okullarda yeterli bilgi ve kültür, yeterli ahlâk ve karakter terbiyesi, yeterli görgü verilemiyor.

Aman karma eğitim olsun... Aman Saylan'ların ruhu şad olsun, aman çağdaşlık olsun...

Beton binalar olsun, bunlar beş katlı olsun, bol bol dershane olsun, öğretmen olsun, öğrenci olsun, ders kitapları olsun.... Lakin ilim olmasın, irfan olmasın, ahlâk olmasın, bilgelik ve erdem olmasın, tarih şuuru olmasın...

Aman aman aman!.. Kızlar mini etekli olsun... Erkek öğrenciler okulun çıkışında kravatlarını gevşetsin, gömleklerinin eteklerini pantolon üzerine çıkartsın, laubali olsun, apaş olsun.

Türkiye'de okullarda doğru dürüst edebî, kültürel, zengin, yazılı Türkçe okutulmasın. Genç nesiller atalarının mezar taşlarını okuyamasın.

Eğitim bizde ne demektir? 1928'den önce yazılmış basılmış Türkçe kitapları, dergi koleksiyonlarını, arşiv belgelerini, mezar taşlarını, bina kitabelerini okuyamamak, anlayamamak demektir. Bin yıllık Türkçe'nin câhili olmak demektir.

Bırakın bu boş şeyleri... Önemli olan ideolojidir. İlim, irfan, edebiyat, mantık, sanat tarihi, terbiye, görgü, efendilik olmasa da olur. Yeter ki, ideoloji olsun.

Ah Şimon Zvi, yaktın bizi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi