Büyük Birlik ve büyük yalanlar
BBP’de (Büyük Birlik Partisi) Pazar günü kongre vardı...
Kongre de ciddiyeti, samimiyeti, Muhsin Yazıcıoğlu’na vefayı gösterdi...
Seçimler yapıldı... Yeni ekibin mensuplarını ve hakikati kabul ederek çekilenleri tebrik ediyorum...
Türk-İslam alemine faydalı olmaları dileklerimi belirttikten sonra yeniden başsağlığı temennilerimi her samimi taraftara sunuyorum...
Allah (c.c.) yardımcıları olsun...
BAĞIMSIZ YARGI SAHTEKÂRLIĞI
Yarın demokrasi ve hukuk cinayetinin zirve yaptığı günün tarihi...
Biz daha geriye gidelim ve sonra buraya döneriz...
“Bağımsız Yargı” avazeleriyle kulaklarımızı rahatsız edenler hep CHP ve CHP yandaşı odaklar olmuştur...
Yaygaralarına bakınca zannedersiniz ki bunlar gerçekten bağımsız ve yansız hukuktan yanadırlar.
“Sanığın idam ve infazına, delillerin bilahere toplanmasına” mealinde kararlar veren, bir devrin yüz karası İstiklâl Mahkemeleri yansız ve tarafsız mı faaliyet gösterdi?..
Üç Ali’ler ve İstiklâl Mahkemelerini hiçbir CHP mensubu veya yandaşı eleştirmiş mi, biz ona bakalım...
Ne eleştirisi, elan savunuculuğunu yapıyorlar yüzkarası uygulamanın...
Cumhuriyet devrinin ilk darbesi 27 Mayıs 1960’ta gerçekleşti...
27 Mayıs darbecilerinin önünde, arkasında yine CHP vardı...
Aradan 49 yıl geçmesine rağmen, CHP, demokrasi dışı darbenin, hukuk dışı dikta hukukunun her yerinde... Bir tane olsun dürüst yazarı/çizeri çıkıp 27 Mayıs aleyhinde söz söylemiyor...
Nasıl söylesinler ki?
Gerçekleri söyleseler kendilerini inkâr anlamına gelecek... Yobazca savunmasını yapıyorlar silahlı darbenin... Bir Başbakan ve iki Bakan’ın keyfi şekilde idama mahkûm edilmelerinden utanıp-sıkılan yok...
Şimdi ben sorayım:
Beyler, Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı gerçekten yansız mıydı? Hukuka uygun muydu? Neden hiçbir CHP’li ve solcu olduğunu iddia eden gazeteci çıkıp da eleştirmeye yanaşmazlar?
Mahkeme Başkanı hakim Salim Başol “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” köleliğini deruhte etmemiş miydi? Ömer Altay Egesel savcılık süresi boyunca hiç tarafsız olabilmiş miydi?
12 Eylül darbesinin de acayip bir hukuku doğuvermişti...
Şu anda bile CHP önde gelenlerinden kim eleştirdi 12 Eylül zorbalığını?
Kenan paşa için darbe yapmakla çıplak resim yapma arasında hiçbir fark gözettiği söylenebilir mi?
Peki CHP’nin ve sosyaldemokrat solcuların, Marksist solcuların ne gibi itirazları görüldü?
Bu saydığım camia ve onların destekçisi medya ancak ve ancak 12 Mart uzaktan kumanda darbeye karşı çıktılar... Çünkü umduklarının aksi zuhur etmişti...
28 Şubat (post modern) darbenin yol göstericisi, emredicisi Tanzanya Politbüro’su muydu, CHP mi?
Kem-küm etmesin kimse... Daha pişirdikleri çorbanın buğusu çekilmedi...
Biliyoruz her darbenin, her hukuksuzluğun arkasında CHP olmuştur... Hoşlarına gitmeyince yaygara kopararak ülkeyi sindirme manevraları yapmışlardır...
Bunlar benim indi iddialarım değildir...
İsterseniz Danıştay Başsavcılığı yapan Tansel Çölaşan hanfendiye sorabilirsiniz... Hangi darbe daha iyiydi, hangi darbe daha kötü...
Ergenekon çete örgütü hakkında başlatılan hukuki takibattan niye korkuyor CHP’li solcular?
Bir zamanlar her hadiseyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan ve hepsinde istedikleri sonucu alanlar yandaşlıkların zayıfladığı kanaatına mı vardılar?
Bağımsız yargı kadar tarafsız yargıçlar da önemlidir...
Mesela YARSAV derneği tarafsız mı?
Tarafsız diyemeyeceğinizden yola çıkarak sizin camiadan eleştiri yapan hiç çıktı mı?
Bırakın şu sahte avazeleri...
Türk halkı kimin kim olduğunu öğrendi beyler... Boş yere kendinizi yırtmaya kalkışmayın...
===============
Bir karanlık adamın kara cerideleri
Her saat sabah sabah Vakit’e saldırıyor.
Sakat beyinlerini sarınca mideleri
Köleler gerçeklere her gün baş kaldırıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.