Türkiye’de İslâm Okulu var mı?
İslâm eğitimi, İslâm okulu ne demektir?.. Müslüman bir grup, devlete müracaat etmiş, gereken formaliteleri yerine getirmiş, izinleri almış ve özel bir lise açmış. Sermaye sahipleri Müslüman...İdareciler Müslüman...Öğretmenler Müslüman... Çok iyi niyet de var... Acaba bu lise bir İslâm okulu, bir İslâm lisesi olabilir mi?
Bugünkü şartlarda maalesef olamaz.
Çünkü Türkiye'nin sistemi, düzeni buna izin vermez.
Bir İslâm lisesinde,, bütün öğrencileri içine alacak bir cami bulunur. Okulun resmî bir imamı bulunur. Orada ezan okunur ve öğrenciler hep birlikte imamın arkasında namaz kılar. Sultan Abdülhamid zamanında İslâm liseleri vardır, onların öğrencileri, cemaatle namaz kılıyordu. (Galatasaray Lisesi de böyleydi.)
Bir İslâm lisesinde muhtelif/karma eğitim olmaz. İslâm dini, lise seviyesinde böyle bir şeye izin vermez. Kızlar için ayrı okullar olması gerekir.
İslâm lisesinde okuyan öğrencilere güçlü bir din eğitimi verilir.
İslâm lisesinde öğrencilere iki yabancı dil, Arapça ve İngilizce; kitap okuyacak, konuşacak ve yazacak derecede öğretilir.
İslâm lisesinde eğitim Latin harfleriyle yapılır ama her öğrenciye Osmanlıca da öğretilir.
Soruyorum: Bugünkü sistem, bugünkü düzen, bugünkü ideoloji bunlara izin verir mi?
Vermez vermez vermez... Yer yerinden oynar ama yine vermez.
Yukarıda saydıklarım akla, mantığa, insan haklarına, bilgeliğe, sağduyuya uygun mudur? Mesela lise öğrencilerinin okul imamının ardında cemaatle namaz kılmaları?.. Elbette uygundur, bin kere uygundur.
Dünyanın en demokrat, insan haklarına en saygılı ve bağlı, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ülkesi olan İngiltere'nin Büyük Britanya bölgesindeki liselerde sabahları, derslerden önce okulun şapelinde topluca ibadet yapılıyor. Her öğrenci buna katılmaya mecbur.
Laik Fransa'da Katolik kiliseleri var. Devlet bunlara bütçeden yardım yapıyor.
Bizde Dönme/Sabataycı liseleri yok mu? Onlar düzenin göz bebekleri değil mi?
Bu Müslüman memlekette niçin İslâm liseleri açılamasın?
Bazıları senin isteklerin gericiliktir diyeceklerdir.Değildir. Hem, hürriyet yok mu, istemeyen, çocuğunu bu okullara vermez.
Ülkemizde dinsizlik, çağdaş yobazlık o derecelere vardı ki, Adana lisesinin bodrum katında kalorifer dairesi yanındaki küçücük bir mescidde üç beş öğrenci namaz kıldılar diye gürültü patırdı yapıldı. Biri casusluk yapmış, namaz kılan çocukların resimlerini cep telefonu ile çekmiş, ilerici bir gazeteye göndermiş. Yaygaralar hemen başladıydı.
Bütün Müslümanlar kafalarına koysunlar: Bu ülkede İslâm okulları, İslâm liseleri açtırılmaz.
Tevhid-i tedrisat kanunu, Tevhidî tedrisatı engellemek içindir.
Devletin kontrolundaki İmam-Hatip liselerinde bile öğrencilerin yüzde yüzü günlük namazları kılmıyor.
Düzen ve sistem izin vermiyor diye Müslümanlar özel okullar açmasınlar mı?.. Böyle bir şey demedim. Açsınlar...Ellerinden geleni yapsınlar ama hiç kimse biz İslâm okulu açtık, İslâmî eğitim veriyoruz demesin. Çünkü böyle sözler yalan olur, kandırmaca olur.
Bugün ülkemizde bazı dinî cemaatlerin okulları hizmet veriyor. Ehl-i Sünnet açısından bunlar ikiye ayrılır:
Ehl-i Sünnete bağlı olanların okulları.
Ehl-i Sünnet yolundan çıkmış olanların okulları.
Bu ikinci okullarda İslâm'ın temellerine aykırı düşen yanlış, bid'at, aykırı inançlar ve görüşler aşılanmaktadır.
"Ehl-i Kitab da ehl-i necattır, İslâm'ı red, inkâr ve tekzib edenler de Cennetliktir..." gibi bozuk inançların aşılandığı bir okul faydalı mıdır, zararlı mıdır? Cevabı siz veriniz.
Müslüman halktan zekât parası toplanacak, bunlarla okul binası yapılacak, okul masrafları karşılanacak, meselâ kışın okulu ısıtmak için yakıt alınacak vs... böyle bir şey de asla caiz değildir.
Eğitim, okul, gençliği iyi yetiştirmek konusunda Türkiye Müslümanları gerçekten çok kötü durumdadır. Bunu bilmekte, kabul etmekte bile hayır vardır.
"Kötünün daha azı"na razı olmak durumundayız. Ne acı!..
İSLÂM'IN PARALI ASKERLERİ REFORMCULAR
Bir kısım reformcu Müslümanlar telif ücreti konusunda pek hassastır. Tefsir mi yazılacak, büyük paralar... Dinde yenilik kitabı mı yazılacak, yüklü ücretler...Hadîs külliyatı mı?.. Yine ücretler, paralar...
Yakın tarihimizde birileri nice maddeler yazıp ne yüklü ücretler almışlardır...
Bir Kur'ântefsiri için üç ilâhiyatçının astronomik telif ücretleri aldıklarına dair birkaç yıl önceki yayınları belki hatırlarsınız.
Reformcular, yüklü ücret almadan ne Kur'ân'a, ne hadîse, ne dine hizmet eder. İlle de para, ille de ücret...
Önce para, sonra sözde hizmet.
Kendini dev aynasında gören, dini bozmaya çalışan bir ilâhiyatçı, lâikçiler tarafından tertiplenen her konferansı için binlerce lira ücret alıyordu.
İmamı Gazalî'leri, İmamı Suyûtî'leri, İmamı Şa'ranî'leri ve benzeri büyük Ehl-i Sünnet âlimlerini beğenmeyen bu adamlara soruyorum: O beğenmediğiniz, o yerdiğiniz din uluları halkı para ve menfaat karşılığında mı irşad etmişlerdi? İmamı Gazalî dev eseri İhyâu Ulumiddin'i telif ücreti karşılığında mı yazmıştı?
Peygamber-i Zişan Efendimiz hak dini, halktan ücret almadan tebliğ etti. O'nun izinden giden gerçek ulemâ ve kâmil mürşidler de, ücretsiz hizmet ettiler.
Hakk'a hizmet eden halktan ücret beklemez ve almaz.
Mütekaddimîn, yani ilk ulemâ ve fukaha dinî hizmetler için ücret ve maaş almaya fetva vermemişlerdir. Bilahare İslâm dünyası çok genişlemiş ve büyümüş, mütekehhirîn ulemâ ve fukahası imamların, müezzinlerin, müftülerin, vâizlerin, medrese hocalarının lizaruretin ücret almasına fetva ve ruhsat vermiştir.
Bu ruhsat geçinmek içindir.
Kur'ân'la, hadîsle, dinle, mukaddesatla zengin olmaya kimse fetva vermemiştir.
Bu memlekette Ehl-i Sünnete uymayan tefsirler yazan, ayıklanmış hadîs külliyatları hazırlayan ve bunlardan yüklü ücretler alan, bunların ticareti ile süper zengin olanlar, yarın Huzur-i Rabbülâlemînde nasıl hesap vereceklerini düşünüyorlar mı?
Sakın Allah'ın âyetlerini ucuza satmış olmasınlar...
Onlar, benden çok iyi bilirler, Peygamberimiz kötü kişiler için "Onların dinleri paradır..." buyurmuştur. Acaba bu mezmum zümre içinde kendileri de bulunmasın? Aynaya baksınlar aynaya baksınlar...
Ne mutlu İslâm'a, imana, Kur'ân'a, Şeriata, fıkha ve mukaddesata rızaen lillah muhlisen lillah parasız ve ücretsiz hizmet edenlere...
DAMARLARIMDAKİ KAN DONDU
Şu korkunç habere bakınız:
Keşan ilçesinde bir inşaat firması 272 konuttan oluşan lüks sitenin temel atma törenini yapıyor. Törene Kaymakam, Belediye Başkanı, Müftü katılıyor.
Bir dana kurban edilecek... Hayvanın arka ayaklarından birine ip bağlanıyor, bu ip vince takılıyor, hayvan tek bacağından metrelerce yukarıya kaldırılıyor.
Hayvan çırpınıyor, hayvan acı çekiyor, hayvan yürekleri parçalayacak şekilde bağırıyor. Hayvan lisan-ı haliyle çektiği bu zulmü âlemlerin Rabbine, Rahman ve Rahim olan Allah'a şikayet ediyor.
Törendeki kalabalığın bazısı acıyor, şaşırıyor, bazısı keh keh keh diye gülüyor.
Acılar içinde ipe çekilerek işkence edilen hayvan indiriliyor. Boğazına bıçak dayanıp kesiliyor.
Müftü efendi dua ediyor. Bu görkemli, bu lüks inşaat hayırlı olsun...
İHA'nın verdiği bu haberi internette okuyunca damarlarımdaki kan dondu.
Efendiler!.. Sizde hiç merhamet, hiç vicdan yok mu? Böyle kurban kesilir mi?.. Koskoca dana arka ayaklarının birinden bağlanıp vinçle yükseğe çekilip teşhir edilir mi?
Ya Rabbi!.. Ben nerelere kaçayım. Gazete okuduğum yok, televizyonum yok, bir internete bakıyorum. Onu da mı kapatayım?
Ah şefkat, ah merhamet, ah vicdan bizi bırakıp nerelere gittin?