Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Kadına hor bakan zihniyetlilerle asla evlenmeyin!

Kadına hor bakan zihniyetlilerle asla evlenmeyin!

İnsanların en mübareği, en nazik ve nazenini kadın, yani, ana, eş, kızkardeş, kız çocuğu, hala, teyze nasıl horlanır, niçin horlanır? Aslında kadını horlama; batıl din ve mahsulü medeniyetlerin marifetidir! Bunlarda günahın ve olumsuzların sorumlusu kadın görüldüğünden dışlanır, aşağılanır, her türlü meşrû istek ve hakları yasaklanır. Meselâ,

l Buda, önceleri kadını Budizm dinine kabul etmemiş. Sebebi, kadını “kasırgadan, ölümden, zehirden ve yalından daha kötü” kabul etmesidir.

l Eski Hind hukukuna göre kadın, evlenme, miras ve sair muamelelerden hiçbir hakka sahip değildir. Kimi zaman hayat hakkı tanınmamış, koca ölünce, onunla birlikte öldürülüp mezara konurdu.

l Sümerler hukukunda suçlu kadın, mevkiini kaybeder. Bir kadın kocasına, “Sen benim kocam değilsin” derse, nehre atılırdı.

l Akadlar’da: Bir erkek, bir kadının çocuğunun düşürmesine sebep olur da kadın ölürse, o adamın kızı ölüme mahkûm edilirdi! Çünkü, kadına mukabil asla erkek öldürülemez!

l Babil’de kadın: Bir adam, birinin kızını öldürürse, kendi kızını o adama öldürmesi ya da köle veya hizmetçi olarak kullanması için vermek zorundaydı...

l Hititler’de: Anadolu’da kurulan bu devlette, evde çocuklar üzerinde tek hakim baba idi. Kardeşler arası evliliğe izin veriliyordu. Bir kadının kocası ölürse, kocasının kardeşi, o da ölürse babası, o da ölürse kardeşinin oğluyla, yani yeğenle evlenmek zorundaydı...

l Yunanlılarda: Kadın hor, hakir görülür; hiçbir hakka sahip değildir. Evlilik bağını kaldırmada bütün haklar kocaya aittir. Pandora, (hayalî bir kadındır) insanlığın başına gelen bütün belâ ve musîbetlerin müsebbibidir. Kadın bir zevk ve eğlence aracıdır.

Yunan kültüründe, mit’lerde, kadın tanrıça, erkeklerle bile fuhuş yapar! Lütîlik yaygınlaşır, heykelleri bile dikilir! Eflâtun’a göre, “Kadın elden ele ortak malı olarak gezmeli”dir.

l Romalılarda: Doğan çocuk, babanın ayakları yanına bırakılır. Kucağına alırsa, kabul edilirdi. Almazsa, terk edilir, umumî meydana bırakılır. Erkekse dileyen alır, büyütür, kız ise, açlıktan ölür gider! Ailede mutlak hak sahibi babadır. Kızın mülkiyet hakkı yoktur. Boşanıp evlenme yemek-içmek gibi günlük bir hadise. Bir kadın ömür-boyu yaşları adedince, belki daha fazla evlilik yapar! Fuhuş serbesttir...

l İsrail hukukunda kadın: Kız hizmetçi mertebesindedir, baba isterse onu satar! Boşanma hakkı, keyfi de olsa kocaya aittir. Kadın lânetlidir. Hz. Adem’in Cennetten çıkmasına kadın sebep olmuştur. Tevrat’ta, “Kadın ölümden acıdır. Allah katında iyi kimse, kadından kurtulandır. Kadınlar arasında tek bir iyisini bulamadım.” Hayızlı kadın necistir, onunla oturulmaz, birlikte yemek yenmezdi. Başlık parası olan Drahomayı kadınlar vermek zorundadır! Hâlâ bu âdet geçerli...

l Çin’de kadın insandan sayılmaz, ismi bile konmaz, 1, 2, 3 diye çağrılırdı! Kız çocuklar “domuz” diye anılır!

l Hıristiyanlarda: Roma’da kadının durumunu gören papazlar şu hükmü koyar: “Kadın pisliktir”! Güzelliğinden sakınılması lâzımdır! Fitne ve gurur için İblisin silâhıdır. İnsan nefsine şeytanı sokandır. Allah tarafından yasaklanmış ağaca yaklaşmıştır. Allah’ın kanunlarını bozmuş, erkeği çirkinleştirmiştir. Kadının şer olduğu muhakkaktır...

Ruhbaniyet, hiç evlenmemek bu felsefeden kaynaklanmaktadır! M. S. 5. asırda toplanan Hıristiyan âlemi şunu tartıştı ve karara bağladı: “Kadın mücerred, ruhsuz bir cisim midir? Yoksa ruhu var mıdır? Kadınlar, Mesih’in annesi hariç, cehennem azabından kurtulmayacaklardır!”

l Fransa’da: Hıristiyanlığın tesirinde, Fransa’da, 586 yılında, “Kadın insandan sayılır mı, sayılmaz mı?” toplantısında, şu karara varılır: “Kadın insandır, fakat sadece erkeğe hizmet etmek için yaratılmıştır!” 18. asırda bile, kölelikten kurtuluş hareketleri yapılırken, kadınlar bundan ayrı tutuldu: “Çocuk, deli ve kadın kısıtlıdır!” Ancak 1938’de bazı yeni haklar kadınlara verilmiştir!

l İngiltere’de: Kadın murdardır, İncil’e el süremez. Zaten, Hz. Ademin (as) Cennet’ten çıkarılmasına sebep olmuştur! 1805’lere kadar kadın, kocası tarafından 6 pense, yani yarım Şilin karşılığında satılabilirdi! Bu tarihe kadar kadınlar, kanunlara göre vatandaş değildir; mülkiyet hakları yoktur, çalışarak kazandıklarına bile tasarruf edemezdi.

l Cahiliyye devrinde, Arabistan’da kadın: Kadının hiçbir değeri yok. Kız çocuğu utanılacak bir durumdur. Kızlar diri diri gömülür! Üç uğursuzlar: “At, kadın ve ev” dir! Kadınlar, fuhuş metaıdır. Kâbe’yi çıplak olarak tavaf ederler... Kadınlar varis olamaz! Erkekler, sınırsız olarak istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi! İki kızkardeş aynı nikâh altında bulundurulabilirdi. Üvey anne ile evlilik yapılabilirdi! Ancak, soylu ve zenginlerin hanım ve kızları itibarlı idi...

İslâmiyet insanlığa ve Anadoluya rahmet olarak doğduğunda bütün olumsuzlukları kaldırmış. Kadını da lâyık olduğu mevkie çıkarmış. Anadolu, coğrafî olarak bin yıldan beri Müslüman. Ne var ki, onlarca medeniyetin kalıntıları, yer yer eski din ve kültürlerin batıl anlayışı inanç ve gelenekleri halen hululiyetini devam ettiriyor. Ki, zaman zaman satanist vahşetler ve gayr-i meşrû ilişkiler şeklinde patlak veriyor.

Öyle ise, gençler ince eleyip, sık dokumak; Kur’ân ahlâkıyla yoğrulmuş, iman eğitimi ve terbiyesi almış şahsiyetlerle ha-yatını birleştirmek zorunda! Kimin ne olduğu, dış görünüşünden anlaşılabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi