Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Figüran din taşeronlarını bilmediğimiz mi sanılıyor?

Figüran din taşeronlarını bilmediğimiz mi sanılıyor?

Türkiye’yi kendi çiftlikleri gibi gören belli merkezlerin hazırladıkları son raporda en gülünç taraf, din taciri ve taşeronlarının devreye sokulma iddialarıydı.
AK Parti ve Fethullah Gülen Hocaefendi üzerine hazırlanan ilgili raporda “böl, parçala, yut” üçgeninde görevli din taşeronlarını, galiba halkımızın bilmediği zannediliyor. Yani onlar biliyor ama milletimiz kimin ne olduğunu bilmiyor, öyle mi? Gülünç.
Oysa pekala biliyor. Hatta raporcuların, fişçilerin bilmediğinden daha çok şey biliyor. Bir kere adları açıklanan malum iki küçük kesimin, toplum nezdinde tanınırlığı ve güvenirliliği son derece sıfırdır. En küçük köyümüzdeki bir Müslüman’dan en büyük kentimizdeki Müslüman’a kadar feraset sahibi her mümin bunların farkındadır.
Devletimizin içindeki derin çevreler, kimi, nerede, ne zaman, nasıl kullanacağını biliyor da halk bu gerçekleri bilmiyor mu? Ülkesini, milletini, dinini, diyanetini, değer yargılarını seven her Müslüman, dinimize zarar veren kişi ya da kişileri çok iyi tanır. Ve bundan daha normal bir şey de olamaz.
İslam dininde bir Müslüman, bir diğer Müslüman’a “kâfir” veya “münafık” diyemez. Böyle bir hakkı Allah hiçbir insana vermemiştir. Allah’ın vermediği bir yetkiyi kullanan ve önüne gelen Müslüman’a “kâfir” diyen bir kişi de zaten Müslüman olamaz. Olsa olsa, işte böyle kullanılan figüranlar olur. Onlar da herkesin malumudur.
Artık bu tür numaralar o kadar eskidi o kadar eskidi ki, çok yorulduk. Bence figürasyonun değişmesi lazım. Bunlar ne ilk ne de son olacak, mutlaka yenileri çıkacaktır. Ayrıca diğer bekleyenler neden devreye girmiyor mesela. Biraz da onlar devreye girse olmaz mı? Yıllardan beri hâlâ aynı çevreler kullanılıyor, bıktık ve usandık.
Şöyle yenileri çıksa, yerlilerin yanına ithaller ilave edilse, bizler de biraz onlarla oyalansak fena mı olur? Hep aynı sahne, hep aynı oyuncu, aynı söylem, işin cılkı çıktı. Brezilya dizilerini geçti bu adamların sahnede kalma süreleri. Neredeyse 30 yıldır emir bekliyorlar harekete geçmek için ve bir arpa boyu yol alamadılar. İsimleri açıklananlar da açıklanmayanlar da yerlerinde sayıyor.
Malum taşeron kişilerin para pul işlerine aklım ermez. Parayı pulu nereden bulurlar bilmem. Her birisinin lüks ve şamata içinde yaşadığı iddia ediliyor. Bunun yanı sıra çalıştırdıkları elemanlar ise parasızlıktan sürünüyorlarmış. Hiçbirisi doğru dürüst maaş alamıyor, evini geçindiremiyormuş. Ama onlarla birlikte olmaya da devam ediyorlarmış. Eee ne demişler; “Sömürülenler oldukça sömürenler olacaktır.”
Allah o çevrelerden bütün bir milleti uzak tutsun; belalarından, şerlerinden, ispiyonlarından, iftiralarından korusun ve kollasın. Raporda adları zikredilen ve zikredilmeyerek daha sonra kullanılacak kesimler, aklıselim Müslüman halkımız tarafından devamlı dışlanacaktır. Yeri gelmişken bir daha sorayım; “Peki, raporlar hazırlayıp, eylem isteyen kesimler bunu nasıl fark edemiyorlar?”
Yıllar önceydi, hani şu Müslüm, Ali ve Fadime meselesi vardı. O zamanlar her üç ismi de eleştirmiş, Müslümanları ve İslam’ı temsil edemeyeceklerini yazmıştım. En çok hangi çevreler muhalefet yaptı biliyor musunuz? Bugün adı medyada açıklanan iki kesim ile henüz adlarının açıklanmasına gerek duyulmayan veya kullanım süresi dolmamış kişiler. Şimdi yine öyle olacak ve aynı kişiler tepki gösterecekler.
Her neyse, memleketin huzurunu bozmak isteyenlerden ricamız; halkımızı zavallı yerine koymamalarıdır. Onların bilip de milletimizin bilmediği bir şey yoktur. Hatta ve hatta onların bilmediği pek çok şeyi, halkımız bilmektedir. Milletimiz bildiğini zamanı geldiğinde kullanır, öyle rast gele ulu orta konuşup, gerçekleri müstamel hale getirmez.
Bu millet yediden yetmişe; figüran din taşeronlarının kimler olduğunu iyi bellemiştir. Yeri geldiğinde de onların şerrinden Allah’a sığınır. Bir Müslüman, ahiretini yıkarak, bir diğer Müslüman’a veya başka inançlara mensup kişi ya da kişilere; “nefsi ve cüzdanı uğruna” ihanet etmez, zulmetmez, zulmettirmez. Eğer ediyorsa, o zaman Müslüman değildir. Bu ilke İslam Dini’nin temel taşıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi