Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İnsanın kini kirliliğinden gelir

İnsanın kini kirliliğinden gelir

Bir insanın bedeni kirlenirse su ve diğer kir giderici maddelerle temizlenebilir. Temizleyecek hiçbir şey olmazsa, esas temizleyici olan toprakla arlanır ve paklanır. Toprak bütün kirlilikleri örten ve temizleyen bir maddedir.
Yalnız insanın ruhu kirlenirse, onu temizleyecek ne bu dünyada ne de öteki dünyada herhangi bir temizlik maddesi yoktur. Kirli ruhları Cehennem bile temizlemediği için, Cehennemin ebedi bir barınak yeri olduğu söylenir ve Müslüman olanlar da buna inanırlar.
Ruhu kirlenen insanın bedeni de kirlenir. Bedenden kastımız; üzerine giydiği giysilerin temizliği değildir. Eli temiz görünür ama hırsızdır, katildir, canidir, kumarcıdır, bütün berbat işleri yapar. El kiri böyle bir kirdir, temizliği mümkün değildir.
Dişlerini fırçalar temizdir, ağzını yıkar, dili temizdir ama diliyle öyle kirli laflar eder, öyle küfürler savurur ki, kısa günde kırk kere dişini ve dilini temizlese, yine temizlenmiş sayılmaz. Yalan, iftira ve dedikodu yayan dil, kirli dildir, haram çiğneyen diş, kirli diştir.
Kişilerin kulakları dıştan bakınca temizdir amma söyledikleriyle duydukları arasında, insanlığa dair iyi şeyler yoksa; kul hakkı, ihanet, sevgisizlik ve saygısızlıktan öte gitmeyen, yaratılış gayesine ters ne kadar kötü ve arsız ifadeler duyuluyor ve söyleniyorsa, böylelerin kulakları da temiz değildir.
Herkesin gözü kendisine göre güzeldir. Gören göz odur ki, güzeli görür, güzeli anlar, güzeli düşünür. Eğer göz; para hırsından, makam hırsından, kin ve öfkeden başka bir şey görmüyorsa, ona göz denilemez. Yine yaratılış itibariyle göz; Allah’ın insanlara ve diğer canlılara verdiği nimetleri görüp şükretmek için ikram edilmiş büyük bir zenginliktir. Bu gerçekleri göremeyen gözler, kirli gözlerdir.
Uzatmayalım, bütün bu kirliliğin içinde yaşayan insanların ruhlarında insanlık ve temizlik aramak, gökyüzündeki bulutları üfürükle dağıtmaya çalışmak gibidir. Yeryüzünden üfürülerek bulutların dağılacağına inananlar, yukarıda izah etmeye çalıştığım kirli ruhların da temizleneceğine inanabilirler.
Haa, tamamen çaresiz ve dermanı olmayan bir dert midir bu ruh kirliliği? Hayır, o kadar da değil. Allah ruh kirliliği için çok basit ve geçerli bir yol sunmuştur kullarına. Tövbe kapısı her kişinin son nefesine kadar açıktır ve kullanılmaya hazır bir kapıdır. Ayrıca ruh kirliliğini tövbe kapısından başka hiçbir kapı da temizlemez.
Tabii tövbenin kabul edilip edilmeyeceği, biz kullara değil, Allah’a kalmış bir meseledir. Kula düşen; ruhunu kirlettiğine veya kirlettirdiğine inanmasıdır. Kul kendisini hesaba çekip; elinden, dilinden, düşüncesinden, fikrinden, gittiği yolun eğriliğinden, aldandığını ve aldattığını bilmesinden ve kabullenmesinden geçer. O zaman tövbe kapısına varmalıdır.
İçinde yaşadığı toplumun; dirliği, birliği ve bütünlüğünün hilafına, Ebucehil gibi, “Ben doğruyum, benim dediklerim haktır, toplumun bütün kesimleri yanlış içindedir, hepsi yanılmaktadır, bir tek biz doğruyuz” diyerek, trafiğin vızır vızır işlediği ana yola kaplumbağa gibi çıkıp; “Bakın işte biz ana yoldayız” efelenmesi, cehaletin ta kendisidir.
Bu kadar lafı niye ettim? Şunun için yazdım. Malum, Türkiye’yi karıştırmak; huzur ve güveni baltalamak isteyen; makam, şan, şöhret, para ve iktidar olma mücadelesi veren birtakım odaklar var. Bu mahfiller, ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmaz ve her meselede maşa kullanırlar. Son operasyonda ortaya çıkan maşalar gibi.
Bu maşaların isimlerini burada sayıp dökmenin bir anlamı yok. Aynanın karşısına geçip, gözlerinin içine bakarak, Allah ile baş başa kaldığına yemin ettikten sonra, “Sadece Allah için Müslüman olduğunu” söyleyebilen kişi ya da kişiler, ülkemize ve milletimize karşı oynanan hiçbir kirli oyunun içinde yer almazlar.
İşte bu tezgâhların dişlileri arasında da kimlerin görev yaptığı bilgi ve belgelerle yazılıp çiziliyor. Türkiye Müslüman bir toplumdur. Eğer Müslüman kisveli birileri, hemen bütün Müslümanlara kin ve nefret besliyorsa; “Peki bu kin ve nefret, İslam’ın hangi düsturuyla izah edilebilir?” sorusuyla yazıyı noktalayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi