Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Demokratikleş me yürüyüşü sürecektir, sürmelidir

Demokratikleş me yürüyüşü sürecektir, sürmelidir

Abant Platformunun; “Demokratikleşme; 12 Eylül’den AB’ye Siyasi Partiler” başlığı altında yürüttüğü beyin fırtınasının açılış bölümü, güne damgasını vurması gereken önemli bir performansla başladı.
Türkiye’yi suni gündemlerle meşgul edenlerin, Abant Platformu’nda yapılan konuşmaları ve tartışmaları iyi bellemesi, iyi okuması, iyi anlaması ve iyi ezberlemesi gerekir. Türkiye’yi sevenler ve sahiplenenler tek yürekti. Dün sabah yapılan açılış konuşmaları, artık ülkemizin asla önünün kesilemeyeceğine vurulan mühürdü.
ABD’de önemli mevkilerde bulunmuş öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Karpat’ın, 85 yıllık ömründe Türkiye’nin böylesine ufkunun açık, demokratikleşme yürüyüşünde halkın kesin kararlı olduğunu ilk defa gördüğünü söylemesi, dinleyicilerden büyük destek aldı.
Yine konuşmacılardan en büyük alkış ve takdiri alan Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’dı. Meğer ülkemizde ne valiler varmış ve anneler babalar ne insanlar yetiştirmiş. Vali Akpınar’ın, darbeler üzerine yaptığı eleştiriler ve demokrasinin önünün kesilemeyeceğine dair umut veren, güven veren sözleri, dakikalarca alkışlandı.
Rahmetli Vali Yazıcıoğlu’ndan sonra bir Köroğlu vali daha çıktı ve tam da yerinde bulunuyor. Bolu Valisi milletimizin yüz akı valilerden birisi. Demokrasiden ve demokratikleşmeden yana, devlet ile milletin yürüyüşünün engellenemeyeceğini söylediğinde, salonda bulunan herkesin yüzünde muhteşem bir mutluluk tablosu belirdi.
Devlet Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış, 1959 yılında AB’ye rahmetli Menderes’in müracaat ettiğini ama hemen arkasından gelen imtiyazlı sınıfın yaptığı darbelerden sonra bu sürecin durduğunu, tam 45 yıl hiçbir iktidarın ve gücün, müzakere tarihi bile alamadığını belirterek, iktidarın AB sürecinde yaptıklarını anlattı. Özellikle bir kısım medyanın bu meseleye diğer imtiyazlı sınıflarla birlikte kör baktığını ama milletin gözünün aydın ve yarınlarına sahip çıkan özelliğini koruduğunu ifade etti.
Abant platformunda her düşünceden insan var. Her birinin dünyevi ve uhrevi görüşü ayrı ayrı olsa da Türkiye üzerine tezleri, türküleri, düşünceleri hep aynı. Ülkenin demokratikleşmesinde, hak ve hürriyetlerin elde edilmesinde, halkın temsil edildiği TBMM ve yine halkın oylarıyla iş başına gelen iktidarın, kendi kendilerine imtiyaz veren belli odaklar tarafından sürekli yönetilmeye ve yönlendirilmeye kalkması hususunda herkes hemfikirdi.
Başta öz kaynaklarla ekonomik kalkınmadan yola çıkarak, demokratik zeminlerde; tüm inanç ve değerlere, insana ve düşünceye, birlikte yaşamaya ve paylaşmaya, hiç kimsenin, hiç kimseyi kırmadan, dökmeden, ötelemeden, konuşabilme, tartışabilme ve asgari müştereklerde buluşabilmesi üzerinde durulması can alıcı noktalardandı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; demokratikleşme yürüyüşünde TBMM’ye halkın sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, muhalefetin milletten aldığı muhalefet etme görevini, “iktidar düşmanlığı” olarak algıladığını ve TBMM’ye değil, dışarıdaki çetelere bağladığını ifade etmesi, platformun ne kadar da yerinde bir konuyu gündeme taşıdığının önemli işaretiydi.
Adı demokrasi ve demokratikleşme olan insan hak ve hürriyetlerinin kesintisiz verildiği sistemin bugüne kadar imtiyazlı sınıflar tarafından hep tökezlettirildiği, sadece kendileri için bir takım hak ve özgürlükler peşinde olanların, halka karşı daima flu baktıkları ama artık flu bakanların, millet tarafına geçmeleri gerektiği, milletin birer ferdi olarak, topyekün yeni bir Türkiye’nin inşası için çalışmaları gerektiği de yine ısrarla vurgulandı.
Abant Platformu’nda yapılan konuşmalar gösterdi ki, Türkiye artık güdümlü demokratikleşmeden, özgür demokratikleşmeye kesin olarak yol almış bulunuyor. Demokratikleşme sürecinin halk nezdinde büyük bir teveccüh ve sahiplenme gördüğü fakat bazı resmi kurumların, hâlâ ayak direttiği üzerinde de durularak, milletimizin bu engelleri ne pahasına olursa olsun aşacağı dilek ve temennisiyle, programın birinci bölümü sona erdi. Diğer bölümleri de yarın paylaşmaya devam edeceğiz İnşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi