İnşallah sahte çıkar
En büyük sorun yargının çift başlılığı
Tartışılan belgenin gerçek ya da sahte olması tartışılıyor, yorumlanıyor. Ben belgenin sahte olmasını tercih ederim.
İnşallah sahte çıkar. Fakat gerçek olması da benim için sürpriz olmaz.
Ortam buna müsait.
Müsait çünkü darbeye zemin hazırlama operasyonlarına yabancı değiliz.
Gerçek çıksa bile üstünün örtüleceği kanaati de hâkim kanaat.
Sivil mahkemede 39 yıl ceza alan askerlerin askeri mahkemede bir günde beraat etmeleri ve benzer örnekler, rütbeli subayların görev yaptığı mahkemelere güveni gölgeliyor.
Önceki yazımda askeri mahkemelerin kaldırılması gerektiğine bir cümle ile temas etmiştim.
Gelişen olaylar beni tekrar aynı konuya temas etmeye mecbur kıldı.
Çarşamba günü şüpheli konumundaki albay, sivil savcılara ifade verecekti.
Sivil savcılara albay yerine askeri savcı gitti, üç saat gibi uzun bir süre görüştü ve sivil savcılar ifade almaktan vaz geçtiler!
Tek başına bu gelişme bile kamuoyunu albay aleyhine oluşturmaya yetti.
Sadece bu da değil. Albay yerine askeri savcının ziyareti, askerin sivil yargıyı da baskı altında tuttuğu izlenimi bıraktı.
Bu izlenim yargı sisteminin vesayet altında olduğu düşüncesini de depreştirdi.
Askeri konularla ilgili işlem yapan kimi savcıların akıbetleri hatırlanınca, bir gün önce ifade vermesi gerekli olan albayın bir gün sonra ifade vermesinin gerekli olmadığı çelişkisi daha da anlaşılır oluyor.
Albay bu belgeyi hazırladı hazırlamadı, üstlerinin bilgisi vardı yoktu bütün bu tartışmalar normal yargı aşamasında açığa çıkacak konulardır.
Normal yargı aşamasında açığa çıkar, hukuk işletilir.
Askeri yargı için aynı kanaat mevcut değil.
Askeri yargının üstlerini de ilgilendiren böylesi bir konuda vereceği kararlar şaibeden hali olamaz kanaati var.
Emir komuta zincirinin bulunduğu bir ortamda yer alan askeri yargının adalet dağıtacağı kuşkusu sürekli vardır. Bu kuşkuyu körükleyen örneklerin şahitleri hayattadır ve konuşmaktadırlar.
Yargının çift başlılığı büyük sorun.
Oysa tek yargı mercii olsaydı, albay ifade vermek için mecburen o mercie gidecekti. Şimdi gitmiyor ya da gidemiyor yahut da gitmek istiyor ama bırakmıyorlar, hepsi muhtemel.
Meclis bence bu konu üzerinde özenle durmalı ve yargıyı çift başlılıktan kurtaracak anayasal değişikliği yapmak üzere harekete geçmelidir.
Hatırlayacaksınız, bu ülkede Devlet Güvenlik Mahkemeleri diye mahkemeler vardı. AB'nin baskısı sonucu kapatıldılar. Kapatılmalarının temel gerekçesi ise mahkeme üyelerinin arasındaki asker hâkimlerdi.
Üyelerinden birinin asker olması bile AB nezdinde makbul değilken, bütün üyeleri asker olan bu mahkemelerin, üyesi olmaya çalıştığımız AB nezdinde makbul olması düşünülebilir mi?
Tek üyesi askerden oluşan mahkemeler kapatılıyorsa tüm üyeleri asker olan mahkemeler de haydi haydi kapatılmalıdır.
AB istiyor diye değil, AB'deki demokrasi standardına ülkemiz ve insanımız daha layık olduğu için gereklidir.
Evet, meclis bir an önce yargıdaki çift başlılığı ortadan kaldıracak adımı atmalıdır. Yoksa daha çok savcılar ve hâkimler mesleğinden men edilebilir ve ceza almış mahkûmlar beraat edebilir ya da beraat etmiş masum insanlar mahkûm olabilir!
Belgenin sahte ya da gerçek olması önemli, daha da önemlisi o belgeyi ve benzerlerini hazırlayan ve kollayan ortamdır.
Ormandaki bir ağaca takılıp ormanı görmezden gelmeyelim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.