Faiz batağı kurutulsun
Yaşanan ekonomik krizde sona doğru yaklaşıldığı söyleniyor, ama piyasalarda ciddî bir düzelme yok. Elbette her çıkışın bir inişi ve inişin de bir çıkışı vardır. İçerisine sürüklendiğimiz ekonomik krizden de inşaallah çıkacağız, ama acaba bu çıkış süresince ne kadar fatura ödeyeceğiz?
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Tünelin ucunda bir ışık var, ama güneş ışığı mı yoksa araba farı mı olduğu tam belli değil” anlamında sözler sarfedince, belirsizlik biraz daha büyüdü. Bazı ekonomik göstergeler nisbeten düzelmişken, bazılarında henüz düzelme yok. En başta da istihdam ve ihracat konusunda düzelme olmadığı anlaşılıyor. Kriz sebebiyle işini kaybeden bunca ‘işçi’ varken, her an kaybetme korkusuyla yaşayanlar da var. İhracattaki düşüş de zaten tartışmasız. Her ay ihracat rekoru kıran ve bunu ‘törenlerle’ açıklayan Türkiye, artık o günleri hayal bile edemiyor.
Tabiî ki kriz sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir problem değil. Dünya büyük bir ‘köy’ olduğu için yakın ya da uzak ‘komşu’larımızda yaşanan sıkıntılar bizi de ilgilendiriyor. Komşuları etkileyen kriz, bizim ihracatımızı etkilerken, işsizliğin artmasına da sebep oluyor.
İşadamları ve iktisatçılar, her zaman olduğu gibi krizi ve krizden çıkış yolunu farklı şekillerde yorumlamışlar. Bazı işadamları “Bizim sektörlerde de olumlu emareler var” derken, bazıları “Görünene titrek bir ışık demek daha doğru olur” demiş. İktisatçılar cephesi ise “En kötüyü gördük, şimdi kötüyüz” kanaatinde. (Milliyet, 21 Haziran 2009)
Bazı iktisatçıların, “Tünelin sonundaki güneş mi, yoksa araba farı mı?” tartışmasını değerlendirirken, Merkez Bankası’nın sürdürdüğü faiz indirimini eleştirmesi çok garip. Sanki krizden çıkış yolu ‘yüksek faiz’deymiş gibi, MB’nin faiz indirimini eleştirenler çıkıyor. Faizin ‘zehirli bal’ olduğunu anlamak için yeni krizlere mi sürüklenmemiz gerekir? Bugün bile en yüksek faizi veren ülkeler arasında olduğumuza göre, bu yanlışın Türkiye’ye maliyetini hesaplayamıyor muyuz? Yüksek faiz iyi bir yol olsaydı, dünya âlem yüksek faiz konusunda bizi gerilerde bırakmaz mıydı?
Merkez Bankası Başkanının “tüneldeki ışık” misâlini vermesi ve insanları ‘şüphe’ye düşürmesi kendi içerisinde tartışılabilir. Fakat bunu yaparken “Faizler niçin düşürülüyor? Yüksek faize devam edilsin” demek Türkiye ve dünya gerçekleriyle uyuşmaz.
Zaman zaman ‘terörle mücadeleye’ ya da sosyal güvenlik kuruluşlarının ‘açık’larını kapatmak için harcanan ‘milyar dolar’lardan bahsedilir. Peki, aynı şekilde ‘faize harcanan milyar dolarlar bahsi’ niçin açılmaz? Elbette terör biran önce bitsin, sosyal güvenlik kuruluşları da açık vermesin. Ama ‘faiz batağı’ da kurumasın mı?
Her hal ve şart altında, öncelikli olarak ‘faiz batağı’nın kurutulmasına çalışılsa iyi olacak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.