D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Millî Eğitim ve ahlâk şûrası

Millî Eğitim ve ahlâk şûrası

Dün büyük düşünürümüz, ahlâkçımız Nureddin Topçu’dan bahsetmiştik. Türkiye’de eğitim öğretim sistemi devasa bir cihaz. Bir öğretme cihazı, bir test cihazı... Öğretim var, eğitim yok. “Eğitim” kelimesi güya “terbiye” karşılığı uydurulmuştur. Fakat asla onun yerini tutamaz. En açık delili, bir çok “eğitimli”nin “terbiyeli” olmamasıdır!
Bakanlık “Millî Eğitim” ama, bünyesinde “Talim ve Terbiye” Kurulu var. Talim kelimesi de “öğretim”le karşılanıyor. Talim “ilim”le aynı kökten. Yani ilimlendirme! Askeriye ise talim kelimesinin yerine “eğitim”i koydu! Bir karışıklıktır gidiyor anlayacağınız. Bakanlığın doğru isminin “Eğitim ve Öğretim Bakanlığı” olması lâzım. Eskiden, yani 1960’lara kadar, bütün bunları karşılayacak şekilde “maarif” kelimesi kullanılırdı. Maarif Vekaleti..
Bugün Topçu’nun “Türkiye’nin Maarif Dâvası” kitabından bazı iktibaslar yapacağız:
“Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu halde millet maarif demektir.”
¥
“Fertte olduğu gibi millet vücudunda da iki unsur birleşmiş bulunur. Biri verasetle ecdatdan getirdiği, öbürü maarifle getirdiği eğitimdir. Ecdadın veraseti tarih şuuru içinde saklıdır. Bizde ecdat ruhunu yaşatıcı tarih şuurunu besleyen ve canlı tutan maarif olduğu gibi, onu yıkan ve çürüten de yine maariftir.”
¥
“Bugün bir mektep buhranı yaşamaktayız. Geride bıraktığımız bin yılın bir kısmı, ilahî ideallerin heyecanı ile onu ebedî yapacak mektebi kurmak için kanlar akıttı, sayısız kurban verdi. Son asırlarda ise yüzyıllarca süren emeklerin eserini istismar ediciler türedi. Bu bina yıkıldı. Şimdi milletin gerçek varlığı olan ruhunun harabesi karşımızdadır. Bizi Hakk’a götüren yol, aydınlığa açılan bir kapı lâzım. Bu kapı mektebin kapısıdır. Bugünkü mektep insanın ruhunu yüceltmek için değil, makinaya esir olarak midesinin saltanatını yaşatmak için açılmış kapıdır. Gençler, bina, fabrika, teknik hizmetinde alacakları paranın hesabını yaparak bu kapıdan giriyorlar. Elbette onda hörmet, hayâ, vatanseverlik ve milliyetçilik, sanat ve ahlâk dersleri almayacaklardır.”
¥
“Bize bir insan mektebi lâzım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlâkî değeri olduğunu tanıtsın, hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah’ın huzurunda yaşamayı öğretsin.”
¥
“Mektepte alınan ders, ya bir tasavvurdur, hayale mal edilir; ya bir hünerdir, ele mal edilir; ya bir iradedir, iktidarımıza ilâve edilir; ya da bir aşktır, kalbe doldurulur. Bunlardan biri halinde benliğimize girmeyip sade hâfızada, şuurun dışında asılı bir küfe yük halinde duran bilgiler verici öğretim, faydasız ve mânasızdır.”
¥
“Ahlâk insanın her an yaşadığı bir gerçekliktir. Hareketlerimizin ilmi demek olan ahlâk bilgisi lisenin bütün sınıflarında, her sınıfın seviyesi ölçüsünde olarak tenkit ve münakaşalı bir şekilde okutulabilir. Her rönesans hareketinde olduğu gibi, lise öğretiminde de fizikten ahlâka doğru cesaretle yükselelim.”
¥
“Hâlâ ilmin ne olduğunu bilmeyen orta ve yüksek öğretim üyeleri, müsbet ilim adını tapılacak put haline koydular. Onu da anlamadılar ve insan ilgilerini, çevrildikleri saha içinde basamaklar halinde sıralayan kültür seviyesine bir türlü ulaşamadılar.”
Nureddin Topçu, 34 sene önce vefat etti; fakat bu sene 100 yaşında! Ortaya koyduğu fikirlerle, sürdürdüğü mücadele ve dâvasıyla yaşıyor. 20. Yüzyılın barbar pozitivizmine karşı ahlâk nizamını savundu. “İsyan ahlâkı” kavramı ile hem yerli hem evrensel bir düşünce ve hareket yolu açtı. Onun yüzüncü yaşı dolayısıyla, Türkiye Yazarlar Birliği bir “ahlâk şûrası” toplayacak. Aslında bu Millî Eğitim’in işi. Tek kanatlı, sadece öğretime dayanan Milli eğitim, işin değerler kısmını, terbiye kısmını, ahlâk yönünü bunca zaman ihmal etti. Her alanda yaygınlaşan ve eğitim sistemini çürüten yozlaşmalara karşı yeni arayışlar için böyle bir başlangıç yapmak gerekiyor. Yapar mı? Bunu bilemiyoruz. Fakat gönüllü kuruluşların Nureddin Topçu vesilesiyle bunu yapacağına, bilhassa eğitim sistemimizin sağlıklılaştırılması için gerçek bir beyin fırtınası estireceğine inanıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi