"CHP – Ordu = İktidar"
Yarın saat 11'de CHP Genel Merkezi'nde önemli bir toplantı var. Konu, Cumhurbaşkanı'nın onayladığı askere adlî yargı yolunu açan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılması. Karar zor bir karar. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık. CHP için tam olarak bir yol ayrımı.
İster Anayasa Mahkemesi'ne gitmek, isterse iptal davası açmaktan vazgeçmek şeklinde bir karar verilsin, her iki durumda da CHP, artık eski CHP olmayacak. Yarın yapılacak toplantıdan çıkacak karar, CHP'nin kaderini belirleyecek. Neden mi?
Fiilî iktidarlar her zaman koalisyonlara veya ittifaklara dayanır. Türkiye'de her zaman fiilî olarak ikili bir iktidar yapısı oldu. Dokunulmazlığı olan bürokrasinin, özellikle yargı bürokrasisi ile askerî bürokrasinin büyük sermaye gücünü de yanlarına alarak devlet içinde kurdukları iktidar. Bu iktidarın demokratik aktörler arasındaki uzantısı ise CHP oldu. Devlet içindeki iktidarın karşısında ise sandıktan çıkan ve çoğunluğu temsil eden demokratik iktidarlar yer aldı. Siyasetin gündemi, doğrudan doğruya siyasî rekabet bu iki iktidar arasındaki mücadeleye göre belirlendi. Türkiye'nin yakıcı, sarsıcı gündemlerinin tamamı bu iki iktidar odağının rekabeti ile şekillenmiştir. Normal olmayan, yolunda gitmeyen her şey bu durumun eseridir. Laiklik tartışmalarından Kürt sorununa, demokratikleşmeden eğitim alanına kadar karşımıza çıkan her sorunu içinden çıkılmaz hale getiren temel sebep de budur. Bu ikili iktidar yapısı, devletin tekliği prensibine aykırı olduğu için sorunları çözmek yerine büyüttü. Yanlışlık, bürokrasinin ittifaklar kurarak demokratik iktidarın karşısında yer almasındaydı.
"CHP + Ordu = İktidar" formülü, bu ikili yapı içinde devlet içindeki bürokratik iktidarın sihirli formülünü anlatmaktadır. Ancak bu formülün bileşenlerindeki çok önemli bir özelliği gözden uzak tutmamak lâzım. Devlet içindeki iktidarın asıl sahibi askerî bürokrasidir, CHP değil. Bu formülde CHP, askerî bürokrasinin iktidarına meşruiyet kazandıran, ona sivil destek sağlayan bir payanda olarak rol almaktadır. "Fiilî iktidar gücü kimin eliyle kullanılıyor?" sorusunun peşine düşünce, çoğu alanda hükümetin hâlâ muhalefet, çoğu kritik konuda CHP'nin ise iktidar konumunda görünmesi bu yüzdendir.
Bu iktidar rekabetinde önemli olan prensipler değil, fiilî dengeler. Anayasa'nın 145. maddesinin kaldırılmasını savunan CHP'nin, ordu üzerinde demokratik denetim için çalışmalar yürüten TÜSİAD'ın ve hukuktan yana görünen medyanın askere yargı yolunu açan kanun karşısında paniğe kapılmalarının ve hemen itiraza girişmelerinin "fiilî durum" dışında bir gerekçesi yok.
CHP'nin içinde yer aldığı iktidar formülü, tarihî olarak iki temel iddiaya dayanıyor. Birincisi "devleti kuran parti" olarak CHP'nin, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren modernleşmenin sürükleyici gücü olan sivil-asker bürokrasinin organik temsilciliğini üstlenmesi, yani devlet partisi olması. İkincisi ise sol ideolojinin 1960'larda keşfettiği Millî Demokratik Devrim teorisinin etkisiyle, bu tarihsel ittifakın sol bir ideolojiye evrilmesi. 27 Mayıs ile başlayan askerî darbelerin kurduğu ve sürdürdüğü düzen de, doğal olarak CHP'yi bu askerî düzenlerin bekçisi haline getirdi. Ama artık iki iddia da çöktü.
Bugün, "CHP + Ordu = İktidar" formülüne itiraz eden CHP'nin 28 Şubat sürecine, 27 Nisan e-muhtırasına ve 82 Anayasası'na verdiği desteği açıklaması lâzım. "Askere yargı yolunu açan kanun" ise artık bardağın taştığı an. CHP'nin asıl zorluğu ise payanda olduğu askerî vesayet düzeninin artık sürdürülemez olması. Artık ne MDD tezleri, ne de eskisi gibi güçlü bir devlet iktidarı var. Dünya değişti. Hayat değişti. Siyaset değişti. Bugün askerî vesayet düzenini savunmak, kaba gücün ve zorbalığın egemenliğini savunmak dışında hiçbir anlam taşımıyor.
CHP için, "CHP + Ordu = İktidar" formülünden vazgeçmek ve bir siyasî partiye yakışır biçimde sadece demokrasiden yani halktan güç almayı denemekten başka çare yok. "Sol bir parti" olmayı bir kenara bırakın CHP'nin "parti" olarak kalması bile buna bağlı. CHP'nin yarın vereceği kararın bir arınma kararı olması ve artık "CHP – Ordu = İktidar" formülünü denemeye başlaması pek şaşırtıcı olmayacak. Bu formül CHP'nin altında ezildiği yüklerden kurtulması anlamına geliyor.