Sivil yargılamanın rövanşı
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Ergenekon’a kilitlendi. Israrla Ergenekon davasına bakan hakimler ve soruşturmayı yürüten savcılardan hesap sormak istiyor. Oysa, Anayasa’nın 139. maddesi çok açık. Hakim ve savcıların yargı teminatları var.
Ama çok ısrarlılar. Hesap tutarsa, hem mahkeme hem soruşturma, ‘iyi çocuklara’ emanet. Şemdinli ve Susurluk’ta olduğu gibi Ergenekon davası iğdiş edilecek.
2 yıldır hakim ve savcılara dokunmakta tereddüt eden bazı HSYK üyelerinin, şimdi bu kadar ısrarcı olması, askere sivil yargı yolunu açan yasadan bağımsız değerlendirilemez. Belli ki, üzerlerinde yoğun baskı var.
Bu yasanın Çankaya’dan dönmesi için ‘bir askeri yetkili’ türünden 28 Şubat geleneklerini hortlatanlar, şimdi HSYK’yı etkileme gayreti içindeler.
Direniyorlar.
Ama karşılarında da dirençli bir siyasi irade var. Geri adım atmayı düşünmüyorlar. Zekeriya Öz’ü Ferhat Sarıkaya gibi ‘yem’ etmeyecekler.
O nedenle, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK’nın dünkü toplantısına katılmadı. Müsteşarı Ahmet Kahraman’ı da göndermedi. HSYK’nın 5 üyesi, dün, kendileri çalıp kendileri oynadılar.
Karar vermesi gereken onlardı.
Çünkü, Adalet Bakanlığı, 2 bin civarındaki hakim ve savcının atamalarıyla ilgili taslak çalışmayı, HSYK üyelerine 15 Haziran’da teslim etti. Aradan geçen 1 ay boyunca HSYK üyeleri çalışmalarını bitiremedi.
Daha doğrusu, bazı üyelerin Ergenekon’da 3. iddianameyi bekleme arzusu, incelemenin önüne geçti. İddianame mahkemeye sunulursa, savcıları daha kolay görevden alacaklarını umdu. Evdeki hesap çarşıya uymadı.
Şimdi HSYK Üyeleri karar verecek; ya devam eden soruşturma ve kovuşturmalara müdahale anlamını taşıyacak atamalardan vazgeçecek, ya da kararnameyi tümden unutacak.
Bakalım, sivil yargılamanın rövanşı nasıl sonuçlanacak?