Sigara dumanı ve Ergenekon'un silahları
Sigara içme özgürlüğünü savunmanın, Ergenekon Örgütü'nün eylemlerini "ulus devlet"in çıkarları adına savunmaktan hiçbir farkı yok. İkisi de özgürlük değil. Çünkü ikisi de insanın en temel hakkı olan "yaşama hakkı"na karşı çok ağır bir saldırı hali. "Sigara içmek" diye bir hak yoktur.
Sigara içmek, iradesi zayıf insanların bir iptila uğruna kendi kendilerine sürekli bir zarar verme durumudur. İnsanın kendi kendine zarar verme eylemi bir hak olarak savunulamaz. Başkalarının "zarar görmeme hakkı"na saldırdığınız zaman, yani insanları sigara dumanına boğduğunuzda sizin Silivri'de tutulan örgüt mensupları gibi en temel haklarınızın askıya alınması gerekir.
Ergenekon Örgütü'nün yaptığı işlerin "devlet millet faydasına" olduğunu söylemek ile sigaranın faydalarını sıralamak arasında hiçbir fark yok. İkisi de zararlı, hem de çok zararlı.
Sigara içmek bir özgürlük değil, sigara içmek bir hak değil. Başkalarının sağlıklı yaşama hakkına zarar veren bir hak ve özgürlük olamaz. Bu yüzden, bugün başlayan "dumansız hava sahası" uygulamasına "nerde o eski günler" nostaljisi ile itiraz eden sigara tiryakilerine sadece gülüp geçmek gerekir. Hele bu yasak yüzünden zarar edeceğini düşünen esnafın şikâyetlerini ka'le bile almamak lâzım. Zehir ticaretinden sağladığı kârdan olanlara acımak gibi bir lüksümüz olamaz.
Bugün Türkiye'nin ileri ve medenî ülkeler safına geçtiği tarihî bir gün. Nikotin krizi yüzünden yasakları çiğneyip, çevresindekileri duman solumak zorunda bırakanları durdurmak için artık ille de pazunuza güvenmeniz gerekmeyecek. Bir kanun var ve sadece o kanuna uygun davranılmasını talep edeceksiniz. Bu kanun diğer insanların temel haklarına zarar verilmesini önlemenin yanında toplumu medenîleştirecek. Herkes aynı suçu işleyince suç, suç olmaktan çıkıyordu. Artık öyle değil. Sigara içenlerin kanun zoruyla uyması gereken medenî ölçüler var.
Uzun bir tarih boyunca sigaranın boğduğu bir toplum artık özgürleşiyor. Tıpkı askerî vesayet altında bir türlü yeteneklerini sergileyemeyen, akla zarar bir cenderenin içine hapsolmuş toplumun özgürleşmesi gibi. Türkiye'nin asker-sivil ilişkisinde yaşadığı krizler, daha özgür ve daha kişilikli bir toplumun habercisi. Bugün başlayan sigara yasağının daha sağlıklı ve daha medenî bir toplumun başlangıcı olması gibi.
Hayatımın çok önemli bir kısmını sigara tiryakisi olarak geçirdim. Sigara içerken, sigara içmeden yaşamanın mümkün olamayacağını düşünürdüm. Bir hafta dişimi sıkıp sigarayı bıraktıktan sonra, hayatım boyunca yaptığım en büyük hatanın sigara içmek olduğunu kavradım. Sigara sadece sağlığınızı değil, insan ilişkilerinizi, hayata bakışınızı da zehirliyor. Bile bile başkalarına zarar veren bir eylemi, empati duygunuzu körelterek, insanlara saygısızlığı bir kişilik özelliği haline getirerek sürdürüyorsunuz.
Bugün başlayan yasak, en çok sigara tiryakileri için faydalı. Çünkü onların suç işleme eğilimlerini dizginliyor. Sigara bağımlılığı, eroin bağımlılığı gibi değil. İçmediğiniz zaman ölmüyorsunuz, sadece bir keyfi ertelemiş oluyorsunuz. Oruç tutarken, uzun bir yolculukta sigara içmeden durabilmenin sırrı bu. Yasak, bu keyfi mecburen erteletecek ve böylece sigara tüketimini azaltacak.
Sigara bağımlılığı, vücudun doğal olarak salgıladığı ve mutluluk hormonu adı verilen endorfinin ancak nikotinle tetiklenebilmesi demek. Bir haftalık bir sabır tedavisi, bu endorfin salgısını doğal haline döndürmeye yetiyor. Bugün başlayan sigara yasağı, sigarayı bırakmak için de bir vesile. İkinci sınıf vatandaş muamelesi görmemek için, sigaradan uzak durmak lâzım.
Sigarayı, Ergenekon'un silahları gibi görmeyi denemek, kurtulmak için iyi bir başlangıç olabilir.