Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Abdülhamid Han’ın Filipinler’deki camisi

Abdülhamid Han’ın Filipinler’deki camisi

Bugün Ergenekoncuların Türkiye’yi karıştırdığı gibi, bunların atası olanlar da Abdülhamid zamanında ülkeyi yine kargaşa ve kaosa sokmuşlar, parçalanmamıza sebep olmuşlardı.
Hayret edilir mi bilmem ama yüzyıldır Türkiye üzerine kimler oyun oynamışsa, hâlâ aynı çevreler ve aynı zihniyetler, yine oyunlarına devam ediyorlar. Mevcut karmaşacılara bakıldığında görülecektir ki, bu toplumun değer yargılarını paylaşan, milleti kucaklayan bir tek kişi bulunamaz. Sadece bu gerçek bile meselenin anlaşılması için yeterli sebeptir.
Sıkça vurguladığımız gibi, sürekli imtiyaz isteyen, imtiyazlarıyla yaşama mücadelesinden başka bir gayesi ve amacı olmayan, kendilerini devamlı millet iradesinin üzerinde gören, görmekle kalmayıp, yönetmeye kalkan mutlu kesimler, Abdülhamid zamanında da bugün de aynı doğrultuda azimle ve hışımla işlerini yapıyorlar.
Cennet mekân Abdülhamid’in hem Osmanlı’yı ayakta tutmaya hem de İslam dünyasındaki birlik ve beraberliği sağlamaya çalışırken verdiği mücadele dillere destandır. Başını kaşıyacak zaman bulamadığı 33 yıllık döneminde, milletlerden fertlere kadar herkesin derdiyle dertlenmiş ve çare olmaya gayret etmiştir.
İşte onlardan bir örneği sunmak istiyorum.
1905 yılında Filipinli Müslümanlar aylarca yolculuk yaparak İstanbul’a gelir ve Abdülhamid Han’a bağlılıklarını bildirdikten sonra, bir istekte bulunurlar. Derler ki; “Filipinli Müslümanlar olarak ibadet edebileceğimiz, namaz kılabileceğimiz bir camimiz yoktur, sizden isteğimiz bize cami hususunda yardımcı olmanızdır.”
Abdülhamid Filipinli heyeti ağırlar, hediyeler verir ve yolcu eder. Cami için de; “Arkanızdan gelecek” der. Heyet ilgiden memnundur, Osmanlı topraklarında bulunmaktan sevinçlidir ama yine de kafalarında bir soru işareti vardır. “Arkamızdan cami nasıl gelecek, bu ne iştir” diye sorarlar fakat Abdülhamid’e olan güvenlerini de yitirmezler.
Ziyaretten aylar sonra Filipinli Müslümanlar arasında coşkulu bir müjdeli haber dolaşır. İstanbul’dan Filipinlere cami gelecektir. “Nasıl olur, deniz yoluyla cami mi gelir,” diye şaşkınlıklarından ne yapacaklarını bilemezler ve limana gidip, İstanbul’dan gelen gemiyi beklerler.
Payitahttan kalkan gemi, aylar sonra limana demirler. Filipinli Müslümanların şaşkınlığı kat be kat artar. Günün şartlarına göre gemiden dev bir cami iner. Sultan Abdülahmid ağaçtan bir cami yaptırmış ve gemiyle Filipinler’e göndermiştir.
Evet, ağaçtan yapılan cami, hâlâ Filipinler’de hizmet vermektedir ve Müslümanlar namazlarını orada kılmaktadırlar. Filipinliler camiyle yetinmez, İslam’ı daha iyi bilmek ve yaşamak için dini kaynaklar isterler fakat bu istekleri de ancak yüz yıl sonra gerçekleşir.
1999 yılında İhsan Kasım, Mehmet Fırıncı ve Rıza Dalkılıç aracılığıyla Filipinler’e ilk defa Risale-i Nurlar ulaşır. Bu vesileyle artık her yıl Bediüzzaman sempozyumu yapılır. Bu yılki sempozyuma da Risale Haber’den Said Özadalı katılır. Gerisini ondan okuyalım.
“Sempozyum Filipinli bir hafızın Kur’an tilaveti ile başladı. Okunan ayetler oldukça manidardı. “Emaneti ehline verin” diye başlayan Ayet-i Kerimenin son ayeti ise “Allah’a tevekkül edin, müminler Allah’a tevekkül eder” şeklindeydi.
Filipinli kardeşlerimizin gayretleriyle gerçekleştirilen sempozyumun açış konuşmasını Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü Başkanı Muhammed Rıza Dalkılıç yaptı. Filipinler’de 100 yıl önce yüzde 65’in üzerinde Müslüman çoğunluk varmış. Filipinliler fıtraten çok yumuşak, merhametli, şefkatli insanlar oldukları için Risale-i Nur’lara müheyyarlar.
Bunun en güzel örneğini de Mi’rac gecesinde yaşadık. Daha önce papaz olan üç Hıristiyan Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldular.
Bu arada 105 milyon nüfusa sahip Filipinli Müslümanlar bir serzenişte bulunuyorlar; ‘Sizin ecdadınız 1905’te buraya cami gönderip unutmadıkları halde, siz neden ancak 100 yıl sonra geliyorsunuz? 100 sene ara verdiniz’ diyorlar. Ama Elhamdülillah Risale-i Nurlar vasıtasıyla hizmetlerin buraya gelmiş olması hayırlı bir faaliyettir. Filipinli Müslümanlardan Türkiyeli Müslümanlara selamlar var.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi