Cemal Nar

Cemal Nar

Başbakan Sakin Olmalı

Başbakan Sakin Olmalı

Adamların en büyük umudu, ülkede gergilik olması, kargaşa ve karmaşa çıkması, vatandaşların birbirine girmesi, kavga çıkarması. Bunun adına da “kaos” diyorlar.

Neden bunu istiyorlar?

çünkü kavganın olduğu yerde akıl mantık aranmaz, duygular öne geçer, hisler sel olur ve ne yıkımlar yapacağı kestirilmez.

Bir zamanlar bir dostumdan dinlemiştim: “Fakültedeyiz. Abi dediğimiz insanlar bize diyorlar ki: ‘Görüyorsunuz burada biz çoğunluk değiliz. Normal şartlarda hiç de olamayacağız. Ama burada çoğalmanın bir tek yolu var; kavga çıkarmak. Kavganın olduğu yerde biz artarız.” O dostum bu sözlerden dehşete kapılmış ve sonrasında derin derin düşünerek o guruptan ayrılmış.

Burada yayınlanan “Hem Geriyor Hem Suçluyorlar” başlıklı yazımızda demiştik ki:

“Tam da “yavuz hırsız” misaliler. Adamlar bir türlü yakamızdan düşmüyor.

Bağırıyorlar, çağırıyorlar, yürüyorlar, tehdit ediyorlar.

üslup bozuk, seviye düşük, tavır çirkin. Bir sokak kabadayısı gibiler.

Neden böyleler?

çoklar mı? Haklılar mı? Güçlüler mi? Dertleri ne?”

Bu maddeleri tek tek işlemiştik ve sonunda şöyle demiştik:

“Evet, çok değiller, haklı değiller, güçlü değiller.

öyleyse insan utanır yahu. %30, %70’e kafa tutuyor hiç de kendisini ilgilendirmediği halde. üstelik üslup bozuk, tavır çirkin, seviye düşük. Ailenin yaramaz ve şımarık çocukları gibiler.

Hayır, oyuna gelmeyeceğiz. Büyüklüğün sorumluluğu içinde ağırbaşlı ve sabırlı olacağız. Uyuz olsalar dahi, yanlış anlaşılmasın diye kaşımayacağız bile.”

Evet, “uyuz olsalar kaşımayacağız.” Demiştik yanlış anlaşılmamak için. Burada ilave edelim; fırsat vermemek için.

Sebebi gayet basit:

“İstiyorlar ki, haklılar da haksızlar gibi sokaklara insinler ve kavga olsun. Olsun da ordu olaya el koysun. Ordu nasıl olsa onlardan yana onlara göre. Güya o olmasa iktidar olmalarına imkan yok. Zamanında CHP + Ordu = İktidar diye bir formül ortaya atılmıştı bilmem kime aitse.”

Biz tam da böyle düşünürken, herkesi sükunete çağırırken, kışkırtmalara alet olmamaya davet ederken, sayın başbakandan üst üste çok sert ifadeler geldi. Bu sertliği doğru bulmayanlara “öfke de bir hitabet sanatıdır” diye cevap verdi.

Yıllardır hitabet dersleri vermiş biri olarak diyorum ki, “evet, hitabet sanatında o da bir metottur.” Ama hitabette zamanlama da çok önemlidir. Zaman ve zemin, muhataplar kadar önemli.

ülkenin huzurunu başbakandan daha çok istiyor olamayız elbette. Peki öyleyse başbakan bunu neden yapar? Herkes gerilimden sakındırırken o gerilimi neden tırmandırır?

Tahminim geri adım atmayacağını belirten bir kararlılık göstergesidir. Bu meseleyi sonuna kadar götüreceğinden kuşku duyanların iradesini bozmak içindir. “En güzel savunma, taarruzdur” ilkesindendir. Akılsız mantıksız saldırıların püskürtüleceğinin ifadesidir. Belki de bizim tahminlerimizden bambaşka ama bilmediğimiz daha bir sürü sebepleri vardır.

öyleyse de artık yeter. İki üç gün anlayana kafidir. Artık başbakan ve bakanlar, hükümet sözcüleri, bu konuda daha sakin, daha yumuşak, daha kuşatıcı olmalılar ve ön plana daha çok ilkeleri çıkarmalıdırlar.

Adamı zıvanadan çıkaracak sözler söyleniyor, yazılar yazılıyor olabilir. Onların amacı da zaten bu değil midir? Sabır burada belli olur işte. “Sabırla koruk helva olur”muş. Sevgili Peygamberimiz : “Pehlivan, hasmını yenen değildir. Esas pehlivan, öfke anında nefsini tutandır.” Buyuruyor.

Konuşacağımız günler de gelecektir inşallah. Hele şu kargaşa bir geçsin, ortalık bir durulsun, işler yoluna girsin, bakın o zaman, söylenecek ne sözlerimiz vardır.

Kızlarımızın sabrı ve olgunluğu hepimize örnek olarak yetmez mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi